English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / But not any more

But not any more translate Turkish

445 parallel translation
- Birmingham, where I used to slave in the factories but not any more.
- Birmingham, Fabrikalarda köle gibi çalıştığım yer. Ama artık değil.
Well, there was, but not any more.
Evet, eskiden vardı ama artık yok.
There was, but not any more.
Vardı ama artık yok.
A long time ago the farmers used to bring it to me, but not any more. Now I live on charity.
Uzun zaman önce çiftçiler getiriyorlardı, ancak artık getirmiyorlar.
I was doubtful about your beauty, but not any more.
Güzelliğin hakkında kuşkum vardı, artık yok.
There was a time for this law, but not any more.
Bu yasağın da bir zamanı vardı, ama artık bitti.
I say, " Yes I did but not any more.
Evet ama o eskide kaldı.
Allow me to withdraw. Listening to you, I felt despair, but not any more.
Seni dinlerken kendimi çaresiz hissederdim, artık hissetmiyorum.
But you're not going to be any more.
Ama artık değilsin.
It's unfortunate, but for my own comfort and peace, and certainly for yours, don't you think you might find some excuse not to come here any more?
Büyük talihsizlik, ama hem benim hem de sizin rahat ve huzurunuz için buraya gelmemek için bir bahane bulamaz mısınız?
But you're not angry any more, are you?
Ama artık sinirli değilsiniz değil mi?
I'm not a mind reader, but let me tell you if this girl employs any more tricks trying to blackmail my son- -
Ben medyum değilim ama sizi uyarıyorum. Siz veya bu kız oğlumu tehdit ederse...
I tried not to think any more... but my mind was on a treadmill.
Daha fazla düşünmek istemedim ama aklımda bu düşünce sürekli dönüyordu. Neden yalan söylemişti? Neden gitmişti?
I'm not defending any outlaws but this town had better wake up, or there'll be more outlaws.
Kimseyi savunmuyorum ama bir şey yapmazsak yeni kanun kaçakları olacak.
- Sometimes But I am not going to any more
- Bu hâlde bunu bize anlatmaya neden onlar da gelmedi?
But that's no concern of yours. Not any more.
Ama bu senin işin değil.
But you're not any more.
Ama artık değilsin.
It is strange... but I feel myself more related to the Hungary land... than to any other country, even I do not know it.
Nedendir bilmem Macaristan'ı bir kez bile görmemiş olmama karşın diğer ülkelerden çok seviyorum.
Not any more. Maybe she was when you started telling this story, but not now.
Belki bu hikayeyi anlatmaya başladığında öyleydi ama artık değildir.
You call me whatever you want, but I'm not beatin'up any more men for you,
Bana istediğini söyleyebilirsin, ama senin için daha fazla adam vurmayacağım.
We may lose the hill, but I'm not about to spend any more men for it.
Tepeyi kaybedebilirim ama daha fazla adam kaybetmeyeceğim.
You are strange and intimidating but you do not frighten me any more.
Çok tuhaf ve korkunçsun, ama artık kokutmuyorsun beni.
I love you, but I'm just not Lulamae any more.
Seni seviyorum, ama ben artık Lula Mae değilim.
I don't like it any more than you do, but I'm not going to lose you now.
Bunu yapabileceğimi hiç sanmıyorum canım. Ama endişelenme. Şimdi seni bir daha kaybedecek değilim.
Maybe it's true, maybe not, but this chump's not gonna say any more.
Doğru söylediğine emin değilim ama tek bildiğim bu ahmağın daha fazla konuşamayacak olduğu.
I'm not one to pull rank, but if there's any more of your filthy talk or your foul, rotten tricks, you'll pay for it.
Ben sizin seviyenizde biri değilim, ama bu pis muhabbete devam etmek istiyorsanız bunun bedelini ödersiniz.
This may come as another shock, but pursuing girls does not estrange one from God any more than pursuing mathematics, for example.
Bu, başka bir şaşırtıcı durum olabilir fakat kız peşinde koşmak insanı örneğin matematiğin peşinde koşmak kadar Tanrı'dan uzaklaştırmaz.
But if I ask to be grounded, I'm not crazy any more and I have to keep flying.
Uçmamın yasaklanmasını istersem bu deli olmadığımı gösterir - ve uçmaya devam ederim.
I've got an eye like an eagle, but let's not waste any more time!
Şu göze bir baksana sen! Hadi beni daha fazla tutma!
And this fine line that runs from ear to chin... is not as obvious any more... but it is etched there by your easygoing, indolent ways.
Ve bu kulağından çenene gelen güzel çizgi artık çok belli olmuyor ama senin tembel ve yumuşak tavırlarınla oraya kazınmış.
But there is no such substance as phlogiston, just as there is no such principle as the vital principle, because fire is not material, any more than life is material.
'Yaşam prensibi'diye bir prensip olmadığı gibi. Yaşamın kendisi bir materyal olmadığı gibi, ateş de değildir.
It's not going to be better and better and better any more, but worse, your organism will being to malfunction.
Daha fazla iyiye gidecek değil. Daha da kötüsü bünyen teklemeye başlayacak.
But I'm not alone any more.
Ama ben artık yalnız değilim.
But the truth about Hungarians, which they do try to cover up... is that they're not any more crooked than the rest of us.
Ama macarlar hakkındaki gerçek şu ki, - devamlı üstünü örtmeye çalıştıkları gerçek - şu ki ; onlar da en az diğer herkes kadar hilekar.
I don't know if you rear-ended that guy on purpose, but you'd better not pull any more stunts like that!
O adama arkadan bilerek mi çarptın bilmiyorum ama daha fazla numara çevirmeye kalkışmasan iyi olur!
No, it used to be true... but it's not what it was any more...
Hayır, eskiden öyleydi ancak, artık eskisi gibi değil...
which is not a whole any more, but a sum of translations, a sum of feelings which are forwarded...
artık bir bütün değil, çevirilerin toplamıdır, hislerin toplamının yöneldiği...
I wanted to punish everyone by not eating but it wasn't even worth talking to them any more and I went into a brasserie and ate some sausages.
Yemek yemeyerek herkesi cezalandırmak istiyordum. Artık insanlarla konuşmak bile anlamsız geliyordu. Bir bara gidip sosisli yedim.
My dear child, I'm sorry to dash your hopes... but your father's not with us any more.
Sevgili küçüğüm umutlarını kırdığım için üzgünüm.... fakat baban artık bizimle olamayacak.
Now, I don't begrudge anybody their due but I'd appreciate you not recording any more of my tunes.
Kimsenin ekmeğiyle oynamak istemem ama bir daha benim şarkılarımı okumazsan sevinirim.
Malicious people hinted at something more than a friendship between them, but, outwardly, not a trace of any special sympathy could be detected.
Kötü niyetli insanlar ikisinin arasında arkadaşlıktan daha fazla bir şeyler olduğunu ima ediyorlardı fakat görünürde herhangi özel bir duygudan iz yoktu.
But I'm not going to give you any more satisfaction than I have to.
Ama size bundan daha fazla bir tatmin yaşatmayacağım.
But I'm not a Susan any more, I've changed me name to Rita.
Ama artık Susan değilim, Adımı Rita olarak değiştirdim.
He was in room 709 but he's not there any more.
709 numaralı odadaydı ancak artık orada değil.
I don't know what's provoked this outburst, but I don't like it, any more than not knowing where you were last night.
Taşkınlığının sebebini bilmiyorum ama dün gece nerede olduğunu bilememek kadar hoşuma gitmiyor.
Then he waited another seven days, and again sent forth the dove from the ark but she did not return to him any more.
Sonra bir yedi gün daha bekledi, ve bir güvercin daha yolladı ama o da geri gelmedi. Kuş nereye konmuştu?
But I'm not in the mood... to listen to any more of your scientific observations.
Ama hiç havamda değilim. Senin bilimsel incelemelerini dinleyecek halim yok.
Look, I don't know who you are, what you are, or where you came from, but I'm not taking any more of this.
Kim olduğunu, ne olduğunu ve nereden geldiğini bilmiyorum, ama daha fazlasını kaldıramayacağım.
But before that swear that you'll not ask any more questions.
Ama ondan önce başka soru sormayacağına yemin etmelisin.
Excuse me, sir, but you're not planning to attack us... with any more of your bodily functions, are you?
Afedersiniz, ama vücudunuzun çeşitli işlevleriyle... bize yeniden saldırmayı düşünmüyorsunuz, değil mi?
But it's not there any more but we were there and we saw the whole thing.
ama artık orada değil, ama biz oradaydık ve herşeyi gördük.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]