But not for you translate Turkish
6,149 parallel translation
But I'm not here for you.
Ama senin için burada değilim.
You know, I'm not a big metaphor guy, but it seems like it might be a metaphor for your life right now.
Büyük mecaz adamı değilim ama şu an ki hayatın bir mecaz olabilir gibi görünüyor.
Yes, Mr. Tao, but I understand, yes, and, uh yes, I, uh, thank you so much for not suspending her.
Evet Bay Tao. Anlıyorum. Evet.
And it's not just for you, but for the person that you lost, too.
Burası sadece senin için değil aynı zamanda kaybettiğin insanlar için.
But luckily for you, she did not notice.
Ama şanslısın ki şikayet etmedi.
Anyone can see this, but this place, this life, I think is not for you.
-... ama burası, bu hayat sana göre değil.
But, Ross... you're just not... living it for me.
Ama Ross bunu sadece benim için yaşamıyorsun.
I suppose you could challenge him to fight you man to man, but I think we can both agree that's not going to end well for anyone.
Onunla teke tek dövüşmek için meydan okuyabilirsin gerçi. Ama ikimizin de bildiği gibi sonucu kimsenin hayrına olmayacak.
You will need indisputable evidence, meaning physical documentation and testimonies that not only prove Donn's guilt but that you are not responsible for his indiscretions.
Kesin kanıtlar gerekiyor. Yani darp raporu ve sadece Donn'un suçlu olduğunu değil bunlardan senin sorumlu olmadığını belirtecek şahitler.
I mean, look, we can do your security, right, that's not a problem, you know, but we don't want to work for you.
Güvenliğinizi halledebiliriz, sıkıntı değil ama sizin adınıza çalışmak istemiyoruz.
And I'll tell you what, I may work for you, Ron, but I'm certainly not afraid of you, all right?
- Aynen öyle. - Ayrıca senin için çalışıyor olabilirim Ron ancak senden korkmuyorum.
Well, Mr. Meeks, I'm not exactly sure what it is you think I can do for you, - but I've got business...
Bay Meeks, tam olarak ne yapabileceğimi düşünüyorsunuz bilmem ama işim gücüm var...
Szorlok is looking for you, but he must not find you.
Szorlok seni arıyor ve asla bulmamalı.
I know you have been told all these years that your parents are coming for you someday, but the truth is, they're not.
Biliyorum, bunca senedir sana ailenin bir gün geri geleceği söylendi ama gerçek şu ki gelmeyecekler.
Well, for one, you two can't stand each other, but two... I'm just not sure you're in any condition to be able to handle it.
Birincisi, birbirinize dayanamıyorsunuz ikincisi, bu olayı halledebilecek durumda olduğuna emin değilim.
I'm not interested, but thank you for calling.
İlgilenmiyorum, ama aradığınız için sağ olun.
I haven't seen them myself, not being an aficionado of'80s porn, but the private eye who found them for me says you gave quite the performance.
Onları kendim görmedim, 80'li yılların porno hayranı... değilim ama özel biri onları benim için buldu ve... oldukça iyi bir performans sergilediğini söyledi.
Sorry, ma'am, you said not to interrupt, but we have a campaign meeting scheduled for right now.
Pardon hanımefendi, bölüyorum ama şu anda katılmanız gereken bir kampanya toplantısı var.
As you know, I'm not normally one for speeches, but, uh, it has to be said, 15 million units in less than a month is bloody brilliant!
Bildiğiniz üzere normalde konuşma yapabilen biri değilim ama söylemek zorundayım ki bir aydan daha kısa bir sürede on beş milyon öğe hazırlamak muhteşem bir şey.
You know, Brady, I've never not finished my pancakes, but, for you, get in there.
Biliyor musun Brady, ben krepimi her zaman bitiririm. Ama senin için... Yumul.
Well, not all my spare time, but I actually made up this space game where you had to mine for uranium.
Yani tabii tüm boş vaktimi değil. Ama aslında uranyum çıkarmak zorunda olduğun bir yerde geçen bir uzay oyunu yapmıştım.
I'm sorry that your boss unearthed your filthy little secret, but believe it or not I actually tried to have your back, and I was hoping you might do the same for me.
Patronunun pis sırrını öğrendiğine üzüldüm ama inansan da inanmasan da sana arka çıkmaya çalışmıştım ve senin de bana aynını yapacağını umuyordum.
Just so you know, it's not that we didn't think of you, but unfortunately, there's really nothing that you'd be right for.
Bilmeni isteriz ki, seni kadroda düşünmedik değil ama maalesef sana uygun hiçbir rol bulamadık.
Probably not fancy enough for you now, but I thought you'd like n.
Muhtemelen artık sana pek süslü gelmez ama beğenirsin diye düşündüm.
But I should not ask for anything that would not be exquisitely desirable to you.
Lâkin sizi zahmete sokacak bir şey olmasını da istemem.
I mean, I'm not very good, but you know, I might enjoy trying again for you.
Yani, çok iyi değilim, ama işte, bana da eğlence çıkmış olur.
You know, the existentialists were tryin'to find out not just what does something mean, but what does it mean for me?
Bildiğiniz gibi, Varoluşçular'bunun anlamı nedir? 'değil de'bunun benim için anlamı nedir? 'diye sorarlar.
- Yes. But not something for which you have sought your entire life.
Lakin ömrünü arayarak geçirdiğin bir kaybın yok.
Listen, I realize maybe I'm not exactly what you guys had in mind for a son-in-law, but I really love your daughter.
Bakın, Tam olarak aklınızda damat figürü olmadığımın farkındayım Fakat kızınızı gerçekten çok seviyorum.
He's not man enough for you, of course, but then again, none of them are.
Sana yetebilecek bir erkek değil o tabii, hiçbiri değil gerçi.
Look, dude, I feel guilty all the time for my thoughts and urges, you know, but I'm not gonna talk to a therapist, who's gonna make me, you know, deal with it and confront those issues.
Bak, birader. Düşüncelerim ve dürtülerim yüzünden her zaman suçlu hissediyorum. Ama bir terapistle konuşmuyorum.
Yes, but you see, to me, ( WOMAN SPEAKING FRENCH ) plausibility for the sake of plausibility does not help, you know.
Evet, ama sırf inandırıcı olmak için inandırıcı olmanın bir faydası yok.
That's when you feel like this guy really has his finger on the pulse of, not only just audience response, but the world in general, that the world was ready for a film like that.
İşte o zaman bu adamın, sadece seyircinin değil, genel olarak dünyanın nabzını tuttuğunu anlıyorsunuz. Dünya böyle bir filme hazırdı.
It's not going to be Clay in that cage. And you're going to wait for the rest of your life, but he's gone, Elena.
Sen de ömrünün geri kalanı boyunca bekleyeceksin fakat o gitti Elena.
In the morning when I got the call, it seemed you needed to reach Kolkata today itself but the way family is going now as if out for a picnic... forget 48, we'll not reach Kolkata even in 72 hours.
Sabah telefonu aldığımda, bugün Kolkata'ya ulaşman gerekiyor gibiydi. Ama ailenin gidişatına bakılırsa sanki pikniğe gidiyoruz. Bırak 48 saati, 72 saatte bile Kolkata'ya varamayız.
... a woman as educated as her should not be stopped from speaking her mind but tell me | \ / Ioni in 1979 who wrote that job application for you in that BATA company...?
Onun gibi eğitimli bir kadın aklındakileri söylemeli. Ama söylesene Moni 1979'da, BATA şirketindeki o iş başvurusunu senin için kim yazdı?
You know, I don't know what you're on, but I'm not getting anywhere near enough for this shit.
Biliyor musun, Bu olayın neresindesin bilmiyorum, ama ben bu boktan olayın daha fazla yakınına bulaşmıyacam.
You work for your fucking wife, eh? But that's not who you're fucking, is it?
Senin işin de karını becermek ama becerdiğin kişi o değil öyle değil mi?
Okay, maybe I was, but not for the reason you think.
Evet, belki kaçıyordum ama senin düşündüğün sebeplerden değil.
I'm not so sure how to put this, but for some personal reasons, um... I'm asking that you reconsider having me reveal myself as Gabriel August.
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama bazı kişisel nedenlerden ötürü sizden Gabriel August kimliğimi açıklama olayını tekrar düşünmenizi istiyorum.
I'm not supposed to do this, but let me give you a badge and a siren for your car.
Normalde bunu yapmamam lazım ama sana rozet vereceğim. Arabana takasın diye bir tane de siren.
Look, I appreciate everything that you guys have done for me, but even if I put in the time and the money to refurbish this trash heap, it's not gonna change the fact that no respectable people live in this part of town anymore.
Yaptığınız her şey için sağ olun ama gerekli zamanı yaratıp parayı bulsam bile buralarda saygıdeğer kimsenin oturmadığı gerçeğini değiştiremem ki.
They are people who fight for you, who you fight for, and if this family endeavors to stop you from making a tragic error of the heart, then, by all means, express your discontent, but what you do not do
Aile senin için savaşanlara denir. Uğruna savaştığın şeydir. Eğer bu aile seni ciddi bir hata yapmanı engellemeye çabalıyorsa durumdaki hoşnutsuzluğunu belirtiyorsa bu durumda yapman gereken tek şey aileni terk etmemektir!
Family is not determined by blood, but by who you fight for and who will fight for you.
Aileyi kan belirlemez. Aileyi uğruna savaştığınız ve sizin için savaşacak kişiler belirler.
I don't have a job to pay for Christmas decorations, but I thought that we should celebrate you being done with exams and me not going to the slammer and finally open this.
Noel süslemelerini karşılayabilecek param ya da işim yok ama senin sınavlarının bitişini ve benim hapse girmeyişimi kutlamamız gerektiğini düşündüm. Ve artık bu şişeyi açarız.
Not an easy decision, to be sure... but one that I know you already have the answer for.
Kesinlikle kolay bir karar değil. Ama cevabını bildiğini bildiğim bir karar.
But if it's not absolutely delicious, I'll destroy you both for interrupting my slumber, do you hear me?
Fakat yeterince lezzetli değilse, şekerlememi böldüğünüz için ikinizi de yok ederim, duydunuz mu?
I know I'm not the typical kind of guy you go for, but I am a nice guy. Yeah.
Evet.
Look, I know you're doing this for your daughter and all, but this is not how I want my business to run.
Bak, bunu kızın ve hepsi için yaptığını biliyorum, ama benim yapmak istediğim iş bu değil.
Not quite, but it'll be good enough for you to barely pass.
Pek sayılmaz, ama kıtı kıtına geçmen için yeterince iyi olacak.
One to sue Danny for trying to fuck me over and one to take out a restraining order on you, but I'm not doing that.
Biri Danny beni oyuna getirdiği için diğeri de sana yasaklama emri çıkarmak için ama bunu yapmayacağım.
but not today 139
but not for me 77
but not impossible 44
but not right now 44
but not now 180
but not 178
but not me 232
but not yours 20
but not yet 76
but nothing serious 18
but not for me 77
but not impossible 44
but not right now 44
but not now 180
but not 178
but not me 232
but not yours 20
but not yet 76
but nothing serious 18