But not tonight translate Turkish
731 parallel translation
But not tonight
Ama bu gece olmaz
Keep right on praying, Sister, but not tonight.
Dua etmeye devam edin Rahibe.
But not tonight.
- Bu gece değil.
But not tonight.
Ama bu gece değil.
But not tonight! Here.
Ama bu gece değil!
Of course I will, but not tonight.
Tabii ki geleceğim ama bu gece değil.
I don't know, but not tonight.
- Bilmiyorum. Ama bu gece olmaz.
"The Countess very much regrets that she is not able to receive the State Attorney but the ladies and gentlemen have been invited to a spiritual seance at Councillor Wendel's tonight- -"
"Kontes, Başsavcıyı kabul edemeyeceği için çok müteessir, " ama bayanlar ve baylar Mebus Wendel'in gecesinde icra edilecek... "... ruhani seansa davet edilmişlerdi... "
And I'm not here tonight to defend my statements - but to demand that a committee be formed to go back to the Lost World with me -
Bu gece buraya ifadelerimi savunmaya değil Kayıp Dünya'ya benimle birlikte gelecek bir ekip kurulmasını talep etmeye geldim.
But you told me you became that monster tonight... not of your own accord.
Afma bu gece kendi istediğin dışında... o canavara dönüştüğünü söyledin.
You not only don't go on the ticket as district attorney, but from tonight you're not even my chief assistant any longer.
Bölge başsavcısı olarak listede olmayacaksın. Dün akşamdan itibaren artık benim baş asistanım değilsin.
I arrived tonight, but, uh, would not intrude upon the festivities.
Bu akşam geldim, ama şenliğe davetsiz katılmak istemedim.
But they will not know to where the coast until the true leader gives information and why it should go tonight at the hostel.
Ama yerini sadece esas liderleri biliyor. Çeteye bilgiyi vermek için bu akşam... Jamaika Hanı'na gitmek zorunda.
Tonight let's not represent anybody but ourselves.
Bu gece sadece kendimizi temsil edelim.
Looking at you tonight I could not help but remember how things used to be.
Bu akşam sana bakıyorum da eskiden olanları hatırlayamıyorum.
But he's not well tonight
Bugün nedense iyi değil.
But do you know the reason he's not here tonight?
Burada olmamasının sebebini biliyorsun, değil mi?
Tonight we had meat. Not much, but we had it.
Bu gece et yedik, fazla değildi ama yedik.
But Johnny, not tonight!
Ama Johnny, bu gece olmaz!
I wanted to get loaded tonight, but not this way.
Bu gece hareket istiyordum, ama bu şekilde değil.
We shall be glad to have you here... but if you leave tonight, I will not be able to have you back.
Sizi burada ağırlamaktan memnun olacağız... Ancak bu akşam ayrılırsanız, bir daha buraya geri dönemezsiniz.
I've told you not to go too fast, but tonight, I won't be saying that.
Bu kadar hızlı gitmeyin diyordum, ama bu gece, bunu söylemeyeceğim.
Not next week or tomorrow, but tonight!
Ertesi hafta değil, yarın değil ama o gece!
Tonight you may not sleep too well... but tomorrow the bike'll be back.
Bu gece belki iyi uyuyamayabilirsin ama yarın bisiklet geri dönecek.
But it appears that the great Miss Page is not with us tonight.
Ama görünüşe göre harika Bayan Page bu gece aramızda değil.
And so is but tonight not the show.
Hala o tür bir kız. Ama bu gece en iyi halinde değil. - Biliyorum.
We'll have dinner tonight, but not together.
Bu gece yemek yiyeceğiz tabi ama birlikte değil.
But I'm awfully glad I'm not down there tonight. Explain why your parents didn't have the sense to keep you home fiancé or no fiancé.
Ama inan ki bu gece orada olmamaktan memnunum ailenin neden seni evde istemediklerini acıklarmısın?
Maybe not in a courtroom, but they'll be talking to you, Mendoza... tonight, when you're trying to sleep.
Belki mahkeme salonunda değil,.. ... ama seninle konuşacaklar Mendoza. Geceleri uyumaya çalışırken konuşacaklar.
But you do not have you heard anything tonight?
Ama gerek yok Dün gece bir şey duydun mu?
Something's coming tonight, all right, but it's not good.
Bir şeyler olacağı kesin, ama iyiye benzemiyor.
You put a curse on me, not only for tonight but from the unhappy moment I knew of your existence
Senin yüzünde lanetlendim, sadece bu gecede değil, varlığından haberdar olduğum ilk andan beri.
You put a curse on me, not only for tonight but from the unhappy moment I knew you existed
Senin yüzünden lanetlendim, sadece bu gecede değil, varlığından haberdar olduğum ilk andan beri.
It may be a questionable compliment but I did not suspect you, even though Maria visited you tonight
Belki tuhaf bir iltifat olacak, ama sizden kuşkulanmadım, bu gece sizi ziyaret etmesine rağmen.
- But not tonight, huh, Pa?
- Bu gece değil baba.
But if time is that important, why not let me go in tonight with some bombers and wipe out that nest?
Ama zaman o kadar önemliyse, neden bu gece bombacı bir ekiple gidip... yuvayı dağıtmıyorum?
I've known battle for 30 years, Pharaoh, but I've not known fear till tonight.
30 yıldır savaşıyorum Firavun'um, ama bu geceye dek korkmamıştım.
When I asked Mr. Wayne where Kyle Hadley was, he said, "I don't know, but he'd better not come back here tonight."
Bay Wayne'e Kyle'ın nerede olduğunu sorduğum zaman, "Bilmiyorum. Bu gece buraya dönmese iyi olur." dedi.
Tonight's play is not about fig leaves, but it does have a scene in a garden.
Bu gecenin oyunu incir yaprakları hakkında değil, fakat bahçede yer alan bir manzara.
Not only overjoyed because you were to stay with us, but because your presence at dinner tonight would ensure my Victor's presence.
Sadece bizimle kalacağınız için değil... bu gece yemekte sizin sayenizde Victor'un da sofrada olmasına sevindim.
I must apologize for not inviting you to the party tonight... but I'm afraid that it's a dress affair.
Sizi bu akşamki partiye davet etmediğim için özür dilemeliyim... ama bunun sebebi partideki kıyafet zorunluluğu.
Well, not tonight, but in a day or two.
Şey, bu gece değil, ama bir iki gün içinde.
Not only told me about it, but she spread it all over town tonight.
Sadece bana anlatmakla kalmamış, bu gece bütün kasabaya yaymış.
Not that I mind a slight case of abduction, but I have tickets for the theatre tonight.
Beni kaçırmanıza bir şey demiyorum, ama bu akşam tiyatroda yer ayırtmıştım.
Suppose I tell you that I not only know when you're leaving the country tonight but the latitude and longitude of your rendezvous and your ultimate destination.
Diyelim ki bu gece ülkeyi ne zaman terk edeceğinizi bilmekle kalmıyorum... randevu yerinizin enlem ve boylamını... ve gideceğiniz yeri de biliyorum.
Tonight will be a full moon and we did not see nothing but sea.
Bu gece dolunay çıkacak ama önümüzde denizden başka bir şey yok halâ.
But what i was going to say before you hit me and hurt me was... well, now, i'll bet - i'm not accusing, you understand - but i'll bet that you won't call on pinto tonight.
Ama bana vurmadan önce şöyle söyleyecektim... Şey Elbette seni suçlamıyorum ama iddiaya varım bu gece Pinto'nun mezarına gitmeyeceksin.
But I will not let you go with another man tonight.
Ama bu gece başka bir adamla gitmene müsaade etmem.
I don't have to tell you fellas how important it is... not to put any lives in jeopardy tonight. But we're gonna get this man.
Bu adamı yakalayacağız.
But you're not to be in this room alone tonight.
Bu odada tek başına kalamazsın.
Maybe not tonight, but there is other things you could be busy.
Belki bu gece değil ama yapman gereken başka işler de var.
but not today 139
but not for me 77
but not impossible 44
but not now 180
but not right now 44
but not me 232
but not 178
but not yours 20
but not yet 76
but not too much 51
but not for me 77
but not impossible 44
but not now 180
but not right now 44
but not me 232
but not 178
but not yours 20
but not yet 76
but not too much 51