Bye to him translate Turkish
128 parallel translation
I can't say good-bye to him, or he won't let me leave.
Ona hoşça kal diyemem, yoksa ayrılmama izin vermez.
Go say good-bye to him.
Git, vedalaş.
Go on, go say good-bye to him.
Haydi. Git onunla vedalaş.
I want to say good-bye to him.
Ona hoşça kal demek istiyorum.
But this time, gentlemen, I shall be waving good-bye to him... on his way to prison.
Ama bu sefer, hapse giderken, ben ona el sallayacağım.
Execute me after I say good-bye to him.
Onunla vedalaştıktan sonra infaz edin beni.
And Pooja waves bye to him and leaves with another.
Ve Pooja ona el sallıyor, ve damatla oradan ayrılıyor!
You can go say good-bye to him.
Sadece bir hoşcakal diyebilirsin ona.
You stay. Say good-bye to him.
Ona gülegüle de.
Would you... like to say good-bye to him?
Onunla vedalaşmak ister misin?
So, I said good-bye to him like to the others.
Ben de ona herkes gibi veda ettim.
Can I go and say good-bye to him?
Gİdip ona hoşçakal diyebilir miyim?
Say good-bye to him and tell him not to call here anymore.
Ona hoşça kal de ve söyle bir daha aramasın.
I've already said good bye to him.
Zaten ona elveda demiştim.
Got killed before I ever had a chance to say good-bye to him.
Telefonu ver. Angus, bu büyüklükte bir hortumu nasıl kaçırırsınız?
I didn't know which was worse, hardly ever getting to see him or having to say good-bye to him over and over again.
Hangisi daha kötü anlayamadım, onu çok nadir görmek mi, yoksa ona tekrar ve tekrar hoşçakal demek mi?
We gotta say good-bye to him.
Ona da hoşçakal demeliyiz.
You say fucking bye to him now!
Artık onunla vedalaşabilirsin!
I used all my 15 minutes to say good-bye to him.
Ona veda etmek için 15 dakikamın hepsini kullandım.
Let me say good-bye to him.
Ona veda etmeme izin ver.
We're supposed to say good-bye to him.
Ona hoşça kal dememiz gerekecek.
You, you say good-bye to him, or just go to the bathroom, never come back?
Ona hoşçakal dedin mi yoksa tuvalete gidiyorum deyip bir daha dönmedin mi?
He wants you to take him bye-bye.
Ona veda etmen için bekliyor.
Same place you got yours, only I didn't have to kiss him good-bye.
Senin bulduğun yerden, ama ben veda busesi vermedim.
He says you got to hightail it out of here... if you want to kiss him good-bye... before he beats it across the border.
Dedi ki, eğer o sınırı geçmeden buradan ayrılıp yanına gitmezsen onu tamamen kaybedeceksin ve bir daha asla göremeyeceksin onu.
On the last day, I drove out to the mooring mast with him to say good-bye.
O gün, veda etmek için ben de onunla birlikte kalkış alanına gittim.
I first need to get him back, Yes, bye.
Görüşmek üzere.
The point is, you think when Mr. Larrabee finds out I'm not Eunice he'll think you tried to trick him and it's bye-bye $ 20,000.
Mesele şu, Larrabee benim Eunice olmadığımı öğrenirse... onu aldattığını düşünür... - sen de 20.000 dolara veda edersin.
I wouldn't want him to go beddy-bye in the middle of a firefight.
Çatışmanın ortasında uykuya dalmasını istemem.
Say good-bye to Osman and thank him for me.
Orman'a hoşça kal dediğimi ve teşekkür ettiğimi söyle.
When it came to say good-bye to the Cohens I realized for the first time, I think, consciously that they had loved me, especially Percy because he was in tears, and I'd never seen him cry I'd never seen him cry before.
Cohen'lere veda etme vakti geldiğinde sanırım ilk kez bilinçli olarak fark ettim ki onlar beni seviyordu, özellikle de Percy çünkü ağlıyordu ve onun ağladığını hiç görmemiştim ağladığını hiç görmemiştim.
Oh, I almost wrote him a note to say good-bye.
Ona hoşça kal demek için ona bir not yazdım.
If the state required him to see a shrink after his momma went bye-bye they'd have a record of it.
Eyalet, annesi öldükten sonra bir ruh doktoruna gitmesini istediyse... bunun onlarda bir kaydı olmalı.
Remember how I used to get on the roller-coaster with him... and then, just before we took off, I'd jump out and wave good-bye?
Sürat trenine beraber bindikten sonra, tam kalkarken... trenden atlayıp ona el sallamamı hatırlıyorum da?
I want to give him a good-bye present
Ona bir hoşçakal hediyesi vermek istiyorum
Say good-bye to him.
Tamam.
Tell him Rollo wants him to say good-bye to his legs.
Ona Rollo'nun bacaklarına veda etmesini dediğini ilet.
I want him to say bye to the kids.
Çocuklarla vedalaşsın.
I'd like to see him... to say good-bye.
Ona hoşçakla demek için... görmek istiyorum.
I have to drop him off at preschool.
Bye küçük adam.
Okay, but I told him you wanted to say good-bye.
Tamam, ama ona hoşça kal diyeceğini söyledim.
Did you get to say good-bye and see him one last time.
Yani onu son kez görüp bir güle güle deme fırsatınız oldu mu?
She loved him, but she had to say good-bye.
Onu sevdiğini ama elveda demek zorunda olduğunu.
576. 577... they made him comfortable, made sure everyone had a chance to say good-bye.
576. 577... Onun herkesle vedalaşmasını sağladılar, Ve rahatlattılar.
I told him to come by and say good-bye.
Gelip vedalaşmasını söyledim.
Yeah, well, he told me that I should tell you good-bye for him because he was going to take a long time.
Benden sana, hoşçakal dememi istedi. İşini uzatmak istemedi.
He should have a fiancée, to wave him good-bye when he goes to war.
onun bir nişanlısı olmalı, o savaşa giderken arkasından el sallamalı.
At least call him, give him the chance to say good-bye.
Hiç olmazsa telefon et. Güle güle demesi için bir fırsat ver.
Ned, it's time to say good-bye. It's time for him to go, but before he does, he wants to tell you why he tried to scare you in the basement.
Ned, babana elveda de gitme vakti geldi ama gitmeden önce seni bodrumda neden korkuttuğunu anlatacak
Bye. Isaac's asking mom to move to washington with him.
Isaac annemden kendisiyle Washington'a gitmesini istiyor.
I told him that you were in grandview and you wanted to say good-bye.
Ona burada, Grandview'de olduğunuzu söyledim ve o size elveda demek istedi.
bye to me 16
bye to you 39
bye to 20
bye to her 16
to him 225
to himself 21
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
bye to you 39
bye to 20
bye to her 16
to him 225
to himself 21
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56