Called me translate Turkish
13,613 parallel translation
- Little Miss Foster, they called me.
- Küçük Bayan Foster, bana böyle derlerdi.
Hello, sir. You called me.
Merhaba efendim, beni çağırmışsınız.
You know Mahi, Deval sir called me today.
Biliyor musun, Mahi, Bay Deval bugün beni yanına çağırdı.
You called me.
Beni sen aradın.
My party chairwoman called me tonight to tell me I had to step down from the council.
Parti merkezinden aradılar, meclisten istifa etmemi istediler.
That's why everybody called me the miracle baby.
Bu yüzden bana mucize bebek derlerdi.
Hey, I'm glad you called me, Willis.
- Beni aradığına sevindim Willis.
When I got shipped to Seagate... he called me a mistake, too.
Seagate'e gönderildiğimde bana da bir hata olduğumu söyledi.
He called me in to grill me about changing my dorm...
Oda değişikliğim konusu için yanına gitmiştim.
That's what they called me at the Menninger Clinic.
Menninger Kliniğinde de bana böyle derlerdi.
" And someone called me by my name,
Ve sonra, biri bana adımla seslendi.
"Who called me by my name and ran " And faded through the brightening air "
Bana adımla seslenip, kaçan kişi ufkun aydınlığında kaybolup gitti.
"Who called me by my name and ran " And faded through the brightening air.
Bana adımla seslenip, kaçan kişi ufkun aydınlığında kaybolup gitti.
You know, I remember when you first called me to come meet you here. Those scars were very new.
Biliyor musun, beni görüşmek için buraya ilk çağırdığında o yaralar çok yeniydi.
But he called me, like, five months ago.
Sonra beni aradı. 5 ay önce falan.
Walter should have at least called me.
En azından Walter beni aramalıydı.
Kris called me.
Beni Kris aradı.
Barbara walters called me.
Barbara Walters aradı.
O.J., i'm glad you called me.
O.J. beni aradığına memnum oldum.
I... I was supposed to go to sleep, but then he called me to come here.
Normalde uyuyacaktım ama beni arayıp buraya gelmemi söyledi.
Marian called me to say that you had left,
Marian ayrıldığını, otobüs beklediğini söylemek için aradı.
The day she went traveling, Antia called me.
Seyahate çıktığı gün, Antia beni aradı.
I remember that's what she called me.
Bana böyle seslendiğini hatırlıyorum.
Last time we saw Hannah, she called me "miss" and you "sir."
Hannah'yı son görüşümüzde, bana "hanım" sana da "beyefendi" dedi.
He's as good as called me a liar!
- Bana yalancı dedi resmen.
Not yet. But he called me two nights ago to say the portrait was finished and
Ama portrenin tamamlandığını haber vermek için iki gece önce aradı.
- He called me fat!
- Bana şişko dedi.
- Remember the time you called me from the hospital when you had Falcone on the gurney, and the whole town and their uncle were looking to kill you both?
Hatırlıyor musun, Falcone sedyedeydi hani, beni hastaneden aramıştın. ... bütün şehir ikinizi öldürmeye çalışıyordu bir de.
Storage facility called me saying that you were looking to make a withdrawal.
Depolama tesisinden arayıp almak istediğini söylediler.
On more than one occasion, she's called me Gina.
- Birkaç kere bana Gina dedi.
The security company called me about the alarm.
- Güvenlik şirketi yangınla ilgili aradı.
If you wanted to insult me, you should've called me a stitch skipper.
Eğer beni aşağılamak istiyorsan, bana "dikiş atlayan" demeliydin.
That's what Matt called me for liking the Talking Heads.
Matt bana ibneler gibi konuştuğumu söyledi.
Julie just called me.
Az önce Julie beni aradı.
The Begum has called me to the mansion to repair the roof.
Begum çatıyı tamir etmem için beni konağa çağırdı.
I will cum in Ur face bb show me Ur asshole - - and then when he signed off... Ur a pig u fucking whore... he called me a whore!
Kapatırken de iyice sürt - geleceğim gelmemi sağla - sen bir domuzsun orospu bana orospu dedi!
That's why you called me, right?
Bu yüzden aramıştın, değil mi?
Yeah, no, Paige just called me.
Evet, yok Paige aradı demin.
Dawn called. Told me you guys were coming through.
Dawn aradı, buraya geldiğinizi söyledi.
The Ellcrys called to me.
Ellcrys bana seslendi.
It's my mother. I think she called for me.
Annem sanırım beni o çağırdı.
I called her because she didn't recognize me.
Çünkü beni tanımadı.
Xoan told me he was called Xoan, and I said I was Julieta.
Xoan, kendisine Xoan dediklerini söyledi. Ben de "Ben, Julieta" dedim.
Lord Ahmad, you called for me?
Ahmet Efendi, beni mi çağırdınız?
Miss Elizabeth called me a... a prodigy.
Bayan Elizabeth bana dâhi demişti.
If you ask me, the Beatsie Boys should be called the Thoroughly Messed-Up Millies.
Bana sorarsanız, Devriyeci Çocuklar artık, Batıran Çıtırlar olarak anılsın.
You've probably called it to me behind my back.
Sen de muhtemelen arkamdan söyledin.
- Was it helpful when you dragged me out here on this so-called adventure?
Sen beni bu sözde maceraya sürüklediğinde yardımcı olmuş muydu?
Excuse me, sir... what's this place called? Bordino...
Affedersiniz bayım, buranın adı ne?
They called me.
Çağırdılar.
A wench there told me of several customers... members of a gang, masked men called "Les Disciples"... aristocrats that prowl the streets in search of prey.
Fahişenin birinin dediğine göre birkaç müşteri "Havariler" adındaki bir çetenin gizli üyeleriymiş. Anlayacağın av bulmak için sokaklarda sinsi sinsi dolaşan aristokratlar.