Can i come too translate Turkish
172 parallel translation
- Can I come too? - Show her Macgregor.
- Ben de gelebilir miyim, Phillipe?
- Can I come too, Daddy?
- Bende gelebilr miyim babacım?
- Can I come too?
- Ben de gelebilir miyim?
Can I come too?
Ben de gelebilir miyim?
Can I come too? Oh.
Ben de gelebilir miyim?
There's only onw way to find out, my sweetheart. - Can I come too?
Merakını gidermenin tek bir yolu var canımın içi.
Can I come too?
Binebiliriz değil mi?
Say, can't I come too?
Sizinle gelemez miyim ben de?
Too much off the sides, but I can come up with something she'll love.
Yanlardan çok aldın ama onun hoşuna gidecek bir şeyim var.
Can I come, too?
Ben de gelebilir miyim?
I can't carry a gun and take a bath, too, so someone has to come with me - whoever gets the short straw!
Hem silah taşıyıp hem yıkanamam. Biri benimle gelecek, kısa çöpü çeken.
- So I can come into the arena too?
- Ben de arenaya gelebilir miyim?
Can you manage alone, or should I come, too?
Tek başına yönetmek, yoksa ben de gelebilir mi?
I think I'm gonna go hide myself too so she can come find me.
Galiba ben de saklanacagim, gelip beni bulsun diye.
Can I come, too, agnes?
- Ben de gelebilir miyim Agnes?
I swore a lot at my wife... and I didn't come to church on Sundays because I got bursitis in my knee... and it hurts a lot when I kneel too long.
Karıma çok küfür ettim ve Pazarları kiliseye gelmedim çünkü dizimde iltihaplanma var ve uzun süreliğine diz çöktüğümde çok canım yanıyor.
Oh, well, I'm going back to town, too, so you can come with me.
Ben de kasabaya dönüyorum yani benimle gelebilirsin.
Too much trouble to come in the Dorsal Lock. Would you blow the seal on the emergency hatch so I can come in?
Bu kapıdan girmek hayli sorunlu, acil kaportasını açın ki, içeri girebileyim.
Why can't I come too?
Ben neden gelemiyorum ki?
I have to meet this friend of mine who's in it too, but you can come.
Bir arkadaşımla buluşacağım, o da filmde oynuyor. Sen de gel.
I can come too, if you finish sucking me all the way.
Eğer beni yalarsan ben senin gibi boşalacağım.
You mean that I can come too?
Yani ben de gelecek miyim?
Can't I come too?
Ben de gelemez miyim?
"It's too late, he's dead, there's nothing to be done. " And I'm sorry, I can't come. "
"Artık çok geç, o öldü, yapılacak bir şey yok ve üzgünüm, gelemeyeceğim."
I'm single, too. Come on.
Hadi canım.
Can I come in too?
Ben de gelebilir miyim?
I don't mean to be an alarmist bell but, when the horde finds out about this they sure send a fore squad after us you're right you better come with us Adam they'll be after you too
Korku çanı habercisi olmak istemem ama Horde bunu öğrendiğinde, peşimizden bir ekip yollayacaktır. Haklısın. Bizimle gelsen iyi olur Adam.
No, I can't come, I'm having too much fun.
Gelemem çünkü çok eğleniyorum.
Come on then, come on then I would hurt you too
Hadi gel, hadi durma. Senin de canını yakacağım.
I can't tell them to my parents or Darlene'cause they worry too much, but I tell you truthfully I doubt if I'll come out of this alive.
Onları aileme söyleyemem, yoksa Darlene'in endişelenmesine sebep olur, "ama ben dürüstçe sana söyleyeyim, buradan kurtulacağımdan şüpheliyim."
- I'm only 12 years old... and I only shoot people who can't catch me, who are too old... - Come on.
... sadece beni yakalayamayacak insanların çantalarını çalıyorum. "
You must come, it's too fun, - you'll enjoy it alot. - I can't.
Gelmelisin, çok komiktir sen de çok eğlenirsin. – Gelemem.
I remember one scene in particular although it didn't come off too well it's message became symbolic when the man realizes how his critical film can be misused it can be used againstthe people he has filmed he decides to overexpose the film
İyi olmasa da özellikle bir sahneyi anımsıyorum. Mesajı sembolik hale gelmişti. Adam eleştirel filminin yanlış şekilde kullanılacağını filme çektiği insanlara karşı kullanılacağını anladığında, onu yakmaya karar verir.
I suppose they can come, too, if they want.
İsterlerse onlar da gelebilirler herhalde.
I am just too busy spending every waking minute pulling any string, playing any shameless trick I can to make my clients'dreams come true.
Müşterilerimin hayallerini gerçekleştirmek için tüm nüfuzumu kullanıyorum, her hileye başvuruyorum.
- Please, can't I come too?
- Hadi lütfen ben de gelemez miyim?
Your Highness, the warriors have called for a secret meeting to plan for a circus- - circumventing the oncoming hordes so they can trapeze- - trap them with ease! - Shouldn't I come too?
Ekselansları, savaşçılar bir sirk planı yapmak için gizli toplantı istiyorlar... yaklaşmakta olan sürüyü trapezle engellemek için, yani kolayca tuzağa düşürmek için!
You hear what I said? You can come too.
- Sen de gelebilirsin!
I mean, you can come with us too.
Yani, sen de bizimle gelebilirsin.
" And I hope, too, that Papa will come as soon as he can...
" Umarım babası mümkün olduğunca çabuk gelir...
No, and that's why he sent me here,'cause he's too embarrassed to come himself! Well, I can't say that I blame him!
- Hayır.Bu yüzden beni yolladı kendisi çok utanıyor..
Look, I know it's probably too late, but is there any way you can come out for a little while?
Bak, çok geç olduğunu biliyorum, ama biraz buraya gelebilir misin?
what is the single most depressing thing that can come through your letter box? I got one, too.
- Posta kutuna gelebilecek en üzücü şey nedir?
Then when I come back tomorrow, we can mark... We can mark that day too.
Sonra yarın geldiğimde de o günü de işaretleyebiliriz.
- Can I come, too?
- Ben de gelebilir miyim?
Well, I'm here with three friends. Can they come, too?
Arkadaşlarım da gelebilir mi?
We think it's gonna be good too! I'm so glad we didn't miss it! You guys, Clyde said he taped it and kids can come over now to see!
Görünüşe göre mönüsünde "İşkence Edilmiş Bebek İnek Eti" görenler et yemek istemiyorlar.
If you're too busy, I can come back... out of business hours.
Tabi eğer çok meşgulsen iş saatlerinden sonra gelebilirim.
I'm too scared of you, so I can't come anymore.
Senden çok korkuyorum. O yüzden artık gelemem.
If this is too much for you, I can get Rico to come in early and Arthur can help.
Sana çok ağır gelecekse, Rico'yu erken çağırabilirim. Arthur da yardım edebilir.
I can't come home at all. Lester, too.
Lester içinde aynı şey.
can i ask you something 847
can i help you 3179
can i call you back 206
can i ask you a question 620
can i see you 43
can i go to the bathroom 24
can i come 228
can i come in 862
can i get you something to drink 121
can i come over 34
can i help you 3179
can i call you back 206
can i ask you a question 620
can i see you 43
can i go to the bathroom 24
can i come 228
can i come in 862
can i get you something to drink 121
can i come over 34
can i tell you something 197
can i get you anything 321
can i trust you 126
can i 1769
can i see it 212
can i talk to you 554
can it 278
can i come with you 95
can i go now 288
can i get you something 190
can i get you anything 321
can i trust you 126
can i 1769
can i see it 212
can i talk to you 554
can it 278
can i come with you 95
can i go now 288
can i get you something 190