Check everything translate Turkish
393 parallel translation
You see, our district manager, Mr. Pusey, is one of those fussbudgety types who likes to check everything.
Bölge müdürümüz Bay Puser, müşkülpesent tiplerdendir, illâ ki her şeyi kontrol etmelidir.
Check everything.
Her yeri kontrol edin.
If only I could trust you, but I have to double-check everything.
Yaptığın herşeyi iki kez kontrol etmeliyim.
- Won't you check everything?
- Eşyalarını kontrol etmeyecek misin?
Let's check everything.
Her şeyi kontrol edelim.
He wants to check everything.
Her şeyi kontrol etmek ister.
Susan, go back to the fault locator, and I want you to check everything, child you understand, EVERYTHING!
Susan, hata bulucuya git, herşeyi kontrol etmeni ve bana söylemeni istiyorum anladın mı çocuk, Herşeyi
You can check everything by telephone at the police commissariat in Prague.
Prag'daki jandarma birliğinde telefonla her şeyi kontrol edebilirsin.
( 6 ) You check everything over.
6 ) Her şeyi kontrol et.
( 8 ) You check everything over again.
8 ) Yeniden her şeyi kontrol et.
We better check everything. Come on.
Her tarafa baksak iyi olur.
We should double-check everything.
Her şeyi yeniden kontrol etmeliyiz.
Check everything else very carefully.
Geri kalan her şeyi dikkatlice inceleyin.
Dismount, we'll check everything,
İnin, herşeyi kontrol edeceğiz.
I'll check everything's all right.
Her şey yolunda mı bakacağım.
Check everything off.
Bak her şey kapalımı.
- I want to check everything is OK. - It's OK.
- Herşeyin tamam olduğunu kontrol etmeni istiyorum.
Okay, Clu, tonight we check everything in the right-hand column.
Tamam, Clu bu gece sağ sütundaki her şeyi kontrol edeceğiz.
I want you to double-check everything these guys tell you with Murdock.
Bu adamın söylediği her şeyi Murdock ile iki kez kontrol etmeni istiyorum.
Check everything in the evening.
Akşam her şeyi kontrol et.
I couldn't check everything yet, of course.
Henüz her şeyi kontrol edemedim tabii.
When she comes out, check everything... - We already have, chief.
Geri gelmeden, her şeyi kontrol edin... — Zaten ettik, şef.
Guess I'd better check everything else while I'm here.
Buraya gelmişken diğer herşeyi de kontrol etsem iyi olacak sanırım.
So Mitch can check everything tomorrow.
Mitch yarın her şeyi kontrol edecek.
- Just check everything.
- Sadece her şeyi kontrol etmeliyiz.
All right, check everything.
Tamam, her şeyi kontrol edin.
Check everything you want.
İstediğiniz her şeye bakın.
- Maybe I oughta check everything.
- Her şeyi kontrol etsem iyi olacak sanırım.
Okay, let's takes this extra time to double double check everything.
Pekala, biz de fırsattan istifade her şeyi tekrar kontrol edelim.
He'll check everything out.
Her şeyi kontrol edecek.
I thought I'd check to see if everything's still all right. Why, yes.
Her şey yolunda mı diye kontrol etmek istedim.
First, Bob has to check withJean the croupier to see if everything's all right.
Her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak için, Bob'un yapması gereken ilk iş, kurpiyer Jean'ı kontrol etmektir.
You'd better check and make sure you've got everything.
Herşeyimizi aldığımızı kontrol edip, emin olalım.
Just a final check on Pop. - Everything OK?
Babama son defa tahlil yaptılar.
Good. I want you all to check out everything in your own departments.
Kendi bölgelerinizdeki her şeyi kontrol edin.
She thought of everything to stop me finding her. Except for one thing. She had the check-up too.
Ona ulaşmayayım diye, her şeyi düşünmüş bir şey hariç herkes gibi kontrole geldi, üniformasında bir kart vardı.
Everything check out okay, doc?
Her şeyi kontrol ettin mi, doktor?
Check everything again.
- Her şeyi tekrar kontrol edin.
You got to move in slowly, check out everything.
İçeri yavaşça girip... herşeyi kontrol etmelisin.
Can you check if everything's okay?
Gidip durumu kontrol eder misin?
Just run down and check on everything.
Git ve her şeyi kontrol et.
- I'm terribly sorry. We have to check out everything.
Sadece herşeyi kontrol etmemiz gerekiyor hepsi bu.
Everything you got check out?
Her şeyin duruyor mu?
We'll take you to the Galactica and check a memory that recalls everything.
Sana Galactica'ya kadar eşlik edip her şeyi hatırlayan bir hafızayı kontrol etmemiz yeterli.
We've run a complete check and everything is in perfect order.
Herşey denetimimiz altında ve herşey mükemmel gidiyor.
Have to go see, check on everything...
Gidip görmeli, kontrol etmelisin.
Now you've come back to check up on us and explain everything, right?
Şimdi bizi kontrol edip her şeyi açıklamaya geldiniz, değil mi?
When he goes to that dentist, go to his apartment and check out everything.
Dişçiye gittiği zaman evine girin ve her yeri arayın.
Get everything in one go and I'll check it once.
Her şeyi bir seferde yapacağım ve bir kere kontrol edeceğim.
Everything continues to check out.
Her şey kontrol ediliyor.
Check out everything.
her şeyi kontrol edin.
everything is fine 327
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything is good 35
everything will be alright 53
everything is possible 23
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is alright 24
everything is okay 87
everything is gonna be okay 39
everything ok 306
everything good 79
everything's fine 1373
everything is connected 30
everything is ok 38
everything is great 31
everything is alright 24
everything is okay 87
everything is gonna be okay 39
everything ok 306
everything good 79
everything's fine 1373
everything is connected 30