English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Classmates

Classmates translate Turkish

785 parallel translation
I heard all our classmates from high school are having a gathering.
Lisedeki sınıf arkadaşlarıyla toplanıyormuşsunuz.
How about I recruit my old classmates to spread the word instead?
Ya da bizi tanıtabilecek eski öğrencileri organize etmek için toplantı ayarlarız.
So, early on, I had to hide my so-called gift, conceal it from my own brothers and sisters, my classmates, in the service.
Yani, daha en başında, sözde yeteneğimi saklamak zorundaydım. ... kendi kardeşlerimden gizlemeliydim, sınıf arkadaşlarımdan, askerde.
But you don't wanna be like your classmates. They'll all come up with the same stereotyped answers.
Diğerleri gibi tek tip cevaplar vermek istemezsin.
Like Dietrich, many of his classmates... had been recruited in the United States.
Dietrich gibi birçok sìnìf arkadaşì da Amerika'dan getirilmisş lerdi.
He's 16. He and two classmates were picked up today.
O ve iki sınıf arkadaşı bugün tutuklanmış.
Few of my classmates will be leaving.
Bir kaç sınıf arkadaşım ayrılıyor.
Takahama and I were classmates at med school.
Takahama ve ben, tıp fakültesinde sınıf arkadaşıydık.
He even knew that our sons were classmates.
Oğullarımızın sınıf arkadaşı oluduğunu bile biliyordu.
Linus Larrabee, the elder son, graduated from Yale, where his classmates voted him the man most likely to leave his alma mater $ 50 million.
Büyük oğul Linus Larrabee Yale Üniversitesi'nden mezun oldu. Sınıf arkadaşları onu Yale'e..... 50 milyon dolar bağış yapması en muhtemel kişi seçtiler.
And so do my classmates.
- Sınıf arkadaşlarım da biliyor.
Until I heard your classmates shouting, I only thought of my problem.
Arkadaşlarının bağrışmalarını duyana kadar sadece kendi derdimi düşünüyordum.
In an unprovoked display of violence, he attacked two of his classmates.
Okulun son gününde sebepsiz yere şiddet gösterisinde bulunup iki sınıf arkadaşına saldırıyor.
- Seen our old classmates? - They've all vanished
- Lisedekilerle görüşüyor musun?
That's right, we've many classmates
Doğru, Bizim sınıf çok kalabalıktır...
None of our classmates could master it
Sınıfımızdan hiç kimse..
But in a moment of anger, he could have hurt one of his classmates
Fakat bir kızgınlık anında sınıf arkadaşlarından birini yaralayabilir.
He and two classmates were picked up today.
O ve iki sınıf arkadaşı bugün tutuklanmış.
We're friends. Classmates.
- Biz sadece sınıf arkadaşıyız.
And also ask your classmates about it, without letting them know I'll use their answers for a survey.
Sınıf arkadaşlarına da soru sor, ama araştırmayı söyleme. Cevaplarını bir anket için kullanacağım.
What you see are fragments of cloth found under the fingernails of one of your classmates who was barbarously murdered just one week ago, Flo Nicholson.
Gördüğünüz bez parçalarıdır... Sınıf arkadaşlarınızdan birinin tırnaklarının altında bulundu... Bir hafta önce barbarca öldürülen Flo Nicholson un....
Classmates
eski arkadaşlarım
Our fellow classmates... were captured
Sınıf arkadaşlarımız esir alındı.
In schools, the Jew-boys stood by the blackboard as their classmates pointed out the difterence.
Arkadaşları farkı görebilsinler diye, Yahudi çocukları kara tahtanın önünde ayakta beklediler.
Sometimes I wonder where my classmates are today.
Bazen, o zamanki sınıf arkadaşlarımın şimdi ne iş yaptıklarını merak ederim.
She didn't inform any of her classmates.
Sınıf arkadaşlarına sordum.
These are his classmates
Bunlar onun sınıf arkadaşları.
Yes, we're his classmates
Evet, onun sınıf arkadaşlarıyız.
Classmates from the gymnasium
Hayır, liseden arkadaşlar.
Do you deny that you told your classmates that I sold you to a travelling circus, and that at the end of the semester they're coming to get you?
Arkadaşlarına seni bir gezici sirke sattığımı ve yaz tatilinde sirkten seni almaya geleceklerini söylediğini inkar mı ediyorsun?
All your classmates know it.
Tüm sınıf arkadaşların biliyor bunu.
Keys drives a Mercedes-Benz while his classmates... teaches grammar to little knotheads.
Sınıf arkadaşları, küçük ahmaklara dilbilgisi öğretirken Keys, Mercedes-Benz'e biniyor.
Dearly beloved, when Rupert here was a student at Clifton High School none of us- - Myself, his teachers, his classmates. KAPP : - -Dreamt that he would amount to a hill of beans.
Sevgili davetliler Rupert, Clifton lisesinde öğrenciyken hepimiz ; ben öğretmenleri ve sınıf arkadaşları onun elde edeceği şeylerin değersiz olacağını sanıyorduk.
She doesn't even know we're classmates.
Sınıf arkadaşı olduğumuzdan bile haberi yok.
- No outsiders, just classmates.
- okul dışından kimse olmayacaktı, sadece sınıf arkadaşları.
Kirsten, it`s one of your classmates.
Kirsten, sınıf arkadaşlarından biri.
She doesn't care, she's happy because she's doing well now. How did he feel about losing his classmates?
Önemsemiyor, şu an mutluymuş, çünkü işleri iyi gidiyormuş.
if brian removed the extra planets, i'm sure she would let him compete with his classmates, and there'd be no harm done.
Eğer Brian ekstra gezegenleri çıkarırsa, Eminimki sınıf arkadaşlarıyla yarışmasına izin verir. Ve bunun bir zararı olmaz.
What other classmates do you have?
Başka hangi sınıf arkadaşların var?
Marcie, let's go home, punch up some of our old classmates credit ratings on the computer, and make love by the flickering ashes of their lives.
gittiğimiz oyun bir rezaletti, ve hiç uyku uyuyamadım. neden? çünkü bütün radyatörler alınmıştı.
Mr. Ryan, distinguished classmates, teachers, babes.
Bay Ryan sınıf arkadaşlarımız öğretmenler ve kızlar.
I'll make sure you stay on board while your classmates seeing the sights.
Sınıf arkadaşların gezinin tadını çıkarırken senin teknede kalmanı sağlarım.
But my classmates all had new ones
Ama tüm sınıf arkadaşlarımın yenileri vardı.
I did not come to medical school... to murder my classmates, no matter how deranged they might be.
Akli dengeleri ne kadar bozuk olursa olsun tıp fakültesine, arkadaşlarımı öldürmek için girmedim.
These people are the classmates of the children who died here.
Onlar, ölen çocukların sınıf arkadaşıydı.
In other words, I want you to listen to your classmates'writing... with a clear and open heart.
Diğer bir deyişle, sınıf arkadaşlarınızın yazdıklarını bütünüyle ve hoşgörü içinde dinlemenizi istiyorum.
My classmates are a bunch of skanks.
Sınıf arkadaşlarım bir avuç aşüfte.
Hello, classmates.
Merhaba arkadaşlar.
And his classmates have sent him a letter.
Sınıf arkadaşları da bir mektup yollamış.
Good. What about your classmates myself?
Misafirlerin nasıl bakalım?
" Boys, inform on your classmates, save your hide,
" Çocuklar, sınıf arkadaşlarınızı ihbar edin, kendinizi kurtarın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]