English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Damn you all

Damn you all translate Turkish

609 parallel translation
Damn you all!
Hepinize lanet olsun!
God damn you all to hell!
Hepinizin canı cehenneme!
Damn you all to hell!
Allah kahretsin!
Damn you all to hell!
Hepinizin canı cehenneme!
Damn you all to hell.
Hepinizin canı cehenneme.
God damn you all!
Allah belanızı versin!
And you blew my eye out of its socket! Damn it all...
Sen de benim gözlerimi yuvalarından oynattın!
You'd better be damn glad we got here at all.
Buraya gelebildiğim için memnun olmalısın.
You busted all the damn heliotropes!
Bütün lanet bambulotlarını mahvettin!
All I want from you is silence and damn little of that.
Senden sadece susmanı istiyorum, Scarlett Piffl.
Damn it all, Ghislaine, you've stood it for 1 7 years.
Lanet olsun Ghislaine, 17 yıl bekledin ama!
And when you rise out of the waves to greet them may all their damn ships crash on these round, hard rocks.
Ve sen onları karşılamak için dalgaların içinden çıktığında bütün kahrolası gemileri sert kayalara çarpıp parçalanır.
Do you think I give a damn about all this?
Bunlar çok mu umurumda sanıyorsun?
Damn right. If I start saying goodbye to all these dames, you'll have to carry me out. What's left of me.
Çok haklısın, çünkü bu bayanlara "Hoşça kal" demeye başlarsam benden arta kalanları bir sigara kutusunun içinde taşırsın, bebeğim.
Damn all you butchers!
Bütün kasaplar kahrolsun!
Damn things are all mixed-up, you should say.
'Lanet şeyler karışmış', böyle söylemeliydin.
- Damn, what do you want to do, talk is all?
- Lanet olası, canın konuşmak mı istiyor?
All the time, you didn't give a damn about us.
Sana hep güvendim, haksızmıyım?
And all of a sudden, you know a whole damn lot about my business.
Ve siz de aniden, işim hakkında birçok çok şey biliveriyorsunuz.
Damn you, you all betrayed me.
Lanet olsun, hepiniz bana ihanet ettiniz.
If you insist on putting a match to all I've built for 20 years I'm damn well gonna be here too.
20 yılı aşkın emeğimin üzerine kavga çıkarmaya istekliysen... şunu bil ki ben de kesinlikle burada olacağım!
You'd have been spread all over the damn field... like strawberry jam. Never again. Clear?
Allah'ın belası alanın üzerine çilek reçeli gibi sürülmüş olurdun.
Well, that's all you're worth to me, Slavek. $ 78.50, not a damn bit more.
İşte benim için değerin bu kadar Slavek 78,50 $, biraz bile fazla değil.
They got you all gussied up for some damn thing, ain`t they?
Ne diye süslemişler seni böyle?
Hell, damn, you`re sweating all over the damn place.
Terden sırılsıklam olmuşsun.
But, damn it all, if I asked you...
Neyse, boşver bunları.
I'm sure it's you and your damn stupid ideas that you've blown all over the bloody shop!
Sen ve senin aptalca fikirlerin yüzünden çocuk patlayıp her tarafı batırdı.
You're a damn fool to worry about anything except the way I treat you. I treat you all right, don't I?
sana davranışım dışında hiç birşey hakkında endişe etmeyen bir aptalsın sana dürüst davranırım, değil mi?
That's what you're doing, all wrapped in gray, sitting proud on that horse, chasing'one damn half-breed and thinkin'about that bastard grant and his Yankees.
İşte buradasın. Atın üzerinde aç ve susuz, kahrolası bir melezi kovalıyorsun. Düşünsene, sen Yankilerle savaşmış birisin.
You can't farm it, you can't carve it out and call it your own, so you damn it to hell, and it all looks the same.
Çiftçilik de yapamazsın hayvancılık da. Yani buranın cehennemden hiçbir farkı yok. Bizim için de öyle.
All I hear is you, you damn fool.
Tek duyduğum sensin, salak.
Damn, it's all because of you.
Ulan bütün bunlar senin numaran.
He's got you all snake-fascinated, every damn one of you.
Sizi yılan görmüş tavşan gibi büyüledi, tek tek hepinizi.
Don't be so damn self-righteous with me... after all that stuff you told me about watching your brother.
Bana böyle namus taslama. Erkek kardeşini gözetlediğini anlatan sen değildin sanki.
For 15 years we've met our obligations with the same unions... the same mills, the same bank, but today... all they care about is the bottom line on a passbook... and then some God damn machine gives you a bum credit rating.
15 yıldır bu birliklere, bu fabrikalara bu bankaya karşı... yükümlülüklerimizi yerine getirdik. Ama bugün... tek umursadıkları defterlerindeki kar - zarar hanesi. Ve boktan bir makine kredi notumuzu düşürüyor.
You know, it's a hell of a nuisance, all this damn paperwork.
Bu kırtasiye çok can sıkıcı.
All you think about is that damn lab!
Tüm gün o lanet laboratuvarda seni düşünüyorum!
Take you, and on top of that, that damn puny, little Picayune girl that ain't never seen the outside of a filling station, and by God the papers do but print about you all the time.
Hepsinin üstüne de, şu lanet olası hayatında benzin istasyonundan dışarısını asla görmemiş bir... çelimsiz küçük Pikayun kızı için gidiyorsun. Ve Tanrı aşkına tüm lanet gazeteler her zaman senden bahsedip, duruyor.
All I wanted was only for you to stop saying that damn "I'm sorry".
Tek yapmak istediğim şey seni her zaman "Özür dilerim" demekten kurtarmaktı.
Why, in damn it, would a sick old man like you get tangled up in all this?
Lanet olsun, niye senin gibi hasta bir ihtiyar bu işe bulaşır ki?
Seferoğullari! God damn all of you!
- Boyunuz posunuz devrilsin inşallah.
Damn you all!
Son verdim kalbimin işine,
Damn it all father, you're a rich man!
Hayret bir şey baba, sen zengin bir adamsın!
Oh, I didn't give a damn about you wandering around the world all that time.
Sürekli dünyayı aylak aylak dolaşman zerrece umurumda değildi.
You know Father doesn't give a damn about all this protocol.
Biliyorsunki babam bütün bu protokol kurallarına lanet okur.
BUT GOD DAMN, HOW YOU GONNA LIVE IN THIS APARTMENT BUILDING WITH ALL THEM FUCKING KIDS, ALL THEM MOTHERFUCKING PEOPLE BUGGING YOU?
Ama, kahrolası bir apartman dairesinde tüm bu çocuklarla ve seni rahatsız eden pislik insanlarla nasıl yaşayabilirsin ki?
We're all wearing our new dresses, you damn fool.
Hepimizin üzerinde yeni elbiseleri var, lanet olasıca aptal.
It'll take me all night. I don't give a damn if it takes 20 years. Go ahead and clean up like I told you.
20 yılda sürse s * kimde bile değil.
I've been constipated all week, and there ain't a damn thing you can do about it.
Haftalardır kabızım ve yapabileceğiniz hiçbir şey yok.
You know, after that incident in town, we're just within one damn inch... of having our names splattered all over the newspaper... and I don't have to tell you what an embarrassing situation... that can put all of us in.
Kasabadaki o olaydan sonra, bütün gazetelerde... ismimizin çıkmasına ramak kaldı biliyorsun... ve böyle bir şeyin bizi nasıl zor bir duruma sokacağını... söylememe gerek yok.
All of you here, every damn one of you, will receive equal justice...
Buradaki lanet olası herkes... eşit haklara sahip olacaktır...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]