Dead man translate Turkish
5,527 parallel translation
You are a dead man!
Artık sen ölü bir adamsın!
I'm a dead man.
Ben artık ölü bir adamım.
- Dead man's cut.
- Ölen adamın payı.
- That Joe is a fucking dead man.
- Lanet olası artık ölü bir adam. - Hayır, hayır.
He'll bust me out and anyone who tries to stop him is gonna be a dead man.
Beni dışarı çıkaracak... ve onu durdurmaya kalkan herkes ölecek.
And then Clinch is gonna be the dead man.
Sonra Clinch ölü bir adam olacak.
Oh, so you can write in a dead man's journal, but I'm not allowed to wear his hat?
Sen o ölü adamın günlüğünü okuyabiliyorsun ama ben şapkasını takamıyorum, öyle mi?
You are a dead man.
Sen ölü bir adamsın.
You're a dead man, holm!
Sen öldün, Holm!
He's using the dead man's flat under the assumption it will be empty for a while.
Bir süre boş olacağını düşünerek ölmüş erkeklerin binalarını kullanıyor.
No-one wants to use a dead man's home.
Hiç kimse ölü bir adamın evini kullanmak istemez.
Two dead man in the bathroom, if not for the excess of severed flesh, I would have guessed lovers quarrel.
Banyoda iki ölü adam var, Bu parçalar dışarda olsa buna en çok kargalar sevinirdi sanırım.
You can't kill a dead man.
Ölü bir adamı tekrardan öldüremezsiniz.
I'm a dead man you're gonna fucking kill me... blah blah blah. Yeah, yeah, yeah...
Tabi, tabi, tabi..
Did you take it out of a dead man's pockets?
Onu ölü bir adamın cebinden mi aldın?
- There is a dead man right there.
- Hemen şuracıkta ölü bir adam var.
The dead man.
Ölü adam.
To wake alongside a dead man with a bullet in his head?
Ve kafasında kurşun olan ölü bir adamın yanında mı uyandın?
Well, he's a dead man walking, Carl.
- O adam yaşayan bir ölü Carl.
If I go, I'm a dead man.
- Gidersem öldüm demektir.
You're a dead man.
Sen ölü bir adamsın.
A dead man.
Ölü bir adam.
You're a dead man!
Sen ölü bir adamsın.
I'm a dead man.
Ölü bir adamım.
I'm a dead man, huh?
Ölü bir adamım, öyle mi?
You are dead man.
Sen öldün.
Are you eating a dead man's yogurt?
Ölü bir adamın yoğurdunu mu yiyorsun?
You gonna steal a dead man's desk thermometer?
Ölü bir adamın masa termometresini mi çalacaksın?
The dead man stopped for the scent of beef.
- Rahmetli dana eti kokusu yüzünden durdu.
You want to lump all three together because the dead man had an exhibition guide and wrote "Friday" on a piece of paper?
Sen bu üç davayı sırf adamın cebinden rehber çıktı ve kâğıtta "Friday" yazıyor diye mi birleştirmek istiyorsun?
Might be another man out there want us dead.
Dışarıda bizi öldürmek isteyen başka bir adam olabilir.
Oh, man, I think he's dead.
Öldün mü?
The man who stabbed Dr. Reid is dead. But she is alive.
Dr. Reid'i bıçaklayan adam öldü Ama Dr. Reid hayatta.
Those days are dead, man.
O günler geride kaldı dostum.
'Today, in Andheri West, a man's dead body was found near a gutter.'
Bugün sabah Batı Andheri yakınında bir çukurda bir erkek cesedi bulundu.
I think that man's dead.
Bence o adamı öldürdüm.
That'll be tough, man... thinkin'you been dead this whole time.
Bu zor olacaktır, adamım. Senin öldüğünü düşünüyordum bunca zamandır.
Man Cohle shot dead was the old man's son.
Cohle'un vurup öldürdüğü kişi yaşlı adamın oğluydu.
You're a fucking dead man!
Bedelini ödeyeceksin!
In one of them, an ancient Roman, a man dead for more than 1,500 years whispered to him of a universe far greater, one as boundless as his idea of God.
Bu kitaplarin birinde 1,500 yildan daha uzun süredir ölü olan, Antik Romali bir adam ona, çok daha büyük, kendisinin Tanri fikri kadar sinirsiz bir evren hakkinda fisildiyordu.
The old man there... dropped dead from a stroke last year.
Oranın sahibi olan adam geçen sene felce yenik düştü.
A man lies dead!
- Yerde ölü biri var!
A man lies dead, murdered!
Bir adam öldü, öldürüldü!
The man that you sent after us is dead.
Peşimden gönderdiğiniz adam öldü.
This man was looking for me, and now he's dead.
Bu adam beni arıyordu ve şu an ölü.
It's hard telling how many fellas want a man dead enough to pay for it, but not enough to do it themselves.
İşi kendileri hâlledemeyip parayla adam öldürmek için birisini tutan o kadar adam var ki.
What? It's a dead end, man. What--aah.
Ne, çıkmaz sokaktayız, dostum.
That man's liver was dead sexy, and I'm not even a liver man.
Herifin karaciğeri sapa sağlammış, ben bile karaciğer sevmem.
A man is dead.
Bir adam öldü.
He was cruel to my dead wife, he treats Henry like a stray fucking cat, man.
Ölü karıma acımadı, Henry'e parazitli bir kedi gibi davranıyor dostum.
A man and his son were found dead at the bottom of Nickelson Gorge.
Bir adam ve oğlu olduğu belirlenen iki ceset Nickelson Geçidi'nin dibinden çıkarıldı.
manchester 63
mango 28
manson 44
mandy 503
manon 43
many 384
manhattan 123
management 67
manning 138
manual 26
mango 28
manson 44
mandy 503
manon 43
many 384
manhattan 123
management 67
manning 138
manual 26