Don't play me translate Turkish
1,163 parallel translation
Don't play the innocent with me!
Bana masumu oynama! Aramızdaki herşey bitti.
Well, it's better than our usual Friday-night fare sitting around watching you and Buck play Don't Blame Me, It Was Him.
Her zamanki cuma akşamı eğlencemizden iyidir Buck ve senin "Beni suçlamayın o yaptı!" oynamanızı izlemeye yeğdir.
Don't play innocent with me.
- Saf rolü yapma bana.
Don't play coy with me, I'm not in the mood.
Benimle oynama, hiç havamda değilim.
Now I... I don't know if they fell off the truck or if there was some foul play, but let me tell you :
Şimdi... kamyondan mı düştüler, yoksa bir kasıt mı vardı bilmiyorum ama, size şunu söyliyeyim :
Don't even play me like that.
Sen de amma abarttın.
Don't play coy with me.
Bana üç maymunu oynama.
But don't, play with me, Sarah!
Ama benimle oynama Sarah.
- Don't play with me, cu.
- Benimle oyun oynama, dostum.
Don't play games with me.
Benimle oyun oynama.
- Don't you play that game with me!
- O ayaklar bana sökmez!
Don't play dumb with me, asshole!
Bana aptal numarası yapma, sersem.
Don't play dumb with me.
Bana aptalı oynama.
- Don't play with me, Lassard.
- Oyun oynama Lassard.
Don't play innocent with me!
- Bana masum numarası yapma!
Are you telling me that when you play a game, you don't play to win?
Bir oyun oynadığında, kazanmak için oynamadığını mı söylüyorsun?
Don't you dare play dumb with me again.
Bir daha aptal ayağına yatma.
Don't play innocent with me, Benjamin.
- Masum numarası yapma, Benjamin.
Don't play games with me, Clark!
Sen kazandın. Oyunu sen kazandın tamam mı, Clark, sen kazandın.
Don ´ t play with me now.
Dalga geç menin sırası değil.
Don't play a game with me!
Benimle oyun oynama!
You don't play me, I play you!
Bana yardım edersen ben de sana ederim!
- Cleanup time. - You don't never play with me.
- Temizlik vakti.
Sure you don't want to hear me play before you say there's no work?
İş yok demeden önce, beni dinler misin?
Don't play riddles with me.
Artık aşk hikâyeleri yazamıyorum.
You don't play around with me.
- Benimle dalga geçmeyin tamam mı?
I will play, but please don't make me sing.
Çalarım ama lütfen söylememi istemeyin.
Listen, why don't you play Carl Reiner, and let me play Police Chief Wiggum.
Bak, neden sen Carl Brooks'u, ben de Polis Şefi Wiggum'u oynamıyorum?
Don't play games with me.
Benimle oyunlar oynama!
You understand me well enough. Don't play the fool.
Beni gayet iyi anladın aptalı oynama.
- Oh, nigger, don't even play me like that.
- Oh, zenci, benimle böyle oynama.
Don't you play games with me.
Benimle oyun oynama.
Don't try to play me, Mr. Clark.
Benimle oynamayın Bay Clark.
You just don't want me to play the clarinet!
Sadece klarnet çalmamı istemiyorsun!
- Poetry. - Don't play with me, Quinlan.
Benimle şaka etme.
Don't play with me, Quinlan.
Benimle oynama Quinlan.
Oh, don't play games with me, lass.
Benimle oyun oynama, genç kadın.
Why don't you look it up and play it for me?
Niçin gidip benim için çalmıyorsun?
Robert doesn't want to play me £ ¬ and they don't want me as captain.
Robert beni oynatmıyor ve diğerleri beni kaptan olarak istemiyorlar.
Don't play with me, mister.
- Bu çok kafa karıştırıcı, Profesör.
She said if you don't believe me that I'm to mention an oak tree that she and Flora used to play in.
Eğer bana inanmazsan, Flora ve onun oynadığı meşe ağacını sana hatırlatmamı söyledi.
Don't play dumb with me.
Aptalı oynama!
But you are in Israeli hands now, so don't play games with me.
Artık İsraillilerin elindesin, Benimle sakın oyun oynama.
Don't play games with me.
Bırak benimle oyun oynamayı.
Anyway, I have a match to play, and a manor to attend to with himself away, so don't worry about me.
Her neyse, başımın çaresine bakarım aklın bende kalmasın hadi kendinize iyi bakın.
Don't play with me today, child.
Lütfen bugün benimle oynama çocuğum.
- Don't fuckin'play games with me.
- Korkarım bilmiyorum.
Don't play games with me.
Russell, benimle oyun oynama.
Don't ever play me like that, player-hater.
Benimle böyle oynama, oyuncu katili.
Don't play with me!
- Tekrar söyle. - Benimle oynama!
If you want to tell me you are getting married or anything else from your play life, I don ´ t want to know.
Evleneceğini falan söyleyeceksen duymak istemiyorum.