Enough now translate Turkish
3,610 parallel translation
It's enough now.
Benden bu kadar.
Enough now
Yeter artık!
That's enough now.
Bu kadar yeterli.
I said that's enough now.
Bu kadar yeter dedim.
- Please, Daniel, you are certainly man enough now to call me Salvador.
- Lütfen, Daniel bana Salvador diyecek kadar büyüdün.
Now, my gift is not nearly good enough.
Benim hediyem o kadar da iyi değil.
Now then, that's enough noise!
Bu kadar yaygara yeter.
Now they say in this country the problem is we haven't got enough tradesmen.
Bu ülkenin sorununun yeterince zanaatkar olmaması olduğunu söylüyorlar.
Well, all right, that's enough, now, love bug.
Eh, pekala, şimdilik bu kadar yeter, aşk böceğim.
Well, now, Mr. Hayes, if you are good enough for the granddaughter of the great auburn tiger quarterback
Peki, şimdi, Bay Hayes, eğer inanılmaz auburn kaplanlarının oyun kurucusu
It's bad enough he's here every day after school, but now I can't stop him from running over here right after he brushes his teeth in the morning.
Her gün okuldan sonra gelmesi yetmiyormus gibi simdi sabah kalkar kalkmaz buraya kosmasina engel olamiyorum.
First there are too many, now there aren't enough.
İlkin çok fazlaydılar, şimdi hayli azalmışlar. Mutlu olman gerekmez mi?
Now it feels like they're not losing enough!
Artık milletin yeterince zayıfladığını hissedemiyoruz!
Maybe there's enough Homer in the world for now.
Belki şimdilik dünyada yeteri kadar Homer vardır.
Now, you're sure I bought enough cameras and extended warranties to catch that ghost?
O hayaleti yakalamak için yeteri kadar kamera ve garanti süremin olduğuna emin misin?
Now, enough chitchat.
Şimdilik bu kadar gevezelik yeterli.
Hasn't enough time passed now?
Artık yeterince zaman geçmedi mi?
I came to tell you, that if you've had enough of making yourself ridiculous with your dolls and your verses, you can take them down now.
Oyuncak bebeklerin ve şiirlerinle yeterince dalganı geçtiysen onları artık kaldırabilirsin demeye geldim buraya.
Now, we don't know enough about this guy to run a job on him, so we got to find out what we can.
Şimdilik adamı bir oyun kurabilecek kadar iyi tanımıyoruz bu yüzden gidip ne yapabiliriz bir bakalım.
That's enough for now but I will be in touch, all right?
Şimdilik bu kadar, sonra devam ederiz tamam mı?
[grunts] Now I may be a young program, but I've been on the Grid long enough to know that I had it good.
Belki genç bir program olabilirim ama iyi yaptığımı işitecek kadar da Grid'de eskiyim.
No way. It ain't bad enough he did two tours in hell, comes home to a dead-end job in a busted-up town. Now you think he's juicing'?
Cehennemde iki görev yapıp ölü bir şehirde çıkmaz bir işe girmek yetmezmiş gibi, bir de madde kullandığını mı düşünüyorsunuz?
That's enough for now.
Şimdilik yeterli..
That should be enough to get you by for now, and after the baby is born, I can bring more.
Bu şimdilik seni idare eder bebek doğduktan sonra daha fazla getirebilirim.
Not now, enough. Enough.
Zamanı değil, yeter.
Now you've had enough Taffy, Barbara June.
Yeterince şeker yedin, Barbara June.
Bad enough you're friends with this guy, D, now he's your what?
Bu adamla arkadaş olman yeterince kötüyken bir de senin... cidden neyin o senin?
It's sad enough not having a boy friend, but now I'm a cupid for my student.
Bir sevgilim olmaması yeterince üzücü zaten şimdi de öğrencim için aşk tanrısı oldum.
It's enough they lost a husband and a father, but I guess now you're gonna have to tell them the truth.
Zaten bir koca ve bir baba kaybettiler, ama sanırım siz onlara gerçeği söyleyeceksiniz.
Now, we don't have enough evidence to bring Zahl in. But with three people dead, and maybe Bobby next, we need your help.
Zahl'ı içeri almak için yeteri kadar kanıtımız yok ancak üç kişi ölmüş ve sıra belki Bobby'e de gelmişken...
Do you want to get married to me? That's enough now.
Bu kadarı yeter artık.
Even now, I like you, but... not enough to be used like this.
Şu an bile senden hoşlanıyorum ancak..... böyle kullanılmaya değecek kadar değil.
Now, we have more than enough money to open a billiards game center, but we still curse at each other and risk our own lives for one cue!
Şimdi bir bilardo salonu açmak için, yeterinden çok paramız var ama hâlâ birbirimize küfredip hayatımızı tek atış için riske ediyoruz.
I am betting that the killer is desperate enough to sell now and get out of town.
İddia ediyorum ki katil şu anda onları satmak ve şehri terk etme konusunda oldukça çaresiz durumda.
Now that is motive, that is opportunity, and that is enough for any jury to convict you.
İşte bu suça sebep ve öldürme fırsatınız. Bunlar herhangi bir jürinin sizi suçlu bulmasına yeter.
Yeah, well, sorry's not good enough right now.
Şu anda özür dilemek yeterince iyi değil. - Anladın mı beni?
Now, even if he were stupid enough to hold onto the phone, would he be stupid enough to forget that he'd done so?
Şimdi, telefonu saklayacak kadar salak olsa bile sakladığını unutacak kadar salak mı?
Enough. Now this is none of your damn business.
Bu durum seni hiç ilgilendirmez.
You know, it's been enough up until now.
Şimdiye kadar bunlar hep yeterli geldi.
Honestly, because I had enough crappy Christmases as a kid and I'm tired of you sucking the joy out of them now.
Açıkçası, çocukken geçirdiğim Noeller berbattı ve artık keyfimin bozulmasından bıktım.
Then you should have taken the cab just now! But I just feel like I haven't drank enough.
Fazla içemedim bugün.
It's not enough that the bitch and bastard are deceiving me? Now you?
O sürtük ile piçin beni kandırdığı yetmedi bir de sen mi?
Thirty days from now we'll have enough cash to rent ten of these kid factories.
Otuz güne kadar burası gibi on tane çocuk fabrikası için paramız olacak.
But all that was not enough for this dictator, who now seeks to insinuate...
Ama tüm bunlar bu diktatöre yetmedi. Şimdi de amacı...
This is... It's more than enough for now.
Bu, şimdilik fazla bile.
That's enough of that... tell me about my aunt now.
Sessiz ol da bana teyzemi anlat.
Do you have enough time for me now, Tommy?
Artık benim için zamanın var mı, Tommy?
You're old enough to drive a hearse now, you're old enough to make your own choices.
Bir cenaze arabası sürebilecek yaştasın, Ve kendi kararını verecek yaştasın.
Misato, this should be good enough for now.
Misato, bu senin için yeterli olmalı.
Now he's old enough to be somebody's dad.
Şimdi birinin babası olacak kadar yaşlı. Buna bayılıyorum.
But now millions are net enough, we need to earn in billions.
Ama milyonlar yetmez, bize milyarlar gerekiyor.
nowhere 621
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now it's my turn 140
now that i think about it 142
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now it's my turn 140
now that i think about it 142
now is the time 102
now's your chance 115
now then 570
now if you'll excuse me 220
now i am 50
now look 431
now it's mine 27
now go 556
now is not the time 119
now i 66
now's your chance 115
now then 570
now if you'll excuse me 220
now i am 50
now look 431
now it's mine 27
now go 556
now is not the time 119
now i 66