Everybody inside translate Turkish
263 parallel translation
Get everybody inside the moat.
Herkes hendeğin içine girsin.
All right, folks, everybody inside.
Pekala, herkes, içeriye lütfen.
And now, my dear friends, I invite everybody inside the bar.
Sevgili dostlarım, herkesi bara davet ediyorum.
Get everybody inside.
Herkesi içeri sok.
Everybody inside. Let's go.
Hadi gidelim.
Hey, everybody inside.
Hey! Herkes içeri.
Come on, everybody inside!
Herkes içeriye.
- Get everybody inside, quick!
- Herkes içeri, çabuk!
Everybody inside!
Herkes içeri!
I just wish everybody inside the reunion would come out and see us lift off.
Keşke balodaki herkes dışarı çıkıp bizim kalkışımızı görse.
Come on, everybody inside.
Hadi, herkes içeri.
Charlie Manson is holding everybody inside hostage.
— Kritik bir durum bayan. Charlie Manson içerideki herkesi rehin aldı.
Inside, everybody.
Herkes içeriye.
Get inside. Get inside, everybody, and stay inside.
Herkes içeri girsin, içeride kalın.
Everybody take cover inside.
Oraya sığınalım.
And everybody's brain has got something cooking inside, see?
Ve herkesin beyninde bir şeyler yetişiyor, anladın mı?
I suppose everybody was inside.
Sanırım herkes içeride idi.
Everybody going inside.
Herkes iceri giriyor.
Now, if everybody will get back inside, we'll proceed with the ceremony.
Eğer herkes geri dönerse, merasime kaldığımız yerden devam ederiz.
Everybody happy on the inside!
İçeride herkes mutlu!
Everybody happy on the inside.
İçeride herkes mutlu.
Everybody with an inside job, go back.
Otellerde çalışanlar işlerine dönsün.
Everybody, inside!
Herkes, içeri!
It seems very strange that everybody's disappeared inside on a holiday.
Çok garip bir olay, herkes tatilde ortadan kayboldu.
Everybody has a natural magic inside them, but black magic is idiots'stuff.
Herkesin içinde doğuştan sihir vardır, fakat kara büyü aptal işi.
Everybody back inside!
Herkes içeri girsin.
Come on with me. Everybody's inside. Quit your fucking crying.
Benimle gel, herkes içeride Lanet olsun ağlama artık.
You want us to keep everybody on the inside so you can stay on the outside!
Bizden, herkesi içeride tutmamızı istersiniz. Sizler dışarıda kalabilesiniz diye!
Everybody, back inside now.
Hemen eve dönüyorsunuz.
You've got to carry that fear inside you, afraid everybody'll take things away, that you'll be remembered as a coward, that you're not a man any more.
O korkuyu içinde taşıman gerek, elindekileri alacak herkesten, bir korkak olarak hatırlanmaktan, artık erkek değil denmesinden korkmalısın. Hiçbiri doğru değil.
Everybody back inside.
Herkes içeri.
Everybody get inside!
Herkes içeri girsin!
Everybody, back inside!
Herkes içeri girsin!
Everybody's hurt inside.
Herkes öyle.
We'll save one for you. Yeah, I'll see you inside. Everybody got their gloves?
Herkesin eldiveni var mı?
which was capable of doing anything ; of creating these wonderful highways, of making moving pictures inside everybody's house,
Tüketici, içgüdüsel ya da bilinçdışı arzularla hareket ediyordu. Eğer bu ihtiyaç ve arzuları tetikleyebilirseniz,... onlardan istediğinizi alabilirsiniz.
Wrap this up, everybody back inside!
Bunları toplayıp tekrar içeri girin.
Everybody back inside!
Herkes içeri!
Betsy can help make everybody better because she has medicine inside her.
Betsy insanlara yardım edebilir çünkü ilacı içinde taşıyor.
No official business inside Earhart's or you buy everybody drinks.
Earhart'ın yerine resmi iş için gelenler içkileri öder.
I was on the telephone inside, and when I came out, everybody's gone.
* Hayır. İçeride telefon görüşmesi yapıyordum, çıktığımda herkes gitmişti.
Everybody's inside.
Vurulanlar nerede?
Let's go! Everybody move inside!
Haydi herkes içeri girsin!
And everybody knows keeping something locked up inside is never good for anyone, is it?
Siz de bilirsiniz. Bir şeyi içeride tutmanın kimseye yararı yoktur.
When you said at lunch about everybody having a secret life, something snapped inside me.
O gün yemekte, herkesin gizli bir hayatı olduğunu söylediğinizde, içimde bir şeyler kıpırdadı.
Everybody get inside!
Herkes içeri!
Everybody stay inside.
Kimse dışarı çıkmasın!
And then you go inside, and everybody gets killed- - you, your partner, Bernard, everybody.
Ve sonra içeri giriyorsun. Herkes öldürülüyor. Sen, ortağın, Bernard, herkes.
Everybody. Inside here. Let's go.
Haydi gidelim.
Everybody's inside. By the way, huevos grandes, amigo.
Herkes içeride yeri gelmişken huevos grandes, amigo.
Good job. All right, everybody just like Jimmy, - use the inside of your foot.
Hadi çocuklar, hep beraber Jimmy gibi, ayağınızın içiyle vurun.
inside 950
inside out 19
inside job 21
inside me 38
inside voice 18
inside you 29
insider trading 23
inside and out 54
everything is fine 327
everybody 7095
inside out 19
inside job 21
inside me 38
inside voice 18
inside you 29
insider trading 23
inside and out 54
everything is fine 327
everybody 7095
everyone 6978
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35
everything 4202
every 358
everywhere 595
everyday 85
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35