English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fast as you can

Fast as you can translate Turkish

902 parallel translation
Ride as fast as you can to the castle, and tell the old Baron Frankenstein we are bringing his son home.
En hızlı şekilde kaleye gidin,... ve yaşlı Baron Frankenstein'a oğlunu eve getirdiğimizi söyleyin.
See if you can sneak out the back way and bring help as fast as you can.
Arka kapıdan gizlice kaçıp bize hemen yardım getirmelisin!
- Get it up here as fast as you can.
- En kısa sürede buraya getir.
You know I'm not a very good rider, but you go as fast as you can.
Biliyorsun ben iyi ata binemem, ama gidebildiğin kadar hızlı git.
Fast as you can and don't look back.
Elinden geldiğince hızlı git ve arkana bakma.
That's it. Keep it coming as fast as you can.
Elinden geldiğince çabuk ol.
Fred, get to the village as fast as you can.
Fred, yapabildiğin kadar çabuk kasabaya git.
You drive to Dr. Morris'in Centerville as fast as you can.
Son hızla Centerville'e, Dr. Morris'in evine sür.
"Drive as fast as you can."
"Olabildiğince hızlı sür."
You're to get this to Hamburg just as fast as you can make the transmission.
Bunu en kïsa zamanda Hamburg'a göndermen gerek.
Run back to the hotel as fast as you can and put it in the lost and found.
Hemen otele dön ve bunu kayıp kutusuna koy.
Get me down to police headquarters fast as you can!
Beni acele polis merkezine götür!
- Get back as fast as you can.
- Olabildiğince hızlı dön.
- Fast as you can.
- Çabuk ol.
Meanwhile, run away as fast as you can.
Bu arada sen kaçabildiğin kadar kaç.
And tear down all of the notices as fast as you can!
O ilan panolarını da elinizden geldiğince çabuk sökün!
If it starts to snow then you get yourself home fast as you can.
Eğer kar yağmaya başlarsa, olabildiğince çabuk eve dön.
Get back here as fast as you can.
Mümkün olduğunca çabuk gidin.
And sell them as fast as you can turn them out.
Ve yapabildiğin kadar da hızlı satarız.
As soon as we get near those cattle pens take Alice and drive her out of town as fast as you can.
Biz agillara yaklasir yaklasmaz karimi al ve en hizli bicimde kasabadan goetuer.
Here, hold these balloons high in the air, and when I say "run", run as fast as you can and don't let the balloons go.
Bu balonları al ve "koş" dediğim zaman hızla koş ve balonları elinden bırakma.
You've gotta get that money and get out of the country as fast as you can.
Olabildiğince hızlı o parayı alman ve ülke dışına çıkman gerekiyor.
You better get over here as fast as you can.
Hemen buraya gelmeni istiyorum.
Get out of the house as fast as you can.
Evden mümkün olduğunca çabuk çık.
When you get to the shack once, if everything looks all right, you can back as fast as you can
Barakaya varınca, herşey yolunda görünürse, olabildiğince hızlı bir şekilde buraya geri dön.
Pinch in as fast as you can.
Hızla bu tarafa doğru ilerle.
Now, as fast as you can.
Şimdi, yapabildiğin kadar hızlı.
He wants you to bring Jenny there as fast as you can.
Yapabileceğin en hızlı şekilde Jenny'i getirmeni istedi.
I'll get Boggs, and you get him out of town as fast as you can.
Boggs'ı getireceğim ve sende onu süratle kasabadan götüreceksin.
Now, you skedaddle as fast as you can and put on your costume.
Şimdi olabildiğince hızlı şekilde kaçmalısın buradan ve kostümünü de giy.
But you need to start as fast as you can.
Fakat elinizi çabuk tutmanız lazım.
Look just as hard and as fast as you can.
Ama yapabileceğiniz en hızlı şekilde olsun.
- As fast as you can get there.
- Derhal oraya gidin.
Load as fast as you can!
Mümkün olduğunca hızlı yükleyin!
As fast as you can.
Mümkün olduğunca çabuk gel.
Make for the station, father, as fast as you can!
Baba, kaybol buradan. Çabuk istasyona git.
Fast as you can, Parker.
- Olabildiğince hızlı Parker
When I shout, you run just as fast as you can.
Bağırdığımda, koşabildiğin kadar hızlı koş.
I want to get away from here, from you, just as fast as I can... and as far as 100,000 francs will take me.
Buradan ve senden, olabildiğince çabuk ayrılmak ve 100.000 frankın... beni götürebileceği kadar uzağa gitmek istiyorum.
- I think I wanna get back and see you as fast as we can buy another load.
Başka bir yük alır almaz gelip seni görmek istiyorum.
I want you back on the job just as fast as ever you can.
Senden işine yapabileceğin kadar çabuk dönmeni istiyorum.
I want you to ride out there and tell Captain Conrahan to get here as fast as he can.
Oraya atla gitmeni istiyorum... ve Yüzbaşı Conrahan'a söyle, buraya olabildiğince hızlı gelsin.
I've been in this sports racket as long as I can remember and I'm here to say, you are what I call, no doubt, fast.
Uzun yıllardır bu sporla ilgilenirim ve diyebilirim ki, siz hiç şüphesiz çok hızlısınız.
AS FAST AS YOU ARE, YOU CAN TAKE HIM.
- Bunda hiç şüphe yok.
They can put you away just as fast for a $ 10 heist as for a million-dollar job.
Birkaç dolarlık kapkaç ya da milyon dolarlık bir soygun. İkisi içinde hapse girebilirsin.
We'll get you there as fast as we can.
Seni çarçabuk götürmeye çalışacağız.
Now, Major, obviously we have to get out of here as fast as we can, so... if you'll get your party below, I'll get you to Cebu... where you can rejoin an Army unit.
Pekala, Binbaşı, buradan bir an önce ayrılmamız gerekiyor. Eğer siz ve arkadaşlarınız aşağı inerseniz, sizi Cebu'ya kadar götürürüz ve orada birliğinize katılırsınız.
Can you run as fast?
Öyle koşabilir misiniz?
... in case's you have any papers or reports, That can be dangerous to you, destroy them all as fast as possible.
- Sizi tehlikeye atacak belgeler varsa hemen onları yok edin.
Hope you can run your feet as fast as you run your mouth.
Umarım ayağında çenen gibi işliyordur.
I've got a hunch I better get you back to your apartment as fast as I can.
İçimden bir his, seni bir an önce evine götürmem gerektiğini söylüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]