Get him translate Turkish
55,137 parallel translation
Whoever has that phone, I'll get him myself, so there will be no more mistakes.
Telefon kimdeyse bizzat yakalayacağım. Böylece fazla hata yapıImaz.
- We have to get him out of here.
- Onu buradan çıkarmalıyız.
I got to close him up, get him to CTU.
Kanamasını durdurup, ATB'ye ulaşmam lazım.
Get him out of here, then.
Götür şunu gözümün önünde o zaman.
Feed him. But once he's done eating, we need to get him to leave.
Ama yemeği bittiği anda onu buradann göndermemiz gerekiyor.
We'll get him.
Yakayacağız.
We both know conventional methods won't get him to talk.
İkimizde biliyoruz ki yasal yollar onu konuşturmaya yetmeyecek.
We both know conventional methods won't get him to talk.
İkimizde biliyor ki geleneksel metedolar bu adamın konuşmasını sağlamayacak.
He's gone, Henry, and right now, we have no way to get him back.
O gitti, Henry ve şu anda onu geri almanın imkânı yok.
You have got to get him to call them off.
Onlardan onu çağırmasına izin vermelisin.
Get him back, get him back.
Onu geri getirin, onu geri getirin.
Get him on the phone now!
Bana derhâl onu bağla.
How do we get him out of the building?
Onu binadan nasıl çıkaracağız?
- We get him to tell the truth.
- Ona gerçeği söyleteceğiz.
What if we can't get him out of the building?
Ya onu binadan çıkaramazsak?
I need to get him back and pop him on the radiator for a bit before I can give you a definitive answer.
Sana kesin bir cevap vermeden önce onu götürüp ısıtıcıda biraz patlatmam gerekiyor.
- Nothing. Get him dressed.
Morse, benimle gel.
We're gonna go get him.
O'nu almaya gideceğiz.
It's okay. I'll go get him.
Ben gider alırım.
- Can you get him out of there?
- Çıkarın onu buradan.
Okay, so let's get him back on the cart, and we'll roll him to medical.
Peki, o zaman onu sepete koyup revire götürelim.
Get him!
- Aldık!
How do we get him out?
Oradan nasıl çıkartacağız?
- Get him down.
- Yerde tutun.
Get him to fix my hands, then... Then I'll head to the castle.
Ellerimi düzeltmesini isteyip kaleye doğru yola çıkacağım.
But I.. - Get him.
- Ama...
Anna, get him.
Anna, getir onu.
We need to get him real help.
Ona ciddi bir yardım bulmalıyız.
My husband doesn't know many people here, and I'm trying to get him to see how cool this place is and, you know, meet the locals.
Eşimin burada fazla tanıdığı yok. Buranın ne kadar muhteşem bir yer olduğunu göstermeye çalışıyorum. Buranın yerelleriyle tanıştırmaya çalışıyorum.
Did you get him?
Onu buldunuz mu?
If I don't get this money to him, he's gonna sell that list to the terrorists, and there will be attacks all over this country.
Parayı ona götürmezsem listeyi teröristlere satacak. Böylece ülkenin her tarafında saldırılacak yapılacak.
He knows you need to get Grimes the money as soon as possible, so I'm gonna put him on.
Parayı acilen Grimes'a vermen gerektiğini biliyor. Telefonu ona veriyorum.
Carter, get off him!
- Carter, bırak adamı.
But, Eric, if Gabriel is still based out of the same place, I can get us to him.
Ama, Eric, Gabriel hala aynı yerde iş yapıyorsa, onu bizim için getirebilirim.
Can you get to him?
Yanına gidebilir misin?
I can get us to him.
Bizim için bulabilirim.
I'm sorry, I can't get to him.
Özür dilerim. Onu konuşturamadım.
We can't let him get away.
Kaçmasına izin veremeyiz.
She was gonna get them to release you, and then draw Naseri out so that I could take him down.
Seni serbest bırakmaları için onları alacaktı. Ve sonra onu indirebilmem için Naseri'yi dışarı çıkardım.
I'll have to find him, get through the army of maroons he calls allies, get through Long John Silver, and the animal whose leash he now holds.
Önce onu bulmam lazım. Müttefiki olan köle ordusunu aşmalı. Uzun John Silver'ı atlatmalı, Silver'ın canavarını atlamalı.
Guys like him... guys who live behind walls like this, they get the rules.
Onun gibi adamlar... Böyle duvarların ardında yaşayanlar, kuralları bilirler. Onları tanırsan, onlara sahip olursun.
Before I go and have a nightcap with Bart Schooner and get his thoughts on who should replace him, let me speak to what's hanging over the table and this entire room.
Barth Schooner yerine kimin geçireceğini öğrenmek için yanına gidip birlikte içki içmeden önce hem bu masada hem de odada konuşulanları belirleyelim.
For him to get into you.
Onun içine girmesi için.
I'll get a trace out for him.
O çocuğun izini arayacağım.
Get after him!
Ben onunla ilgilenirim.
Show him your tits and I'll get the keys, and then we run.
Sen memelerini aç, ben anahtarları alayım, kaçalım.
So you need to get near him.
Yani ona yaklaşman gerek.
I don't get why we're going to meet him, though.
Yine de neden onunla buluşmaya gittiğimizi anlamıyorum.
Get him out.
Aç bakayım, aç.
I forgot to tell him to get milk,
Süt almasını söyledim ama mesaj attım, umarım alır.
I just don't get why you went to him.
Neden ona gittiğini anlayamıyorum.
get him in 33
get him back 65
get him off me 88
get him off 84
get him out of my sight 28
get him away 23
get him on the phone 39
get him out 288
get him up 219
get him down 71
get him back 65
get him off me 88
get him off 84
get him out of my sight 28
get him away 23
get him on the phone 39
get him out 288
get him up 219
get him down 71