Get him away translate Turkish
2,333 parallel translation
- Get him away!
- Onu uzaklaştırın!
Get him away!
onu uzaklaştırın!
- You get him away from me.
Onu benden uzaklaştırdın.
Get him away from me.
Onu benden uzak tutun!
Get him away from me!
Onu benden uzak tutun!
I should get him away, but I have my orders.
Onu götürmem gerek ama aldığım emirler de var.
Don't let him get away with this.
Bunun yanına kalmasına izin verme.
I'm gonna draw him away. You free Agent Shaw and get some help.
Sen de Ajan Shaw'u serbest bırak ve yardım iste.
Get away from him.
Uzak durun ondan.
I'm supposed to let him get away with that?
Bunu yanına mı bırakacaktım?
If he found someone who let him get away with both, hey, two for one. [crowd] Chug, chug, chug!
Eğer onu bu ikisinden birinden uzaklaştıracak biri olursa, bir taşla iki kuş vurur..
I saw him get away.
Kaçtığını gördüm.
If we could find the one he's using right now, I could call and maybe get him to give away his position.
Eğer şu an kullandığını bulabilirsek onu ararım ve belki o da bulunduğu mevkiiyi ele verebilir.
Best thing I ever did was get James to enlist in the Navy to keep him from winding up like Dad, but... he couldn't stay away.
En büyük başarım da, James'i babam gibi serseri biri olmaktan kurtarıp donanmaya yerleştirmek oldu ama o uzak duramadı.
We have to get him right away.
Onu hemen almalıyız.
Hi. Get away from him, you whores!
Çekilin başından kaltaklar!
You cannot allow him to let this opportunity get away.
Bu fırsatı kaçırmasına izin veremezsin.
And we need to get far away from him.
Ondan uzak durmalıyız.
I asked God, should I move him away from the tracks so he won't get hit.
Tanrıya, tren çarpmadan onu çekeyim mi diye sordum.
You think if I let him get away, he's going to come back for you?
Eğer kaçmasına izin verirsem senin için geri döneceğini mi düşünüyorsun?
Don't let him get away.
- Kaçmasına izin vermeyin.
Don't let him get away!
Kaçmasına izin vermeyin!
You know, you can't get it away from him, cause, you know, it's his thing.
Bir daha ağzından alamazsınız. Doğası budur hayvanın.
Uh, get him up to c.T. right away, doctor.
- Onu C.T'ye götürün. - Hemen doktor
Get away from him, officers!
Uzaklaşın oradan, memur beyler!
- Yeah, you really can't let him get away with it.
- Evet, bunu gerçekten onun yanına bırakamassın.
You can't let him get away with this.
Bunu onun yanına bırakamassın.
How are we gonna get his phone away from him?
Nasıl alacağız telefonu ondan?
Just please get away from him.
Yeter ki beni ondan ayır.
How did you get away from him?
Peki ondan nasıl kaçtın?
She was riding an elevator with a cable repairman, who so creeped her out that she got off a floor early just to get away from him.
Onu oldukça korkutup 1 kat erken inmesine sebep olan bir kablo tamircisi ile aynı asansördeymiş.
He said a partner helps him get away with things.
Partnerin, olaylardan sıyırmasına yardım ettiğini söylerdi.
Couldn't we just get him a sparkly sleeveless vest So he could tap dance all his problems away?
Ona gidip kolsuz, parıltılı bir fanila alsak, ve o da dans edip problemlerinden arınsa olmaz mı?
We need to get him off of that farm and away from Clark Kent.
Onun o çiftlikten çıkarıp Clark Kent'den olabildiğince uzağa götürmeliyiz.
Look, Naomi, you can't let him get away with this.
Bak, Naomi onun bundan böyle kurtulmasına izin veremezsin.
I know this sounds weird, but I need you to go in there and get her away from him, okay?
Kulağa tuhaf gelebilir ama oraya gidip o kadını şu adamdan uzaklaştırmanı istiyorum.
We're not gonna let him get away with this.
Bunu onun yanına bırakmayacağız.
We are not gonna let him get away.
Yakayı sıyırmasına izin veremeyiz.
They should call him "Monsieur Psycho," 'cause when he couldn't get away clean in Kyoto, he got away violent.
Ona "Monsieur Psycho," demeliler, çünkü Kyoto'da kaçamayınca, epey bir şiddet uygulamış.
If I am understanding this correctly, you actually had the man responsible for Nasir's kidnapping in your custody and then you let him get away.
Bunu doğru anlamışsam Nasir'in kaçırılmasından sorumlu olan adam aslında nezaretiniz altındaydı ama onun kaçmasına izin verdiniz. Bu doğru mu?
And you let him get away.
Ve gitmesine izin verdiniz.
She promised me she'd just get him the address and walk away.
Ona adresi verip uzaklaşacağına dair bana söz vermişti.
And I will have him get on that right away first thing in the morning, okay?
Sabah ilk işim ona bunu söylemek olacak, tamam mı?
You let him get away with the diamonds.
Elmaslarla birlikte kaçmasına izin mi verdin?
Will someone explain to me how the four of you let him get away?
Birisi bana dördünüzün onun kaçmasına nasıl izin verdiğinizi açıklayacak mı?
We got to keep him away from her, slow down this train until we get the proof that we need.
İhtiyacımız olan kanıtı bulana kadar adamı ondan uzaklaştırıp, treni yavaşlatmalıyız.
She managed to fight him off and get away.
Ondan kaçıp kurtulmayı becermiş.
Yeah, he kind of slipped away from us, so we'll call you back when we get him.
Şey, onu elimizden kaçırdık gibi o zaman onu bulduğumuzda seni ararız. Bu çok enteresan.
Got to get away from him!
Ondan uzaklaşmalıyım.
Got to get away from him!
Katilden uzaklaşmalıyım!
Get away from him, you bitch!
Ondan uzak dur, kaltak!
get him away from me 19
get him 1464
get him in 33
get him back 65
get him off me 88
get him off 84
get him out of my sight 28
get him on the phone 39
get him out 288
get him up 219
get him 1464
get him in 33
get him back 65
get him off me 88
get him off 84
get him out of my sight 28
get him on the phone 39
get him out 288
get him up 219