English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Something good

Something good translate Turkish

4,977 parallel translation
Tahir, we need something good.
Tahir, iyi şeylere ihtiyacımız var.
This is something good.
Bu da iyi bir şey.
Well, you said you wanted to see something good.
Şey, iyi birşey görmek istediğini söyledin.
I thought if I could STAR Labs... do something good for the community, maybe people would not be so longer angry with Dr. Wells.
Star Laboratuvarları toplum için iyi bir şeyler yaparsa belki insanlar Doktor Wells'e bu kadar kin duymaz diye düşündüm.
Um... if you see something good in Eric, I'm willing to trust you.
Eğer Eric'in iyi biri olduğunu söylüyorsan, sana güvenmek istiyorum.
They were never gonna use it for something good.
İyi bir amaçla kullanmayacaklardı.
Do something good for someone in need.
İhtiyacı olan biri için iyi bir şey yapmak istedik.
This isn't about doing something good.
Bu iyi bir şey yapma meselesi değil.
This is the first time I really wanted to take something seriously and do something good for my life.
İlk defa bir şeyi gerçekten ciddiye almak ve hayatım için güzel bir şey yapmak istedim.
Just wish for something good.
İyi bir şey dile sadece.
Hetty, please tell me something good.
Hetty, bana iyi bir şey söyleyin lütfen.
My brother, he sees something good in you.
Kardeşim senin içindeki iyiliği görüyor.
Something good.
Güzel bir şey.
Try to build something good out of what's happened.
Var olan bir şeyin dışında bir şeyler üretmem lazım.
I'm sure I'll have no problem finding you something good.
Eminim size iyi bir yer bulmak sorun olmayacaktır.
For a guy who never really thought he had done much - -which was Aaron- - was one of the few moments where you could really see that he felt like he had done something good, feeling like here is his maybe one and only victory lap.
Çok da bir şey yapamadığını düşünen bir adama göre, ki Aaron böyle biriydi, iyi bir şeyler yaptığını hissettiği ender anlardandı ; bunu görebiliyordunuz. Hayatında zaferini kutladığı tek an diyebiliriz.
I did something good today.
Bugün iyi bir şey yaptım.
We were trying to do something good.
İyi bir şey yapmaya çalışıyorduk.
Something good.
İyi bir şeyin.
Once you master it, you'll be able to... you'll be able to take all that anger, frustration, confusion, and turn it into something good.
Öğrendiğinde, konsantre olabileceksin... Sinirlerini hayal kırıklıklarını, kafa karışıklığını iyi şeylere dönüştürebileceksin.
Something good.
İyi bir şey.
So let her see you do something good.
Yani onu sen iyi bir şey yapmak görelim.
We're especially good at finding patterns, even when they aren't really there- - something known as "false pattern recognition."
Gerçekte olmayan şekilleri tanımada da oldukça iyiyizdir. Buna da "hatalı şekil tanıma" deniyor.
You're... you're good. I mean, it was really something.
Sen... sen çok iyisin.
I mean, can't you just give her something you know is gonna make her feel good, at least?
En azından kendini biraz olsun iyi hissettirecek bir şey veremez misiniz?
If something seems too good to be true, then it probably is.
Eğer bir şey gerçek olacak kadar güzel gözüküyorsa o zaman öyledir.
We must do something for the common good.
Herkesin iyiliği için bir şeyler yapmalıyız.
A good cop doesn't accept there's nothing when he knows there's something.
İyi bir polis bir şey olduğunu bilirken hiçbir şey olmadığını kabul etmez.
Honestly... it's good to think about something else for a while.
Aslında bir süreliğine de olsa başka şeyler düşünmek çok iyi geliyor.
However, if I choose not to do something, it's usually for a good reason.
Ancak, bir şeyi yapmamayı seçersem ; bunun genellikle iyi bir sebebi vardır.
I didn't get a good look at her, but I'd say something more like a Fuchsbau.
Çok iyi göremedim ama Fuchsbau tarzı bir şeydi diyebilirim.
It's a good place to stash something you don't want found.
Bulunmasını istemediğin şeyleri saklamak için güzel bir zula.
We've got a good distance to go tonight. And we must do something about Jamie first.
Bu gece gidilecek uzun yolumuz var ve öncelikle Jamie konusunda bir şeyler yapmalıyız.
- And I'm gonna need something to wear,'cause I'm going on Good Morning America. - Love it.
- Harika.
I'm a good talker... but I can't sell this shit unless you give me something.
Ağzım iyi laf yapar ama sen bana bir şey vermedikçe onları bu saçmalığa razı edemem.
Well, it... it's hard to be emotionally invested in something I didn't know was happening, but... yes, I... I suppose that's good news.
Bilmediğim bir şey hakkında duygusal olarak bağlantı kurmam zor ama evet, bu iyi bir haber olmalı.
Good... but there's something more important happening...
İyi. Ama çok daha önemli bir şey oldu.
- Good thing Thea and I are tight. - I have to show you something.
İyi ki Thea ile aramız iyi ha.
I'm gonna sing you something that I've been thinking about a lot lately, an old-time number because... I don't know about you, but I been seein a lot of people I know, good people, smart people, hard-workin'people havin'to make different kinds of choices these days.
Size bu akşam özellikle son zamanlarda bir hayli düşündüğüm bir şarkı eskilerden bir şarkı söylemek istiyorum çünkü sizi bilmem, ama ben bugünlerde zor kararlar vermek zorunda kalan bir sürü iyi, akıllı ve çalışkan insanla karşılaştım.
It's something I read about in Good Teacher magazine.
Bu, İyi Öğretmen dergisinde okuduğum bir şey.
I Just thought of something... A way that you can get back into your dad's good graces.
aklıma bişey geldi... babanın tekrar eve dönmen için ikna etmemiz için bi yol
If we charge someone without sufficient evidence to hold them, they may disappear for good, so you've got two days to make sure you find something solid.
Elimizde tutmak için yeterli delilimiz olmadan suçlarsak temelli kaybolabilirler. O yüzden sağlam bir şeyler bulmak için iki gününüz var.
Good, because I purchased something that's gonna help you complete them.
Güzel ; çünkü bir şey aldım, emirlerini yerine getirmene faydası olacak.
Um, look, I want to say something to you, babe, and there's never a really good time to say it, so I feel like if I just say it right now, then I'll just say it.
Sana birşey söylemek istiyorum bebeğim.. .. ve bunu söylemenin belli bir zamanı yok. Söylemek istiyorum.
You have to trust that when your parents say to stay away from something, it's for your own good.
Annen ya da baban sana bir şeyden uzak durmanı söylüyorsa onlara güvenmelisin. Kendi iyiliğin için.
I mean, yes, he does have a really good smell to him, and you wouldn't expect something like that from a Glossner.
Gerçekten güzel bir kokusu var ve bir Glossner'dan böyle bir şey beklemezsin.
Something smells good.
Ne güzel kokuyor.
- Good. I think I have something that might help us track him down.
Sanırım onu bulmamıza yardımı dokunacak bir şey buldum.
Mom, I know a little something about... Sacrificing the people closest to me for the good of this city.
Anne, ben biraz biliyorum ilgili bir şey... insanları feda bana yakın bu şehrin iyi için.
I was a good guy, and I just did something stupid.
Ben iyi birisiydim ve aptalca bir şey yaptım.
You may have a successful business a-and the kind of pink complexion that comes with good nutrition but I have something more important.
Çok başarılı bir işletmen ve iyi beslenme sonucu oluşan pembe bir cilt rengin olabilir ama bende çok daha önemli bir şey var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]