Getting closer translate Turkish
1,115 parallel translation
The rebs are getting closer.
Düşman yaklaşıyor olmalı.
Well, large bones wouldn't travel down the line as far as the small ones, so at least we're getting closer to the source.
İyi, iri kemikler küçük kemikler kadar uzağa gidemezler, bu yüzden en azından kaynağa daha yaşlaşmış olmalıyız.
They're getting closer.
Yaklaşıyorlar.
Kwai, hurry up! Run! They're getting closer!
Kwai, şimdi kalk, onlar geliyor.
"The distances between us are vanishing.." "we're getting closer to each other"
Aramızdaki mesafeler kayboluyor her geçen gün daha da yakınlaşıyoruz.
We're getting closer.
Yaklaşıyoruz.
That distance is getting closer.
O mesafe gittikçe kısalıyor.
We're getting closer, Zordon.
Yaklaşıyorum Zordon.
That must mean we're getting closer to the torch.
Meşaleye yaklaşıyoruz demek ki.
He's getting closer, Clive.
Gittikçe yaklaşıyor, Clive.
This is happening because i'm getting closer to it.
Bu oluyor çünkü gittikçe yaklaşıyorum.
Stop him from getting closer.
Daha fazla yaklaşmasın.
And talking over your problems isn't getting closer?
Ve problemleriniz hakkında konuşmak sizi yakınlaştırmıyor mu?
He is getting closer.
Yaklaşıyor.
Maybe it was because, when you invited me to Duke's, it felt like we were getting closer. It was a momentous step.
Belki de, çünkü sen beni Duke's e davet ettiğinde sanki seninle biraz daha yakınlaşmışız gibi hissettim.
They're getting closer.
- Yaklaşıyorlar.
- Well, getting closer.
- Yaklaşmışım.
It's getting closer.
Yaklaşıyor.
It's getting closer.
Gittikçe yaklaşıyor.
And my instincts tell me we're getting closer.
İçgüdülerim yanıta yaklaştığımı söylüyor.
- Hey. - Pappala, we're getting closer.
- Babiş, az kaldı.
The flames are getting closer!
Alevler yaklaşıyor!
Am I getting closer'?
Yaklaşıyor muyum?
I'm getting closer.
Çok yaklaştım.
something as if she where getting closer to god.
Tanrı'ya biraz daha yaklaşıyormuşçasına bir şeyler.
All right, we're getting closer.
Pekala, daha da yaklaşmışsın.
Whatever it is, it's getting closer.
- Bu neyse gittikçe yaklaşıyor.
We're getting closer to the swarm.
Alana, giderek yaklaşıyoruz.
We're getting closer.
Giderek yaklaşıyoruz.
We're getting closer, you know.
Giderek yaklaştığımızı, biliyorsunuz.
Their adventure went up to the sky The secret of the box is getting closer and closer to them
onların macerası gökyüzünü istiyorlardı kutu sırlarını anlamaya daha yakındılar ve çok daha yakın
He's getting closer
Yaklaşıyor.
- They're getting closer.
- Yaklaşıyorlar.
He is getting closer on the talking thing.
Konuşma konusunda ilerliyor.
I'm getting closer.
O ölecek.
And... the shelling started, and I couldn't see Dr. Bashir and the explosions, they kept getting closer.
Bombalar başladı Dr. Bashir'i göremedim, patlamalar da yaklaştı.
But he knew he was getting closer with every mile.
Ama katettiği her milde, aradığı şeye Daha da yaklaştığını biliyordu.
Every day It's a-getting closer Goin'faster than a roller coaster
Her gün daha da yakınlaşıyor trenden daha hızlı gidiyor.
- We're getting closer.
- Yaklaşıyoruz.
Robin Leach : The countdown to our "Live Life Like a Millionaire Sweepstakes" is getting closer.
"Milyoner İkramiyesi Gibi Bir Hayat Yaşamak" a çok az kaldı.
We're getting closer.
Evet efendim, hemen efendim.
We're getting closer.
Bombalar hep daha yakına düşüyor.
We're getting closer.
Bize çok yakın.
And the closer we've gotten, the more I wanted to explain this to you but it just kept getting so complicated.
Ve ne kadar yakınlaştıysak, bunu o kadar çok sana açıklamak istedim ama gittikçe daha komplike olmaya devam etti.
I know we'd all like to get that much closer to home, but I don't think Captain Janeway is going to go for getting the technology like that.
Bildiğim, hepimizin de evimize biraz daha yaklaşmak istediği, fakat Kaptan Janeway'in bu teknolojiyi, bu şekilde elde edebileceğini zannetmiyorum.
We're not there yet, but we are getting closer.
Daha başaramadık, ama çok yaklaştık.
[Rumbling] It's getting closer!
Yaklaşıyor!
You're not gonna keep getting older the closer we get to our own time, are you?
Kendi zamanımıza yaklaştıkça giderek yaşlanmayacaksın, değil mi?
See, I like getting older, because that means I'm one year closer to death.
Ölüme bir yıl daha yaklaştığım için yaşlanmayı seviyorum ben.
Which puts you two steps closer to getting someone else to push that rock in the underworld.
Bu da seni Ölüler Diyarı'ndaki şu kayayı itecek başka birini bulmaya iki adım daha yaklaştırıyor.
She might be getting a job closer to home.
Gelip gelmeyeceğini de bilmiyoruz. Bence evine daha yakın bir iş bulmuş olabilir.