Getting worse translate Turkish
1,881 parallel translation
That's because your anemia's getting worse.
nedeni kansızlığının giderek kötüleşmesi.
They seem to be getting worse.
Giderek kötüleşiyor gibi geliyor.
- The traffic is getting worse.
- Trafik daha da kötüleşiyor.
You're getting worse.
- Gittikçe daha kötü oluyor.
I know you probably mean well, but every time you try to help out, things only end up getting worse.
Niyetin iyidir ama, ne zaman yardım etmek istesen, işler daha da kötüleşiyor.
Maude, she's getting worse.
Maude, gittikçe kötüleşiyor.
( Gary ) It's actually getting worse.
İşin aslı gittikçe kötüleşiyorlar.
( Joanne ) How can it be getting worse?
Nasıl olurda gittikçe kötüleşir?
CLIMATE CHANGE KEPT GETTING WORSE.
İklim değişimleri gittikçe kötüleşiyor.
The situation's getting worse by the minute.
Durum her geçen dakika daha kötüye gidiyor.
The snow is getting worse.
Şimdi ne oldu? Git gide kötüleşiyor.
Do you agree that Sergeant Spencer was a disruptive force, that his attitude was damaging to morale and was only getting worse?
Çavuş Spencer'ın yıkıcı bir etkisinin olduğunu davranışlarının morallere zarar verdiğini ve işlerin giderek kötüleştiğine siz de katılıyor musunuz?
Pollution's getting worse every day, isn't it, sir?
Kirlilik gün geçtikçe kötüye gidiyor, değil mi efendim?
It can't getting worse than this.
Bundan daha kötü olamaz.
But as for me, the headaches are getting worse.
Ama benim açımdan bakarsak baş ağrılarım gitgide kötüleşiyor.
It's getting worse. Next time I show up here, it will kill her.
Bir dahaki gelişimde ölecek, tamam mı?
Sounds like the violinist kid is getting worse, so I'm gonna go check that out, if that's all right with you, Sarge.
Görünüşe göre kemancı çocuk kötüye gidiyor, ben de ona giderim. - Tabi senin için sorun olmazsa, amirim?
- Getting worse.
- Fırtına kötüleşiyor.
It kept getting worse.
İşler giderek daha da kötüleşiyor.
Just give him more time, Mom. No. Instead of getting better, he's just getting worse.
Hayır, daha iyiye gideceği yerde daha kötüye gidiyor.
It seemed the viruses were getting worse each passing season.
Görünüşe göre her sene virüsler daha kötüleşiyordu.
The world is getting worse.
Dünya gittikçe kötüleşiyor.
Um, they keep getting worse.
Gittikçe kötüleşiyorlar.
It's getting worse, guys.
- Kötüye gidiyor, arkadaşlar.
Both the fever and the pain are getting worse,
Ağrı da ateş de gittikçe kötüleşiyor.
[sighs] Our luck just keeps getting worse, huh?
Şansımız giderek kötüleşiyor ha?
Means we were wrong about HSAN and means he's getting worse, fast.
Bu demek oluyor ki k-Son değilmiş ve durumu daha hızlı kötüleşiyor.
Daddy, I know you told us to stay in the basement, But that man is getting worse.
Baba biliyorum, bodrumda kalın dedin ama şu adam kötüleşiyor.
Your condition is getting worse.
Durumunuz kötüye gidiyor.
She's getting worse.
Kötüye gidiyor.
She's getting worse.
Daha da kötü oldu.
I thought you were getting worse.
Durumunun daha da kötüleşeceğini sanmıştım.
She's not saying anything, but... I think her headaches are getting worse.
Fazla bir şey söylemiyor ama bence baş ağrıları gittikçe kötüleşiyor.
The headaches are getting worse.
Baş ağrılarım daha da kötüleşiyor.
as you all know, the harley problem seems to be getting worse, and nobody is willing to do anything about it.
Hepinizin bildiği gibi, Harley problemi büyüyor. Üstelik bu konuda kimse bir şey yapmıyor.
He's been getting worse for the past few days.
Son günlerde durumu kötüleşti.
Mandy says... my temper is getting worse.
Mandy ruh halimin gittikçe kötüleştiğini söylüyor.
You're sure as cuss not getting worse.
- Daha kötü olmadığın kesin.
Yeah. Global warming's only getting worse.
Küresel ısınma gittikçe kötüye gidiyor.
She's getting worse.
Durumu kötüye gidiyor.
It's getting worse.
Daha kötüleşiyormuş.
It's only getting worse and worse.
Bu gittikçe daha fazla ağrıyor.
Although his Alzheimer's was definitely getting worse.
Gerçi Alzheimer'ı gittikçe kötüleşiyordu.
Your fever's getting worse.
Yemeyi düşünmüyorum.
And then I'm just gonna guess that it's getting a little worse. Okay.
Evet, o zaman dur tahmin edeyim gün geçtikçe daha mı kötü oluyor?
But lately he says it's getting a lot worse.
Ama son zamanlarda çok kötüleştiğini söyledi.
It's getting worse.
Gittikçe kötüleşiyor.
Well, they have hospitals in London, and there are worse things than getting european certification,
Londra'da da hastaneler var, ve Avrupa Sertifikası almaktan daha kötü şeyler de var..
Seemed to be getting worse.
Migrenim daha da kötüleşiyordu.
And she ends up revealing her feelings accidentally and getting all embarrassed and trying to backtrack and then making it worse.
Ve o kadar yanlışlıkta duygularını açığa vurmaz ve ben çok utandım ve geri dönmeye çalışıyorum ve sonra daha kötü oluyor.
The weather's getting worse.
Hava da iyice kötüleşti.