English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Getting better

Getting better translate Turkish

3,045 parallel translation
Oh, this is just getting better and better.
Bu iş gittikçe güzelleşmeye başlıyor.
Did you know that he was getting better?
Kocanızın iyiye gittiğini biliyor muydunuz?
The same way he was getting better after the oxygen therapy in Germany or the psychic surgery in Brazil.
Almanya'daki oksijen terapisinden sonra iyiye gittiği gibi ya da Brezilya'daki psişik tedavisinden sonra olduğu gibi.
Things just keep getting better.
İşler daha iyiye gidiyor.
Well, it just keeps getting better and better, doesn't it?
Olaylar çok daha iyi bir hâl alıyor, değil mi?
It's getting better, though.
Ama durum iyiye gidiyor.
He seems to be getting better.
Daha iyi olmaya doğru gidiyor gibi gözüküyor.
Oh, this night keeps getting better and better.
Oh, bu gece git gide güzelleşiyor.
Back on 100 % o-2. Why is she not getting better?
- Neden iyileşemiyor?
Your acting's just getting better and better.
Oyunculuğun iyiye gidiyor.
We were just getting better acquainted with Kalinda.
Biz de Kalinda'yı yakından tanımaya çalışıyorduk.
Laugh all you want, but I think I'm actually getting better.
İstediğiniz kadar gülün ama sanırım ben gittikçe iyi oluyorum.
Getting better.
Öğreniyorsun.
You're getting better, Kolia.
İyiye gidiyorsun Kolia.
well I feel awful. I don't know Why he's not getting better. oh carly...
Carly, tatlı, masum, aptal, küçük Carly.
- Still not getting better?
- Durumu hâlâ iyiye gitmiyor mu?
Oh, this is just getting better.
- Durum gittikçe daha da güzelleşiyor.
This just keeps getting better and better.
Olay gittikçe iyiye gidiyor.
I've been reusing the hot dog water so it gets more flavor. It's only going to keep getting better.
Sosisleri kaynatırken suyunu değiştirmiyorum aroması daha yoğun oluyor ve daha da güzel olacak.
I think they're getting better.
- İyiye gidiyorlar sanki.
And I'm gonna keep getting better till I'm the best you've ever seen.
Şimdiye kadar gördüğünüz en iyi dansçı olana kadar giderek daha iyi olacağım.
Ryan, you're getting better.
Ryan, iyileşiyorsun sen.
Ah, it just keeps getting better and better.
Gittikçe daha da iyi bir hal alıyor.
"Every day in every way I am getting better and better."
"Her geçen gün daha iyiye gidiyorum."
I tell you what... this day keeps getting better and better.
Size bir şey söyleyeyim mi... bu gün giderek daha güzel hale geliyor.
- Yes. - Just keeps getting better!
- Her şey daha iyi olur.
This just keeps getting better.
Daha da iyi hâle geliyor.
She said she was getting better, and- - but ever since Sam's death, she was a mess.
Daha iyiye gittiğini söylüyordu ama Sam'in ölümünden beri darmadağın olmuştu.
He's getting better.
İyileşiyor.
Maybe he does feel better for getting that out.
Belki de içindekileri döktüğü için iyi hissediyordur.
You'd have a better chance of getting an audience with God.
Tanrı'yla görüşebilme şansınız daha yüksektir.
Look, I better be getting to bed.
- Dinle, ben yatsam iyi olur. - Cidden mi?
Well, I better be getting back to work. Um...
İşe dönsem iyi olur.
Oh, please. I'm so getting the better end of this deal.
En büyük hediyeyi asıl siz bana veriyorsunuz.
You have a better idea of getting them out of the house?
Evi boşaltmalarını sağlayacak daha iyi bir fikrin var mı?
It was better than getting pussy.
Gerçkten daha güzel.
I've been told by your friends you are someone worth getting to know better.
Arkadaşların bana, görüşmeye değer biri olduğunu söyledi.
- You're getting pretty hard to beat in court these days ; better to have you here.
- Mahkemede son günlerde... -... oldukça iyi mücadele veriyorsun, burada çalıştığın günlerden daha iyisin.
With the year I'm having, it's not like you could've made everything better just by getting me a cake.
Pasta almak geçirdiğim bu yılı senin yaptıklarından daha iyi bir hale getirmeyecek.
Look, the baby's getting much better.
Bebek gittikçe daha iyi oluyor.
We're watching the AUTEC files, they have a better shot getting in and out of the bank account undetected.
AUTEC dosyalarını izlemekle meşgul olduğumuz için banka hesabına fark edilmeden girebileceklerdi.
Just hang around here for a while, calm down, rest, and when you're getting a little better, the priest told you he's waiting.
Burada bir süre kal, sakinleş, dinlen ve biraz daha iyi olduğunda karar ver. Peder bekleyeceğim dedi.
Has getting retribution ever made you feel better about yourself?
Öç almak hiç kendini iyi hissettirdi mi?
What? Are you getting a better resolution?
- Daha iyi bir çözünürlük alabiliyor musun?
I mean, what better proof is there than getting remarried?
Tekrar evlenecek olmamizdan daha büyük bir kanit olabilir mi?
Actually I'm getting a better suit.
Aslında daha iyi bir koruyucu elbise alacağım.
June, I know how much getting back on Wall Street means Better than anyone, but morally, this is just wrong.
June, Wall Street'e geri dönmenin ne kadar önemli olduğunu herkesten daha iyi biliyorum ama ahlaki olarak yanlış bu.
She's not getting any better, Daniel.
Daha iyi olmayacak, Daniel.
Till then... We're doing a little better than not getting cancelled.
Sanırım iptal edilmeme durumundan daha iyi konumdayız.
Apparently, for the better part of three months, I was sitting in a coat closet getting baked with a dog.
Geçirdiğimiz üç ay boyunca bir elbise dolabının içinde bir köpekle kafayı çekmeye çalışıyormuşum.
- Okay, I better be getting back.
- Pekâlâ, geri dönsem iyi olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]