Getting out translate Turkish
11,363 parallel translation
6 : 00! What time am I getting out of here?
Ne zaman çıkacağım buradan?
Yes, that's what I'm doing, I'm getting out of here.
Ben de bunu yapıyorum ya, buradan gidiyorum.
Honey, when are you getting out?
Hayatım, ne zaman çıkacaksın?
The rest of us aren't getting out of here.
Geri kalanımız bir yere ayrılmıyor.
Ash, we're getting out of here, come on.
Ash, buradan çıkıyoruz, hadi.
I want to know how we're getting out of here.
Buradan nasıl çıkacağımızı bilmek istiyorum.
I'm talking about clearing your head, getting out of town together like we said. Yeah.
Kafayı boşaltmaktan konuştuğumuz gibi beraber gitmekten bahsediyorum.
I'm getting out of here.
- Ben gidiyorum.
I think it's getting out of hand.
Bence bu elden çıkıyor.
Hey, need any help getting out of that dress?
Elbiseni çıkarman için yardım ister misin? Yok.
This is just getting out of hand, son.
Bu iş çığrından çıkıyor evlat.
I'm getting out.
Ayrılıyorum.
Well, you ain't getting out this time.
Bu sefer dışarı çıkamayacaksın.
You ain't getting out of here this time.
Bu sefer buradan çıkamayacaksın.
You guys might be getting out at just the right time.
Doğru zamanda da gidiyor olabilirsiniz.
Come on, I almost got blasted getting out of that lobby, too.
O lobiden çıkarken neredeyse ben de harcanıyordum.
And how you... getting out from here?
- Buradan... nasıl gideceksiniz peki?
Every night when I return to my room... I feel like I'm returning to the pavilion after getting out.
Her gece odama döndüğüm zaman köşkten kovulmuşum gibi bir hisse kapılıyorum.
No, I'm getting out of the car.
Evet, çıkıyorum.
And you're not getting out of it.
Bu işten kolayca sıyrılamazsın.
Cottonmouth's getting out, so you ain't done shit.
Cottonmouth çıkıyor, bir bok becerdiğin yok.
You're dreaming if you think we're getting out of here.
Buradan sağ çıkacağımızı sanıyorsan hayal görüyorsun.
Don't you ever get tired of people getting out?
İçeri girenlerin salıverilmesinden usanmadın mı?
I'm getting out after he's taken penalty.
- Penaltı kullanmadan buradan çıkmam.
We're also getting reports out of Europe and Asia. This was not just a U.S. phenomenon.
Avrupa ve Asya'dan gelen haberler... bunun sadece ABD'de yaşanmadığını gösteriyor.
Can you, like, understand how they might feel and how these letters might be going out to kids who aren't necessarily healthy and actually shouldn't be getting the letter?
Sanırım simetride biraz sıkıntı var.
When we were walking on the hallway like getting ready to, like, deliver it and one of the senators walked out, it just... it all hit me at once.
Hepinizin gözünü boyuyor ve kafanızı karıştırıyor. Sizi yalanlarıyla maymuna çeviriyor. Şimdi anlıyorum.
I've got a sweet old pensioner getting kicked out of his son's house.
Oğlunun evinden kovulan tatlı bir ihtiyar var.
We're getting you out of there.
Seni oradan çıkaracağız.
Let's just hope that something shows up and we can figure out a way of solving this and getting your daughter better.
Umalım ki bir şey ortaya çıksın ve bunu çözmek için bir yol bulalım. Ve kızınız daha iyi olsun.
Getting everything you want out of it, and she's taking care of you, so...
İstediğin her şeye sahip olmak ve onun sana bakması, yani...
It's the only way we're getting them out of here.
Planları çıkarmamızın tek yolu bu.
Jared, make sure you're getting this crisp and in focus, I don't want to have to edit together out of focus stuff, please.
Jared, çekimleri net ve odaklı yaptığından emin ol sonra odakdışı şeyleri düzenlemekle uğraşmak istemiyorum.
And the reality was we were getting our message out there.
Asıl önemli olansa mesajımızı herkese yayacak olmamızdı.
Is this the key to getting us out of here?
Bizi buradan çıkartacak anahtar bu mu?
- We're getting you out of here, okay?
- Seni buradan çıkaracağız, tamam mı?
And Jeff's out in the woods getting wasted.
Jeff ise ormanda kör kütük sarhoş olacak.
I'll go finish getting the stuff out of the car.
Ben gidip arabadan eşyaları çıkarayım.
- Are you out of your mind? - Getting there.
- Sen aklın mı kaçırdın?
It's getting hot out there.
Ortalık giderek ısınıyor ve DGİ'nın elinde böyle bir şey yok.
Out on a run, all I could think about was getting back home.
Seyir sırasında tek düşündüğüm eve dönebilmekti.
And lying in my bed, all I could dream about was getting back out here.
Yatağıma yattığımda hayalini kurduğum tek şey oraya dönebilmekti.
Figure out what our next move is from there. Do you know how many Martians died getting us off the Donnager?
Bizi Donnager'dan kurtarmak için kaç Marslı öldü biliyor musun?
She's getting eaten alive out there.
- Kadını gözleriyle yiyecekler.
Yeah, good luck getting anything out of them.
Onlardan bir şey çıkması için iyi şanslar.
- I've worked out a way of getting it done.
- Durumu gerçekten şaşırtıcıydı...
We're getting DS out of here.
DG'yi buradan çıkaracağız.
Getting out again is.
Asıl sorun bölgeden ayrılmak.
You'll need help getting her out of the garrison.
Garnizondan dışarı çıkarmak için yardıma ihtiyacın olacak.
While you out there in the street running around with your friends, my people in here getting hurt.
Sen sokakta arkadaşlarınla dolanırken burada çalışanlarım darp ediliyor.
He's at Frederick Douglass Hospital right now, getting checked out.
Şu anda Frederick Douglass Hastanesi'nde, sağlık muayenesinde.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299