Got me translate Turkish
47,714 parallel translation
But one thing got me through.
Ama bir şey var beni.
But as I drifted off to sleep... something my parents said got me thinking.
Ama tam uykuya dalarken... annemlerin söylediği bir şey beni düşünceye daldırdı.
Your husband spared you and he got me.
- Kocan senin hayatını bağışlayıp benimkini aldı.
They've got me on all kinds of drugs.
Her türlü ilacı veriyorlar.
You totes got me wet!
Siz totes beni ıslattı!
When you didn't wanna do the same thing for every spring break and you decided to mastermind this whole spring bro-cation, who was the one who got me and maxi out here and got me out of town when I was upset with my girlfriend?
Aynı şeyi yapmak istemediğin zaman Her ilkbahar molası için Ve bu bahar brookasyonunun başında kalmaya karar verdin.
Me, got me pinned.
Beni, beni sıkıştırdı.
But your letters... they got me through it.
Ama mektupların beni ayakta tuttu.
Argh, you got me.
Argh, beni yakaladın.
I think the last time Cody got me off all by himself,
Bence son Cody beni tek başına yalnız bıraktı,
You got me?
- Anladın mı?
I hate Valentine's Day because you assholes never got me anything!
Sevgililer Günü'nden nefret ediyorum çünkü siz göt herifler bana bir şey almıyorsunuz hiç!
- You got... you gotta kill me.
- Beni öldürmek zorundasın.
You got to kill me.
Beni öldürmek zorundasın.
More importantly, my dear friend Gianni didn't tell me that he's got a younger sister, much less that she's crazy hot!
Daha da önemlisi... canım arkadaşım Gianni... bana, erik gibi kütür kütür bir kız kardeşi... olduğunu söylememiş.
Yeah, well, I've got a friend with me, so...
Eh, yanımda bir arkadaşım var, o yüzden...
So, what has all this got to do with me?
Peki bunların benimle ne alakası var?
Well, you do keep asking me how I got out of here.
Buradan nasıl çıktığımı sorup duruyorsun.
Um... now, I tell you what, you... you've got to be really, really brave for me.
Bak sana ne diyeceğim benim için çok cesur olmanı istiyorum.
'Me and Jim Moriarty, we got on like a house on fire.
Ben ve Jim Moriarty, yanan bir ev gibi bir araya geldik.
Well, trust me, ma'am. You got the right baby for this job.
Bana güvenin efendim, bu iş için biçilmiş kaftanım.
You got replaced just like me!
Senin de pabucun tıpkı benim gibi dama atıldı!
No one got to me, all right?
- Kimse kafama falan girmedi.
You got to help me.
Bana yardım etmelisin.
Josh, you got something to tell me or what?
Josh, bana söyleyecek bir şeyin var mı yoksa?
I've got two kids to take care of. and it placed me in their debt.
Bakmam gereken iki çocuğum vardı. Anneleri ölmüştü ve tam da bu ızdırabın ortasında bazı kişiler bana tedavi sundu ve onlara borçlandım.
Guess I got tired of people doing things for me all the time.
Sanırım insanların sürekli benim için bir şeyler yapmasından bıktım.
If that's why you're interested in me, then... you got the wrong man.
Bu yüzden benimle ilgileniyorsan yanlış adamı buldun.
I kind of got this feeling you're not allowed to kill me.
Sanırım beni öldürmene izin yok.
- Does it look like I got a kit crap bar on me, boy?
- Üzerimde bir alet çerezi var mımış gibi görünüyor, evlat?
Got the wall, me, Matthews.
Duvar. Ben, Matthews.
Please tell me you got him.
Lütfen bana vurduğunu söyle.
You've got to be kidding me.
Şaka mı bu be?
And then I got a cell phone and I could call up my buddies who were already out at the beach before me.
Sonra cep telefonu aldım ve sahile benden önce giden arkadaşlarımı aradım.
Brian's not above having a one-night stand with a woman, but he's got no room for her emotionally - because he's in love with me.
Brian bir kadınla tek gecelik ilişki yaşamaya karşı değil ama duygusal olarak kalbinde ona yer yok çünkü bana aşıksın.
Dee. Yeah, no, I've got a great plan, but, uh, I'm thinking that this isn't my problem, and, also, you guys wouldn't listen to me no matter what I said.
Evet, harika bir planım var ama bu benim sorunum değil bence.
If I just get the waitress pregnant, she's gonna be tied to me for life, so, I got to do that.
Eğer garson kızı hamile bırakırsam, hayatı boyunca bana bağlı kalmış olur. - Bunu yapmalıyım.
Listen to me, I can figure this out, I've got a new plan and you're all gonna goddamn listen up, okay?
Beni dinleyin, bunu halledebilirim, yeni bir planım var ve hepiniz beni dinleyeceksiniz, tamam mı?
Wondering if you should tell us you got engaged because it would be fine with me.
Nişanlı olduğunuzu bize söyleyip söylemediğinizi merak ediyor musunuz? Çünkü benimle iyi olurdu.
But see, the thing is, I've got some extenuating circumstances that necessitate me leaving now.
Ama mesele şu ki hemen gitmemi gerektirecek hafifletici sebeplerim var.
So, what you got for me?
- Peki, benim için neyin var?
It made me see that beating i put on that asshole been living with me my whole life... long before he got there.
O şerefsizi dövmenin, hayatım boyunca içimde olduğunu görmemi sağladı. O, oraya gitmeden çok önce.
Oh, my god, you've got to be kidding me.
Yok artık, dalga geçiyor olmalısın.
What are you doing? I got some boy to give me this.
- Bir çocuk bana bunu verdi.
Yeah, and we're not doing so good, asshole,'cause nothing's coming out of me.
- Pek de iyi gitmiyor göt herif çünkü bir şey çıkaramıyorum.
- Cool,'cause it really helped me realize that I got to give that lifestyle up.
Güzel çünkü böyle yaşamayı bırakmam gerektiğini fark etmemi sağladı bu olay.
I got to say, though, I'm looking inside there, and this isn't making sense to me.
Açıkçası içeriye baktığımda duruma bir anlam veremiyorum.
Listen to me, I got these for him, all right? - So no.
Bunları ona ben aldım, tamam mı?
You, uh... You got this for me?
Sen bunu bana mı aldın?
You figured out the one thing I wanted more than anything else in the entire world and you got it for me.
Bu dünyada en çok istediğim şeyin ne olduğunu buldun ve benim için aldın.
Yeah. He treats me like shit, too.
Evet, bana da göt gibi davranıyor.