English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He's doing it

He's doing it translate Turkish

1,555 parallel translation
You're hunting down a pedophile, you want to know why he's doing it, what he's going to do next.
Bir sübyancının peşine düşüyorsun, neden yaptığını bilmek istiyorsun,... daha sonra ne yapacağını.
The thing about David that I worry about is he's the kind of guy that might wake up one morning and just, just realize he's been doing it too long.
David hakında endişe ettiğim şey bir sabah kalkıp onu çok uzun yaptığını anlayabileceğidir.
Actually, he does think it's pretty hot. He'd just think it was hotter if I were doing it in Neptune.
Aslında biliyor ama Neptune'de staj yapsam daha iyi olacağını düşünüyor.
How's he doing it?
Bunu nasıl yapıyor?
He's doing it for himself. Please.
Kendisi için yapıyor.
He seems determined to do whatever it is he's doing up there.
Orada ne yapıyorsa yapmaya kararlı gözüküyor.
Cameron, want to explain to the parents why you'll be holding paddles while he's doing it?
Cameron, Chase ilacı verirken elindeki pedlerle neden başında bekleyeceğini aileye açıklamak ister misin?
What if he's doing it for the first time his rope could snap...
Eğer bunu ilk kez yapıyorsa.. .. halatı kopabilir..
The pope might pray for me to solve my problems. But he won't personally commit to doing anything about it.
Benim için dua edecekmiş ama kişisel olarak bir şey yapmayacakmış.
David Boies can destroy a witness and make you think he's a great guy while he's doing it.
David Boies bir tanığı paramparça ederken yine de kendini sana sevdirebilir.
Just, you know, make sure you kind of whoop it up and act like I'm a stud who knows what he's doing, okay? Just be a pal.
Sadece öyle bir çığlık at ve rol yap ki herkes beni ne yaptığını bilen bir aygır sansın, tamam mı?
And my boyfriend, who's also a christian, is also horny all the time and he keeps telling me that all this stuff we're doing isn't a sin and I guess tenically it's not...
Ve erkek arkadaşım, o da Hıristiyan ve o da hep azmış durumda ve yaptığımız hiçbir şeyin günah olmadığını söyleyip duruyor ve bence teknik olarak günah değil...
It just helps us tie him to the victims, which he's already doing with his little fucking poems.
Ancak bağlantı kurarız. Bıraktığı şiirlerle bunu zaten kendisi yapıyor.
Whatever he's doing, it's working.
Her ne yapıyorsa, işe yarıyor.
He's doing it walking distancefrom the hit.
Bunu, saldırıya yürüyüş mesafesinde yapacak.
It's not fair what he's doing, you know?
Yaptıkları hiç adil değil.
It's not like he is doing it for the first time.
Sanki bunu ilk kez yapıyor.
He's not doing it.
Evlenmiyor.
- He's doing it.
- Zaten yapıyor.
Keep in mind, he's been doing this for a long time, and he's been thinking about doing it most of his life.
Unutmayın, bunu uzun süredir yapıyor ve hayatının büyük kısmında bunu yapmayı planlamış.
You don't think he's capable of doing it?
Onun böyle bir sey yapamayacagini mi düsünüyorsun?
Before it was random now he's doing everything he can to stay alive
İşler yoluna girmeden, hayatta kalmak için her şeyi yapacaktır o
What's he doing? They've isolated it.
Arabayı ayırt ettiler.
He's doing it for Teyla.
Bunu Teyla için yapıyor.
I don't know how he does it. Sometimes when Monk's not around, I'll catch the other cops doing it.
Bazen Monk etrafta yokken diğer polisleri böyle yaparken yakalıyorum ellerini böyle yapıyorlar, sonra böyle, şuna dokunayım.
You run outta cum and milk it doesn't matter just send it right through.. spray it all over his cat's face, whatever he was doing...
"Çeşme kurudu ama süt iş görür..." " Gönderin gitsin... Kedisinin yüzüne mi attıracak...
I don't know what he's doing up there in his room at night, but it's real noisy.
Yukarda odasında geceleri ne yaptığını bilmiyorum, fakat gerçekten gürültülü.
He misses one spot, he's doing it all over again too.
Bir noktayı bile atlarsa baştan yapar.
He left it because He wants us to know Why he's doing this,
Bunu bıraktı çünkü neden yaptığını bilmemizi istiyordu.
He's the one doing it. It's him.
Tekrarlayan o.
He's really good at doing this on people, so we figured he'd be doing it with...
İnsanlara dövme yapmak konusunda çok başarılıdır. Ben de düşündüm ki eğer bunu yaparken...
What's he planning on doing with it?
Onunla ne yapmayı planlıyor?
Okay, hypothetically... Let's say that this guy has to work With this girl, but he fucking hates doing it,
Tamam, farz edelim ki adamın biri bir kızla çalışmak zorunda ve adam bundan nefret ediyor ama elinden başka bir şey gelmiyor çünkü başka seçeneği yok.
Well, he's doing what it takes to protect his family.
Ailesini korumak için gerekeni yapıyor.
It means he knew what he was doing.
Hayır, ne yaptığının farkındaymış.
- It's him. - What would he be doing?
Burada ne arıyor olabilir ki?
- What it looks like he's doing is watching observing. - I mean, why?
- Neden?
Janus was doing a lot of work that wasn't exactly approved by the ancient council, so it's not hard to imagine he wouldn't include a full accounting in this very public database.
Janus Eski Konsey'i tarafından izin verilmemiş birçok iş yapıyordu, yani bu genel veritabanında kayıtlarının tamamını tutmayacağını hayal etmek zor değil.
From where i'm sitting, it looks like he's doing all right so far.
Gördüğüm kadarıyla şu ana kadar işini iyi yapmış.
He begins to think he's doing it wrong.
Yanlış bir şey yaptığını düşünmeye başlıyor.
So he's doing what men do best... avoiding it.
Bu durumda her erkeğin yaptığını yapıyor... görmezden geliyor.
What do you think he's doing with it?
Onunla ne yapıyor dersin?
- He-he's doing it here?
Burada mı yapacak?
Whatever he's doing, Chloe, we need to stop it.
Her ne yapıyorsa Chloe, onu durdurmalıyız.
He's doing it to avoid sunlight and fresh air.
O güneş ışığı ve temiz havaya çıkmamak için atıyor.
That is what he's doing, isn't it?
Yaptığı şey bu, değil mi?
He's playing well, we playing good, and he's just trying to make it through it, instead of gaining friends and doing it for each other, not just for him.
O iyi oynuyor, biz iyi oynuyoruz ve o sadece arkadaş kazanmaya ve birbirimiz için yaptıklarımızı düzeltmeye çalışıyordu. Sadece onun içinde değil.
And if he's not doing it for money, then what's he got to prove?
Para için yapmıyorsa, neyi kanıtlamaya çalışıyordu?
He's er... doing duty as my model today It saves me money and... well, we poor painters have little to spare.
O şey... bugün benim modelliğimi yapıyor, para harcamama gerek kalmıyor ve... işte, biz fakir ressamların verecekleri çok şey yok.
He's doing it for real!
Gerçekten yapıyordu!
That's not why we demand he turn himself in, we're doing it because we're scared.
Ama kimliğini açıklamasını isteme sebebimiz bu değil. Bunu korktuğumuz için yapıyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]