He called translate Turkish
12,005 parallel translation
About an hour ago, he called me.
Bir saat önce beni aradı.
He called out hypocrites and corrupt fat guys everywhere.
İki yüzlü ve yozlaşmış şişkoları her yerde açığa çıkarmış.
He called me the night he left to say that he feared he would soon be arrested.
Kaçtığı akşam beni arayıp yakında yakalanmaktan korktuğunu söyledi.
He called a board meeting to discuss a hostile takeover.
Düşmanca bir durumu tartışmak için bir toplantıya çağırıldı
He called Hawthorne Carter less than half an hour ago.
Yarım saat önce Hawthorne Carter'ı aramış.
He called, looking to unload the painting.
Tabloyu elden çıkarmak istiyordu.
That he was going to hit the truck with us last night, but that he called a few hours before to say he couldn't make it.
Bu gece kamyonu soymaya o da bizimle gelecekti ama birkaç saat öncesinde aradı ve gelemeyeceğini söyledi.
The one time he bumped into the client in the hallway, he called him David. The guy's name is Stefan.
Bir keresinde koridorda bir müvekkile çarptı, David dedi adama, adı Stefan'dı.
He called about a half hour ago.
Yarım saat kadar önce aradı.
- And on that day, he called her twice.
- Ayrıca o gün iki kez aramış. - Ben yapmadım!
So he called from nearby?
Yani buralardan mı aradı?
I know that when Harry Cole was being shaken down by a lowlife, Telly Levins, he killed him. Then he called you to clean up his mess.
Serserinin teki Hary Cole'a şantaj yaptığında Telly Levine'yi öldürdüğünü biliyorum.
Why's he called The Barber?
Neden "Berber" diyorlar?
Oh, and he called out.
Ve bağırmış.
That means he called me a crazy girl.
Bu da bana deli dedi demek.
Well, he called me directly, said he loved your countermeasure and your ability to think outside of the box.
Beni direkt olarak arayıp karşı önlemini ve olayı farklı açıdan düşünme yeteneğini çok beğendiğini söyledi.
What was it he called you?
sahi ne diyordu?
He called me to help.
Benden yardım istedi.
He called me, and I'm going.
Beni çağırdı, ben de gidiyorum.
We've been tracking Dellinger, and he called Alicia Florrick.
Dellinger'i izliyoruz, Bayan Florrick'i aradı.
Except someone must've found out, because when he called me, he was 100 % sure he was gonna die.
Birisi öğrenmiş olmalı, çünkü beni aradığında öleceğinden % 100 emindi.
She called, he was missing.
Adamın eksikti, denir.
Yeah. He called ahead.
Evet, gelmeden aradı.
I have phone records wherein it shows he called her multiple times in the months leading up to his death.
Ayrıca elimde telefon kayıtları var.. .. Scott özellikle öldüğü ay.. .. birçok defa Alison'ı aramış.
Oh, yeah, he called.
Evet, aradı.
He was mugged the year before he created Safe Filter in what he called "a sketchy neighborhood."
Güvenli Filtreyi yaratmadan bir sene önce soyuldu ki o "kusurlu mahalle" diyordu oraya.
He is going to a club called Spiders with his friends tonight.
Bu akşam, arkadaşlarıyla Spiders diye, bir kulübe gidiyor.
Chad called it in, told them he did it himself.
Chad polisi arayıp, ben yaptım demiş.
He wears sandals and looks like Jesus, and he wrote this song called "Blowin'in the Wind," I think.
Gitar çalan oğlan sandalet giyiyor ve İsa gibi görünüyor ve sanırım yazdığı şarkıya'Rüzgar esmek üzere'ismini vermiş.
I've called everyone. It's as if he just vanished.
Herkesi aradım, fakat o hala kayıp.
I called, but he's still testifying before the commission.
Aradım, fakat hâlâ komisyonda ifade veriyor.
So I checked that all the doors were locked, and then I called your dad, but he didn't pick up.
Ben de bütün kapıların kilitli olup olmadığını kontrol ettim, sonra da babanı aradım, ancak telefonu açmadı.
So he arrived after Mia called 911.
Vardıktan sonra Mia 911'i aradı.
And when I called the building manager, he said Scott rented it a year ago.
Bina yöneticisini aradığımda, Scott'ın bir yıl önce kiraladığını söyledi.
He mentioned Paul Sayer and a man called Denzil Joy.
Paul Sayer'dan ve Denzil Joy'dan bahsetti.
He's was called many things.
Ona pek çok şekilde seslenirlerdi.
I mean, yes, he's on the alumni Web site, but I called the school.
Yani, web sitesi yıllığında var. Ama okulu aradım.
He had just called me to meet him.
Biraz önce beni arayıp buluşmak istemişti.
Someone called Simon Kahn from this number a half an hour before he was killed.
Biri Simon Kahn'ı ölümünden yarım saat önce bu numaradan aradı.
And he just called agent keen.
Ve az önce ajan keen'i aradı.
He's got internal memos here tracking some development project called "Genesis".
Genesin denen bir projedeki gelişmeyi takip eden bir bildiri var burada.
He just called. He doesn't want any of you near this case.
Bu davada hiçbirinizi istemiyor.
I called him so he could help.
Yardım etsin diye aradım.
He hasn't called me back yet. Plus, Blake has been breathing down our necks all day.
Ayrıca Blake bütün gün tepemizde dolaşıyor.
He handed you the box directly and called you Stretch.
Doğrudan sana kutuyu verip "Donları çekik" diye hitap etti.
Don't worry, he's stable, but we've called in a trauma surgeon from Chicago Med.
- Endişelenme, durumu stabil ama Chicago Hastanesi'nden travma cerrahı çağırdık.
Just that he hated me and called me a blabbermouth.
Tek bildiğim benden nefret ettiği ve bana boşboğaz dediği.
So you called down and made a deal, if Mike shut down the cameras, you'd donate the rest of the money he needed to send his team to basketball camp.
Sen de onu anlaşma yapmak için çağırdın, Mike'a güvenlik kameralarını kapatırsa basketbol ekibi için ihtiyacı olan parayı vereceğini söyledin.
He's called this number often.
Bu numarayı sıkça aramış.
When I called, the staff said he was still on the premises.
Oraya aradığımda, çalışanlar onun hala motelde olduğunu söylediler.
Or a spiderweb, as Mike called it right before he told me to spin the damn thing myself.
Mike lanet şeyi tek başıma döndürmemi söylemeden hemen önce böyle demişti.
he called me 184
he called it 56
he called you 64
called 487
called it 35
called me 28
called friends 21
called it in 23
he can't swim 20
he can fly 25
he called it 56
he called you 64
called 487
called it 35
called me 28
called friends 21
called it in 23
he can't swim 20
he can fly 25
he can handle it 31
he can't 392
he can't walk 19
he came 86
he can't speak 18
he came to me 86
he can't hurt you 21
he came at me 30
he can't hear me 22
he came back 79
he can't 392
he can't walk 19
he came 86
he can't speak 18
he came to me 86
he can't hurt you 21
he came at me 30
he can't hear me 22
he came back 79