Hours later translate Turkish
1,049 parallel translation
Two hours later they brought Vassilis in.
İki saat sonra, Vassili'nin bedenini getirdiler.
He will not realize our objective is Midway until 24 hours later, when Nagumo's carriers strike the island and destroy the American planes and shore batteries.
Bizim asıl hedefimizin Midway olduğunu ancak, Amiral Nagumo'nun uçak gemileri 24 saat sonra adaya hücum edip, Amerikan uçaklarını ve sahil bataryalarını imha ettiğinde anlayacaktır.
You follow him 48 hours later.
48 saat sonra onu takip edersiniz.
Two hours later, the Germans marched into France.
Iki saat sonra Almanlar Fransa'ya girdi.
If Wayne inspects from 7 : 00 to 8 : 00, what was he doing up there two hours later?
Wayne 7 : 00'den 8 : 00'e kadar çalıştıysa iki saat sonra orada ne işi var?
And, a few hours later a second palanquin brought the earth shattering news.
Ve birkaç saat sonra, ikinci bir tahtırevan dünyayı altüst edecek haberler getirdi.
One day it's wet and foggy, and three hours later it's bright sunshine.
Uç saat sonra da... -... güneş açar.
We'll be there 4 hours later.
Dört saat sonra da biz orada olacağız.
But the tomb could not be opened, and all those who went there died without reason 12 hours later
Ama mozole bir türlü açılamadı... ve oraya giden herkes... 12 saat sonra... esrarengiz bir şekilde öldüler!
A few hours later, you leave with a rifle.
Bir kaç saat sonra, sen bir tüfekle gidiyorsun.
And then at a certain point, hours later... we returned to the singing of the song of Saint Francis... and that was the end of the beehive.
Bir noktada, saatler sonra Saint Francis'in şarkısını söylemeye geri döndük ve Arı Kovanı böylece sona erdi.
I bounced along in that trunk a long time. Five hours later, I had given up hope of ever going to a regular bathroom again.
Uzun bir süre bu bagajda kaldım 5 saat sonra, yeniden düzgün bir tuvalete gitme umudum oldu.
Seven hours later, dead.
Yedi saat sonra, ölmüştü.
When she returned two hours later, she was a changed woman.
İki saat sonra döndüğünde başka bir kadın olmuştu.
Less than three hours later, Detective Crockett was observed... by myself and two Miami Metro officers... receiving $ 8,000 from a known racketeer.
Üç saatten az bir süre önce, Dedektif Crockett... şahsım, ve iki Miami polis memuru tarafından gözlenirken... tanınmış bir yeraltı şahsiyetinden 8.000 dolar aldığı saptandı.
- Two hours later, scientist explains the map of Vincha and our tenant listens and memorizes he was taught in terrorist-spy camps to memorize everything...
2 saat sonra, bilim adamı Vincha'nın krokisini gösteriyor. Bizim kiracı bakıp, ezberine alıyor. Casus yetiştiren terörist kamplarda ona her şeyi ezberlemesi öğretilmiş.
Like we are all normal. FEW HOURS LATER AT THE OTHER END OF A CITY
sanki hepimiz normalmişiz gibi... birkaç saat sonra başka bir şehrin çıkışında
When I went back, hours later... my mother and sister were gone.
Saatler sonra geri döndüğümde annem ve kızkardeşim gitmişlerdi.
A few hours later, I went with mum to see his body.
Bir kaç saat sonra, cesedi görmek için annemle beraber gittik.
We scheduled to meet a few hours later.
Birkaç saat sonra buluşmayı planladık.
It's five hours later, and I've got every word in the English language, except "a" and "aardvark", still to do.
Beş saat geçti, Sözlükteki, "a" ve "abanoz" hariç, her bir kelimeye hakimim, takıldım kaldım.
A few hours later, His Majesty holds a Privy Council.
Birkaç saat sonra, Ekselansları bir danışma meclisi toplar.
But, well, ten hours later, I feel like a fool.
Ama, şey, on saat sonra aptal gibi hissediyorum.
Two hours later he looked in at my door.
İki saat sonra kapıdan odama baktı.
19 hours later, Cucumber Frank de Marco takes a bath.
19 saat sonra, "Hıyar" Frank de Marco banyo yapar.
Two hours later.
İki saat sonradan.
Two hours later, I asked him to marry me.
Tanıştıktan iki saat sonra, benimle evlenmesini istedim.
A couple hours later... there's smoke pouring out of the windows of Skip's house.
Yanlış! Bir kaç saat sonra... evinden dumanlar yükseldi.
- 48 hours later he's in Scalari's.
- 48 saat sonra, Scalari'ye geldi.
Hours later I was still writing...
Saatler sonra hâlâ yazıyordum...
Hours later I was still writing.
Saatler sonra hâlâ yazıyordum.
By this time, I was certainly in a deep coma from which I awoke several hours later.
Bu arada, kesinlikle büyük bir komanın içindeydim. Ancak birkaç saat sonra uyanabildim.
And it's only a few hours later
Ve sadece birkaç saat var.
A couple hours later,
Birkaç saat sonra,
Well, nothing until four hours later, when I woke up in the car in a spiny, very efficiently tied up and gagged.
Tabi dört saat sonrasında arabada gözlerimi açıp kırda olduğumu hatırlıyorum. Elim ayağım bağlanmış ve ağzım tıkalıydı.
Mr. Miller might have acted bravely in class but we just watched him crumble a few hours later, and why?
Bay Miller sınıfta cesurca davranmış olabilir ama birkaç saat sonrasında nasıl ufalandığını izledik, peki neden?
Forty-eight hours later, the wedding was still on... and we were on our way to Bel-Air to meet Bryan's folks.
48 saat sonra düğün muhabbeti devam ediyordu. Bryan'ın ailesiyle tanışmak için Bel-Air'e doğru yola çıkmıştık.
A FEW HOURS LATER
BİRKAÇ SAAT SONRA
Because the brakes failed of Mademoiselle Dean a few hours later of having being inspected for Monsieur John Harrison?
Matmazel Dean'in arabasının frenleri,... neden Mösyö John Harrison onları kontrol ettikten birkaç saat sonra bozuldu?
About four hours later, they started to leave.
4 saat sonra gitmeye basladilar.
Then four hours later... I could've strangled her. I couldn't believe how powerful an influence the potion had over me.
Ve 4 saat sonra onu bogabilirdim. iksirin bende bu kadar güçlü bir etkisi olduguna inanamiyordum.
One or two hours later. Go up and I bring you something to eat.
Bir, iki saat sonra.
Two hours later, he said it was poison.
İki saat sonra zehir olduğunu söyledi.
Later, two hours. Come on.
Sonra iki saat.
Death occurred no later than 12 hours prior to discovery.
Ölüm saati cesedin bulunmasından 12 saat önce.
42 hours and 1,600 miles of concrete later... I hit the streets of Los Angeles.
42 saatte 2500 km yol aldıktan sonra Los Angeles sokaklarına ulaşabildim.
Hey, later, B.A. We're gonna miss visiting hours.
Daha sonra B.A., ziyaret saatini kaçıracağız.
But sooner or later, you gotta get out... because it's crashing, and all at once those frozen hours... melt through the nervous system... and seep out the pores.
Ama er ya da geç çıkmak zorundasın... çünkü çarpacak, ve bunlar, donmuş saatlerin sinir sistemi sayesinde bir anda erimesiyle gerçekleşecek... ve tüm bunlar gözeneklerden dışarıya akacak.
I'll, you know, see you later. I'm going under the knife in about 12 hours or so.
Sonra görüşürüz. 12 saat kadar sonra bıçak altına yatacağım.
With what I know about Serrano, if I go to jail I'll be dead within 24 hours, so sooner or later, I'm gonna have to give you the slip.
Benim bildiğim Serrano hapse girdiğim takdirde... 24 saat içinde işimi bitirir. Dolayısıyla er geç kirişi kırmak zorundayım.
In the morning, the area will be returned to sitting-room mode no later than 0700 hours.
Sabah en geç 07.00'da, bu oda tekrar oturma odası haline dönüştürülecek.
later 2839
laters 69
later today 33
later tonight 25
later that day 29
later that night 53
later on 170
later then 16
hours 6338
hours ago 400
laters 69
later today 33
later tonight 25
later that day 29
later that night 53
later on 170
later then 16
hours 6338
hours ago 400