How about yours translate Turkish
165 parallel translation
How about yours?
Ya seninkinde?
How about yours?
Seninki nasıIdı?
How about yours?
Seninki nasıl?
How about yours?
Ya sen?
How about yours?
Ya seninkiler?
I've done my part. How about yours?
Ben üstüme düşeni yaptım.
HOW ABOUT YOURS?
Ya sizinkiler?
How about yours, my little sky princess? Bet it was excitin'.
Seninki nasıldı benim küçük gök yüzü prensesim.Eminim eğlenceli olmuştur.
How about yours?
Ya seninki?
How about yours?
Peki ya senin ki ne alemde?
You're lecturing me? How about yours?
Sen kendine baksana!
- How about yours?
- Ne durumdasın?
How about yours?
Senin nasıl gidiyor?
Dalton, how about yours? There's some dropout, but it'll self-adjust in the next 10 minutes.
Bir düşüş var, ama önümüzdeki on dakika içinde kendi kendine artacak.
How about yours?
Peki ya seninkiler?
How will we set about it? Anything in that bag of yours that will help?
Çantanda işe yarar birşeyler var mı?
- How about a pal of yours?
- Dostlarından birine ne dersin?
How about selling us one of yours?
Sizinkilerden birini satmaya ne dersiniz?
How about in there? This isn't yours, is it?
- Burası sizin değil, değil mi?
Listen Smilja, how about I fix that house of yours?
Dinle Smilja, senin evi düzeltmeye ne dersin?
I don't quite know how to say it... but there's a mature quality about her that's disturbing in a child... and my husband and I thought that a school like yours... where you believe in discipline and the old-fashioned virtues... might perhaps teach her to be more of a child.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum bir çocuk için rahatsızlık verecek kadar olgun tavırları var. Kocam ve ben, okulunuz gibi disiplin ve geleneksel ahlak kurallarına önem veren bir yerin ona biraz daha çocuk olmayı öğretmesi gerektiğini düşünüyoruz.
HOW ABOUT IT, LOU? LET ME HAVE YOURS.
- Ya sen Lou?
I think what surprises me most is how ignorant I am about everything concerning this court of yours. For an accused man that's a mistake.
kavrama konusundaki kendi cehaletim.
I'm scared when I see how calm Dr. Fong and Swanee... and you can be about this whole crazy scheme of yours.
Dr. Fong, Swanee ve senin bu iş hakkında bu kadar sakin olduğunuzu görünce çok korkuyorum.
How about betting that cane of yours instead of money?
Paran yerine değneğini bahis olarak koymaya ne dersin?
Well? How about saying good-bye to this masseur's life of yours...
Artık masör gibi yaşamaya veda etmeye ne dersin...
But surely, the readers of an important magazine like yours have more significant things to do than worry about how I brush my teeth?
Fakat, sizin gibi önemli bir derginin okuyucuları mutlaka benim dişlerimi nasıl fırçaladığımdan daha önemli şeylere endişeleniyorlardır.
You speak about the objective hardness of the Vulcan heart, yet how little room there seems to be in yours.
Vulcanlıların katılığından söz edersiniz. Ancak sizinkinde de pek yer yok gibi.
How about those three husbands of yours?
Ya üc kocan?
How about we check yours out?
Senin aklını kontrol edelim mi?
How about that race of yours tomorrow?
Senin yarınki yarışa oynasak?
How's about that mess of a room of yours?
Ya odanın karışıklığına ne demeli?
How about I come on down there to that station of yours right now... and bust your little faggot face right in?
Bak ne söyleyeceğim. Radyoya gelip o i.ne kafanı uçurmama ne dersin?
About how she came into the bar one night and said, "I'm yours if you want me."
Bara gelip "beni istiyorsan seninim" dediğini anlatmıştır.
- It's ours as much as it's yours. - How about this?
- bu, senin olduğundan daha fazla bize ait - buna ne dersiniz çocuklar?
How about I take care of these wandering'hands of yours?
O ellerinin icabına bakmama ne dersin?
In closing, Professor if your wife or child were murdered how would you feel about that last statement of yours?
Son bir soru Profesör... eğer karınız... ya da çocuğunuz öldürülseydi... son söylediğiniz şey konusunda ne hissederdiniz?
So how does your family feel about this trip of yours up to Stockton?
Peki ailen senin bu Stockton seyahatin hakkında ne düşünüyor?
So so what about dinner and we can talk about us and if we have a future and how to drop that horse's ass boyfriend of yours.
Şey... Akşam yemeğine çıkalım mı? Kendimizden bahsederiz... bir geleceğimiz olup olmayacağından... ve o yalama erkek arkadaşını nasıl terk edeceğinden.
How about that Lincoln of yours?
- Bu, iyi fikir.
Meanwhile, I suggest you tell these other folks about how this equipment of yours is faulty and dangerous.
Bu esnada, insanlara cihazlarının ne kadar arızalı ve tehlikeli olduğunu söylemeni öneririm.
How about this kid, student of yours, Leer?
Bir de şu öğrencinizin adı neydi?
How about yours?
Peki ya sizinkiler?
- Hey, moron, we just want you to buy us some beer. How about we just grab yours, huh?
Salak, sadece bize bira almanı istiyoruz!
How about I ventilate that ego of yours, Pietro, just like old times?
Senin egolarını havaya uçurmaya ne dersin Pietro, eski zamanlardaki gibi?
So all I'm saying is I don't think I need any fatherly advice from you about how to live my life when you're not doing such a hot job living yours.
Yani tüm söyleyeceğim, hayatımı nasıl yaşayacağım konusunda nasihate ihtiyacım olmadığı zaten iş durumuna baktığımızda buna gerek olmadığı apaçık.
How about yours, pal?
- Arkadaşın hakkında?
How about yours?
Çok az.
How's about you put your money where that snobby little mouth of yours is?
O zaman neden o ağzından çıkanlara paranı yatırmıyorsun?
- How about you take yours off?
- Sen kendininkileri çıkarmaya ne dersin?
And, uh, how does Megan feel about this vagabond style of yours?
Ben hala Larry Fleinhardt'ın oyuncu olması gerçeğine alışmaya çalışıyorum.
how about yourself 26
how about you 1902
how about that 1165
how about 1055
how about this 1088
how about lunch 22
how about tomorrow 70
how about now 231
how about some coffee 28
how about here 31
how about you 1902
how about that 1165
how about 1055
how about this 1088
how about lunch 22
how about tomorrow 70
how about now 231
how about some coffee 28
how about here 31