English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'll double it

I'll double it translate Turkish

132 parallel translation
"I'll double it!"
Peki iki katını vereceğim!
We'll have to postpone that stuffing match I promised, but it'll be double tomorrow!
Söz verdiğim yeme yarışını erteliyoruz, ama yarın iki katı!
But yet I'll make assurance double sure, and take a bond of fate : thou shalt not live. That I may tell pale-hearted fear it lies, and sleep in spite of thunder.
Ama yine güvenmeyelim, yazılı bir senet alalım kaderden : sağ kalma ki, yufka yürekli korkuya "Yalan söylüyorsun" deyip uyuyabileyim, gök gürledikçe.
I knew it was art, but I'll be double-dogged - I never thought a girl could really ride a bull.
Sanat eseri. İtiraf etmeliyim ki bir kızın sahiden "bineceğini" düşünmemiştim.
I'll pay you double for it.
Bunun için sana iki misli öderim. 40,000 pound.
Gladly, and I'll make it double just for you.
Ne demek, ayrıca duble hazırlıyorum, başkası olsa asla yapmam.
I'll double it for any of you if you'll help.
Eğer bana yardım ederseniz bunu iki katına çıkaracağım.
Whatever they're paying you, I'll double it.
Sana ne kadar ödüyorlarsa iki katını öderim.
I don't know what Nomoto pays you, but I'll double it.
Nomoto sana ne kadar ödüyor bilmiyorum ama ben iki katını öderim.
I don't know how much Doyama paid you, but I'll double it.
Doyama sana ne kadar ödedi bilmiyorum. Ama ben iki katını veririm.
OK, I'll double it.
Tamam, o zaman iki katına çıkarıyorum.
I don't even know what your age is, but with bad food and bad temper, you'll double it in six months.
Yaşını bilmiyorum, ama bu sinirle yakında iki katına çıkar. Şimdi otur.
I'll double it.
- Bunu size söyleyemem.
I'll double it
2 katını koyuyorum!
I'll pay you double what you normally get, if you'll have it repaired by tonight.
Eğer bunu bu geceye kadar tamir edersen sana iki katı para öderim.
I'll double it and we'll beat the shit outta him.
Ben iki katını vereceğim, haklayalım şunu.
I'll double it.
Ama ondan sonra bunu unutacaksın.
I'll double-check, but it doesn't seem like a heart attack.
Tekrar kontrol edeyim. Ama kalp krizi gibi görünmüyor.
I'll double it.
Sana iki katını vereceğim.
I'll have to charge you for a double, but it'll come out even.
İki katı ücret almam gerekir ama bir şekilde hallederiz.
Whatever he's payin'you, I'll double it right now.
Sana ne ödüyorsa iki katini simdi veririm.
Whatever you're paid, I'll double it.
Size ne veriyorlarsa, ikiye katlarım.
I think I'll call it, "The Double Life of..."
Sanırım ona şöyle sesleneceğim, "İki Yaşamlı..."
I think I'll make it a double.
Hatta iki tane.
Whatever she's paying you... I'll double it.
Sana ne ödüyorsa....... iki katını ödeyeceğim.
I'm sure he'll offer us a fair reward, and then we'll make him double it.
Eminim ki bize adil bir ödül önerecektir, sonra teklifini 2 katına çıkarttırırız.
I don't know how much psycho-woman's paying you, but I'll double it.
Bu çılgın kadın size ne kadar veriyor bilmiyorum ama ben iki katını veririm.
I'll just get a double to finish his scenes... and we'll release it as Bela Lugosi's final film.
Onun sahnelerini bitirmek için bir benzerini bulmalıyım... ve bunu Bela Lugosi'nin son filmi olarak yayınlayacağız.
- Ha. - I'll make it a double, then. I'll just get the ice.
Öyleyse iki tane getiriyorum.
I'll double it if you go back and do him.
Eğer dönüp onu yaparsanız, iki katı olur.
I'll double it.
İki katını veririm.
- All right, I'll double it.
Pekala, onu ikiye katlıyorum.
And whatever they're paying you I'll double it.
Ve sana ne ödüyor olurlarsa olsunlar iki katını veririm.
- Then I'll make it a double.
- ÖyIeyse bir dubIe yapıyorum.
Listen to me, you patronizing, double-dealing four-flusher, you will finish what you started, or I'll see you behind bars, I swear it. Faye... Don't "Faye" me.
Şimdi dinle, seni küstah, ikiyüzlü palavracı, başladığın şeyi bitireceksin yoksa yemin ederim ki parmakların arkasından seyrederim seni.
Whatever you offer Nilva, I'll double it. That's it!
Nilva'ya her ne öneriyorsan, iki mislini öneririm.
I'll give you double if you can have it at the station in half an hour.
Eğer yarım saatte teslim edersen iki katını veririm.
Do a good job, I'll double it.
İyi bir iş çıkarın. İki katına çıkarırım.
Gill, I'll go you double or nothing it was a stick-on.
Gill, bahsi iki katına çıkaralım mı? Bence o dövme yapıştırmaydı.
I'll have him double up on the shots the next round to make up for it.
Bir sonrakinde duble doldurup telafi ederim.
I'll double it! I'll give you whatever you want!
Ne istiyorsan vereceğim.
Whatever he's paying you, I'll double it.
Sana ne ödüyorsa iki katını veririm.
I'll give you double what you paid for it, in cash. - No. - Oh, bloody hell.
Sana nakit olarak dün ödediğinin iki mislini ödeyeceğim.
I'll give you double if you can have it at the station in half an hour.
Eğer yarım saatte teslim edersen iki katını veriririm
But, I'm telling you, if you invest in this stock now, your value it'll double, eventually.
Ama inanın bana....... şimdi bu hisseye yatırım yaparsanız, fiyatı ikiye katlanacak. Sonunda.
Whatever he offers you, I'll double it.
Sana ne teklif ettiyse, iki katını veririm.
And whatever that anonymous coward, your Mr. Green, is offering I'll double it in exchange for our lives and the contents of the safe.
Ve o kimliği belirsiz, ödlek Bay Green ne teklif ettiyse sana 2 katını veririm hayatlarımızı bağışlayıp kasadakileri bana verirsen.
- I'll double it.
- İki katına çıkaracağım.
I'll tape it double.
Ben iki kat sargı sararım.
Whatever she's payin'you, I'll double it.
Sana ne kadar ödediyse ben iki katını vereceğim.
I'll double it for you.
Senin için ikiye katlarım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]