English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'll leave you two

I'll leave you two translate Turkish

345 parallel translation
- I'll leave you two alone.
- Ben sizi yalnız bırakayım.
I guess I'll leave you two alone.
Sanırım ikinizi yanlız bıraksam iyi olacak.
I'll leave you two alone so you can talk freely.
Böylelikle rahatça konuşursunuz.
I'll leave you two newlyweds alone.
Yeni evlileri yalnız bırakayım.
Well, I'll leave you two alone.
Ben sizi yalnız bırakayım.
Now that you've met, I'll leave you two alone.
Tanıştığınıza göre sizi baş başa bırakayım.
I'll be back and when I get back, you two be ready to leave.
Geri döndüğümde, ikiniz burdan gitmek için hazır olacaksınız.
I'll leave you two alone.
Sizi baş başa bırakayım.
- Cousin Henry won't mind us being one day late... but he'll draw the line at two. - I can't leave you here, Robert.
- Seni burada bırakamam.
I'll leave you two dear people in peace.
Siz iki güzel insanı baş başa bırakıyorum.
I'll leave you two men alone.
Siz iki erkeği baş başa bırakayım.
I'll leave you two alone.
Sizin ikinizi yalnız bırakacağım.
Don't worry, I'll leave you two alone.
Hemen gidiyorum. Özür dilerim.
I'll leave you two alone.
Sizi yalnız bırakıyorum. Uslu durmaya gayret edin.
If by any chance it should occur to you in those 40 or 50 hours to end this matter differently, in some fantastic manner, to lay hands on yourself... Perhaps this is an absurd supposition and I hope you'll forgive me for that, would you be so good as to leave a short but thorough note, just two lines, two lines will do, that's all.
Eğer şu önümüzdeki 40-50 saat içinde, bu konuyu farklı bir biçimde bitirmek düşünceniz varsa, fantastik bir son mesela kendi cezanızı kendinizin vermesi gibi ki belki de bu anlamsız bir varsayım ama böyle düşündüğüm için bağışlayın bana geriye bir not bırakmak gibi bir iyilikte bulunur musunuz?
I'll leave you two alone to eat... see you
Ben gidiyorum... sonra görüşürüz.
Miss Jiang You've been exposed you can't stay with the group I'll leave two men behind you stay here and wait for the Chief
Jiang hanım yorgun olmalısınız bizimle gelmeseniz de olur size 2 adam bırakacağım burda kalıp Şefi beklersiniz
[Door Closes] I'll leave the two of you alone.
- Ben sizi yalnız bırakayım.
Well... I'll just leave you two to talk your law school talk.
Hukuk fakültesini konuşun diye sizi baş başa bırakıyorum.
All right, I'll leave you two alone so you can talk it over.
Pekala, ikinizi yalnız bırakayım da bunun hakkında konuşun.
And I don't want to wipe out you lot I'll leave you two
Daha fazla ayak altında dolanmayın canınızı seviyorsanız
Two screwdrivers. I understand, and you'll leave the drinks.
Anlıyorum, yani içki almıyorsunuz.
I'll leave you two alone.
İkinizi baş başa bırakıyorum.
I'll leave you to take care of the rest You two can have some experience I've got to leave now
Bundan sonrasını size bırakıyorum biraz tecrübe kazanmanız iyi olur şimdi gideceğim
I'll leave you two to it.
İkinizi baş başa bırakıyorum.
I'll give you two bob, take it or leave it.
Sana 2 Şilin veririm, al ya da git.
I'll leave the two of you alone.
İkinizi yalnız bırakıyım.
Excuse me, I think I'll go to my room and leave you two lovebirds be.
Ben odama gidip muhabbet kuşlarını rahat bırakayım.
Well, I've gotta run, so I'll leave you two to work out the details.
Ben artık gideyim. Siz ikiniz ayrıntıları konuşursunuz.
I'll leave you two alone and go meet Albert for dinner.
Ben sizi yalnız bırakıp Albert'la yemeğe çıkacağım. - Tamam.
I think I'll leave you two pals alone.
Siz iki arkadaşı yalnız bıraksam iyi olur.
Well, I'll leave you two alone, because I can, uh...
Pekala, siz ikinizi yalnız bırakacağım. Çünkü ben...
I'LL LEAVE YOU TWO IN YOUR LITTLE LOVE NEST.
Sizi aşk yuvanızda yalnız bırakayım.
Well, Bob, I'll leave you two together.
Bob, ben sizi başbaşa bırakayım.
But I'm warning you, if the two of you can't come to an understanding I'm afraid you'll just have to leave, Al.
Ama sizi uyarıyorum, Eğer ikiniz arasında bir anlaşmaya varamazsanız, maalesef senin gitmen gerekir, Al.
"I leave the enclosed cash to Holling's bar, in hopes that you'll all go and have a drink or two on me when you leave here."
"Zarftaki parayı Holling'in barına bırakıyorum.." ".. böylece gidip orada benden birer içki içebilirsiniz "
I'll leave you two alone for a minute.
İkinizi bir dakikalığına yalnız bırakıyorum.
I'll leave you two alone.
Siz ikinizi yanlız bırakıyım.
- Okay. I'll leave you two alone.
- Tamam, sizi yalnız bırakayım.
I'll leave it to you two to figure a way out of this.
Bunu aranızda halledin.
I'll leave you two alone.
İkinizi yalnız bırakayım.
- Look, I'll leave you two alone, so you can have a chat.
Ben ikinizi yalnız bırakayım da biraz sohbet edin.
I'll leave you two to chat.
Biraz daha sohbet edin.
I'll leave you two alone.
- Sizi yalnız bırakayım.
I think I'll leave the two of you alone.
Sanırım ikinizi yalnız bırakmalıyım.
Now, I'll leave you two alone to enjoy your... friendship.
Şimdi, ikinizi yalnız bırakıyorum ki eğlenebilesiniz arkadaşça.
Now I'll leave you two alone.
Şimsi ikinizi yalnız bırakıyorum.
I'll leave you two.
İkinizi yalnız bırakayım.
I'll leave you two alone. Ma'am.
İkinizi de yalnız bırakıyorum.
Well, then, I'll leave the two of you alone.
Peki ala öyleyse, siz ikinizi yalnız bırakayım.
Maybe I'll just leave you two alone.
Belki de seni yanlız bırakmalıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]