English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm okay

I'm okay translate Turkish

71,411 parallel translation
Anyway, I'm really glad you're okay.
Her neyse, iyi olmana sevindim.
- Okay, I'm gonna warm up.
- Tamam, ısınmaya gidiyorum.
I'm glad you're okay.
İyi olduğunuza sevindim.
Okay. I'll help you.
Sana yardım edeceğim.
Okay, I'm coming in.
Tamam, geliyorum.
- I think we need some more drinks. - Okay.
Bence biraz daha fazla içeceğe ihtiyacımız var.
Okay, Winn, I'm not gonna make you do anything you don't wanna do.
Pekala, Winn. Yapmak istemediğin bir şeyi sana yaptırmayacağım.
I'll be okay.
İyi olacağım.
- I'm sorry, okay?
- Üzgünüm, tamam mı?
I tried to tell you so many times, okay? I really did.
Sana söylemeyi birçok kez denedim, tamam mı?
Release Winn to us, okay?
Winn'i bize bırak, tamam mı?
Okay. Not that I doubt you, okay?
Senden şüphe ettiğimden değil, tamam mı?
Okay. I'll lay low for 24 hours.
Tamam. 24 saat boyunca göze batmamaya çalışırım.
Look, Mother, I know that you love me, okay?
Bak anne, beni sevdiğini biliyorum, tamam mı?
Okay. I'm on my way. Kara's hurt.
Tamam, yoldayım.
No, I'm okay.
Hayır ben iyiyim.
- I'm almost there, okay?
- Az kaldı tamam?
I quadruple checked my calculations on this, okay?
Hesaplamalarımı tam dört kez kontrol etmiştim.
Oh, it's okay, I've got you.
Sorun yok, yakaladım seni.
- I'm so glad you're okay.
- Bir şeyin olmamasına çok sevindim.
I'm so glad you're okay.
- İyi olmana çok sevindim.
Baby, I just need you to have faith in me, okay?
Bebeğim, bana inanmanı istiyorum, tamam mı? Ben buyum.
That's okay, I'll do the talking.
- Sorun yok, bir şey sormayacağım.
I want you to think about how you're gonna finish Keith off, okay?
Keith'i nasıl öldüreceğine odaklanmanı istiyorum, tamam mı?
We'll take Keith there tonight, after dark, okay?
Bu gece Keith'i oraya götürürüz. Karanlık çökünce, tamam mı?
Okay, well, no, except then he kept yelling, "I just crapped my pants" like, over and over and over again.
Üst üste "Altıma sıçtım." diye bağırmaya başlayana dek kimse görmemişti.
I need for you to stay out of this one, okay?
Bundan uzak durmanı istiyorum. Tamam mı?
Okay, well, when you're done entertaining yourself, I'd love to get back to the life or death situation we're dealing with.
Peki, kendini eğlendirmen bitince ölüm kalım meselemize geri dönelim.
I know you're strong, okay?
Güçlü olduğunu biliyorum, tamam mı?
When you're in there, I need you to call out to your mom. Okay?
Oradayken anneni çağıracaksın, tamam mı?
I'm okay.
İyiyim.
I worry that she'll see that I'm... okay with it.
Korkum, onun bunu sorun etmiyor oluşumu görmesi.
Okay, well, I'm not giving up.
- Olsun, pes etmiyorum.
I just need some money, and I'll be okay.
Sadece biraz paraya ihtiyacım var, iyi olacağım.
Okay, so what I'm doing now is contour and highlight.
Şu anda kontür ve aydınlatma yapıyorum.
Okay! I got one boom box from Caputo's office.
Caputo'nun ofisinden bir CD çalarım var.
Okay, I may have shared some... some things in my history with a few inmates and it resonated.
Tamam, birkaç mahkûmla geçmişimden bazı şeyleri paylaştım ve bu onlarda bir etki bıraktı.
I want you to go back to sleep, okay?
Sen uyumana bak, tamam mı?
Okay, good.'Cause I've got this friend and he is looking for an answer, or statistics, really, on how often carriers deny claims if there's any suspicion that the policy holder has committed suicide.
Tamam, iyi. Çünkü bir arkadaşım var ve poliçe sahibinin intihar ettiğine dair bir şüphe bulunması durumunda poliçeyi düzenleyen firmaların kesin ya da istatistiki olarak hangi sıklıkta sigorta taleplerini geri çevirdiklerini araştırıyor.
Okay, it's like I'm jerking off left-handed.
Tamam mı sanki kendime sol elimle 31 çekiyorum.
Okay, I want fucking Carson, Carl.
Tamam mı, Carson'u istiyorum, Carl.
Okay, I need real money.
Tamam mı, gerçek paraya ihtiyacım var.
Look, I fucked up, okay?
Bak, berbat ettim, tamam mı?
This is the only picture they have of me that I like, okay, and it's in there?
Ellerinde olup sevdiğim tek resmim bu tamam mı, ve buraya koymuşlar?
Um, okay, I guess that makes sense.
- Tamam, sanırım bu mantıklı.
- Okay, fine, wait, look. I know I messed up at the dinner.
Yemekte fena batırdığımı biliyorum.
Okay. So, I wanted to wear the suit.
Pekala canım takım giymek istedi o halde.
Okay. I'll call Boyd.
Pekala Boyd'u arayacağım.
Okay, let's say I manage to keep it together.
Diyelim ki bir şekilde ayakta kalmayı başardım.
Okay, I'm standing in my own truth.
Kendi gerçeğime sahip çıkıyorum.
I know, okay?
Biliyorum, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]