English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm wrong

I'm wrong translate Turkish

19,614 parallel translation
but I was wrong.
Ama yanılmışım.
Sorry I was wrong.
Özür dilerim, yanılmışım.
I was wrong about you.
Senin hakkında yanılmışım.
I'm gonna follow D'Angelo around like them white people be following that band Phish, where they spell the word "fish" wrong.
D'Angelo'nun turnelerinde peşinde dolaşacağım beyazların kovaladığı grup Phish gibi. "Fish" in yanlış yazıldığı grubu.
Well, I played tough with Tricia, and now she's in the prison cemetery with her name spelled wrong.
Tricia ile sert oynamıştım. Şimdi isminin yanlış yazıldığı hapishane mezarlığında.
I'm guessing it goes wrong somehow.
Bir şeyler yanlış gidiyor sanırım.
I haven't been sleeping because I got these birds outside my window and they're going, "Chirp, chirp, chirp," constantly, and you know, is it wrong that I just want them to die?
Uyuyamadım çünkü penceremin dışında kuşlar var ve onlar "Cibili cibili" diye ötüyorlar.
I didn't do anything wrong, Kurt.
Ben yanlış bir şey yapmadım Kurt.
But I haven't heard convincing evidence that he's wrong.
Ama hatalı olduğuna ikna edecek bir şey duymadım.
I wasn't sure you had the right intentions of coming here, but you proved me wrong, and I would be honored to work with you in the field someday.
Buraya doğru nedenlerle gelmiş olduğundan emin değildim ama yanıldığımı kanıtladın ve günün birinde seninle sahada çalışmaktan onur duyarım.
- Okay. I was wrong about my parents.
Ailem hakkında yanılmışım.
Do you honestly think that I'm wrong for wanting to spend the next two weeks together before I decide to put my entire career aside and follow you?
Bütün kariyerimi bir kenara koyup peşinden gelmeden önce seninle geçireceğimiz iki haftayı beklememi yanlış mı buluyorsun dürüstçe söyle?
Of course the mailman shouldn't be walking on your hydrangeas, but I'm the wrong person to talk to.
Elbette postacı ortancalarınıza basmamalıydı, ama bunu yanlış kişiye anlatıyorsunuz.
I didn't do anything wrong.
Yanlış birşey yapmadım.
Yeah, but other than that, I didn't do anything wrong.
Evet, ama diğer türlü, yanlış birşey yapmadım.
I've never been that wrong before.
Daha önce hiç yanılmamıştım.
Oh-ho-ho. I was wrong. I don't want to die this way.
Yanılmışım, böyle ölmek istemiyorum.
I expect you think I've gone about it all the wrong way.
İşe tamamen yanlış şekilde ele aldığımı düşündüğünüzü sanıyorum.
- Did I do something wrong?
- Yanlış bir şey mi yaptım?
I didn't do anything wrong.
Ben yanlış bir şey yapmadım. Affedersin!
I'll keep Susan honest and everyone safe, but this is the wrong play, Sarah.
Susan'ın dürüst ve herkesin güvende olmasını sağlayacağım. Ama büyük yanlış yapıyorsun Sarah.
I think it means we're studying the wrong species.
Sanırım yanlış türler üzerinde çalışıyorsunuz.
What? So I'm reading this wrong?
Yanlış mı anladım yani?
Well, I'm a little worried that if I give you the wrong answer, you'll kill me right where I sit, but... yeah, I've come to consider you a friend.
Eğer sana yanlış cevabı verirsem, beni oturduğum yerde öldüreceğinden korksam da arkadaş olduğumuzu düşünüyorum.
But I guess I was wrong about you, Carl.
Ama sanırım senin hakkında yanılmışım Carl.
I've never been so wrong in my whole life!
Hayatım boyunca hiç bu kadar yanılmamıştım!
I wish I had been wrong.
Keşke yanılsaydım.
What's wrong with her? ! I have to help her!
Ona yardım etmeliyim!
Just another dude telling me what I've done wrong.
Neyi yanlış yaptığımı bana başka bir adam söylüyor.
Back in my day, I wronged many a persons, and some done me wrong in turn, but the only regret I have is that
Bu kesik kemiğe çok yakın geçti. Benim zamanımda birçok insana yanlış yaptım ve bazıları da bana yanlış yaptı ama vicdan azabı çektiğim tek şey
But now... I think that maybe I was wrong.
Ama şimdi yanıldığımı düşünüyorum.
If I'm ever gonna be worth anything to you, I need to fix what's wrong with me.
Senin için bir anlamım olacaksa sorunlarımı halletmem gerekiyor.
Tell her I'm sorry, and I was wrong.
Ona pişman olduğumu ve hatalı davrandığımı söyle.
I was wrong.
Hatalıydım.
And, Victor, you even look wrong at anyone in my family, I will throw you overboard.
Victor ailemden birine kötü kötü baktığını görsem bile seni gemiden atarım.
I didn't do anything wrong.
- Yanlış bir şey yapmadım ben.
I was wrong, Stephen.
Yanılmışım, Stephen.
Of course, I thought my girlfriend was pregnant, and I was sure wrong about that.
Kız arkadaşımın hamile olduğunu zannetmiştim yanıldığımdan emindim tabii.
I did that wrong.
Yanlış yapmışım.
I think I'm in the wrong place.
Galiba yanlış yerdeyim.
Am I wrong, Laurie?
Haksız mıyım Laurie?
And I obviously had my doubts about you following the Baal plan without me, but you know, I'm willing to be proven wrong, this once.
Bensiz Baal planına uymandan şüphelenmiştim ama bu sefer haksız çıkmak istiyorum.
I chose despite the past and I chose wrong.
Geçmişe rağmen yanlış seçim yaptım.
Am I doing this wrong?
Yaradı mı? Yanlış mı yapıyorum?
Am I doing drugs wrong?
Uyuşturucuyu yanlış mı kullanıyorum?
So I texted the wrong person. So what? This isn't high school.
Yanlış kişiye mesaj atmışım, ne olmuş?
I was wrong.
- Hatalıydım, hatalıydım.
I was wrong.
Yanılmışım.
W-W-What I'm doing is wrong?
Yaptığım şey yanlış mı?
Did I do something wrong? No.
Yanlış bir şey mi yaptım?
Yeah, well, we're looking at at least 12 well-armed unfriendlies, so I'd say our Intel was wrong.
Evet, şu anda 12 iyi silahlanmış düşmanla karşı karşıya olduğumuza göre istihbaratımız yanlış derim ben.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]