Wrong guy translate Turkish
1,922 parallel translation
I picked the wrong guy.
Yanlış adamla takıldım.
You screwed with the wrong guy.
Çok uygunsuz!
This is Roger Smith. You screwed with the wrong guy.
Robert Redford'un filmlerinde giydiği her şeyi aldım.
Wrong guy.
Bana işlemez.
- We got the wrong guy.
- Biz yanlış adamı aldık.
I realized I'd killed the wrong guy.
Yanlış adamı öldüreceğimi farkettim.
You have found the wrong guy for that.
Bunun için yanlış adamı buldun.
We went after the wrong guy.
Yanlış adamın peşinden gittik.
I said she thought I was the wrong guy.
Benim yanlış adam olduğumu düşündüğünü söylemiştim.
- I'm the wrong guy.
- Doğru kişi ben değilim.
Sell to the wrong guy, and he'll rat you out.
Yanlış adama sat, o da seni ele versin.
Wait. Wait. You got the wrong guy.
Bekle, bekle, yanlış adamla uğraşıyorsun.
You're messing up with the wrong guy.
Sen yanlış adama çatıyorsun.
And you steal from wrong guy.
Ve yanlis adamin cüzdanini çaldiniz!
Ah! I told you you had the wrong guy, little boy.
Sana yanlis adami yakaladigini söylemistim, bastibacak.
You just picked the wrong guy to go back.
Sadece geri dönecek kişiyi yanlış seçtin.
We just got the wrong guy.
Yanlış adamı yakaladık.
That too, for the wrong guy!
Hem de yanlış adam için!
Or what I expected. But I always go for the wrong guy, you know?
Hep yanlış erkeklerle birlikte oluyorum.
You got the wrong guy here, you understand?
Yanlış adamla konuşuyorsun, anladın mı? - Hayır.
so then you just got afraid and just tired of falling for the wrong guy, which is why you've been putting off marrying my brother.
Sen de korktun ve yanlış adamlara âşık olmaktan bıktın bu yüzden kardeşimle evliliğini sürekli erteliyorsun.
Guess they pissed off the wrong guy.
Yanlış adamı kızdırmış olmalılar.
Wrong guy, wrong guy.
Yanlış adam, yanlış adam.
Well, maybe I'm fucking the wrong guy!
Jessica hakkında hiçbirşey bilmiyorsun?
SO WE'VE BROUGHT IN THE WRONG GUY?
Yani yanlış adamı yakaladık, öyle mi?
YOU THINK WE HAVE THE WRONG GUY?
Yanlış adamı yakaladığımızı mı düşünüyorsunuz?
You pulled the Shawshank. You put the wrong guy away.
Esaretin Bedeli filmindeki gibi yanlış adamı içeri tıktın.
Look, you got the wrong guy.
Bakın, yanlış adama geldiniz.
You picked the wrong guy to mess with.
Bulaşmak için yanlış adamı seçtin.
My client was a 16-year-old kid who got mixed up with the wrong guy.
Müvekkilim karmaşık işler içinde.. .. olan bu yanlış adamla beraberken.. .. sadece 16 yaşında bir çocuktu.
- You were hitting on the wrong guy..
- Yanlış adama asıldın.
You got the wrong guy, holmes.
Yanlış adamı yakaladın, zeki!
But you still got the wrong guy.
Ama yine de yanlış adamı yakaladınız.
Some guy high off his ass, going 90 miles an hour the wrong way on the 101 just...
Kafayı çekmiş elemanın biri saatte 145 km hızla giderken 101'de ters yöne girmiş.
- What's wrong with this guy?
Üzgünüm.
Oh, what is wrong with this guy?
Bu adamın sorunu ne?
Bauer's the kind of guy - you say the wrong thing, he can go off.
Bauer, kontrolünü aniden kaybedebilen insanlardan.
What the fuck is wrong with that guy?
Bu adamın nesi var?
- What is wrong with this guy?
- Bu herifin derdi ne?
If they get the forecast wrong... research shows people are more willing to forgive a fat guy.
Raporları yanlışsa araştırmalara göre şişkoları affetmek daha kolay.
You know, I think you're completely wrong about this Jason Cullen guy.
Jason Cullen denen herif hakkında tamamen yanıldığını düşünüyorum.
Please for some goddamn God, you got to find something wrong with every guy
Her erkeğe bir kusur bulman lazım, değil mi?
Wait for the guy to be in the wrong place at the wrong time, doing the wrong thing.
Yanlış zamanda yanlış yerde yanlış işleri yapanları beklemek
I think we really got off on the wrong foot here, and, truth be told, I'm a pretty smart guy and a hard worker and I'm a great number two for the office.
Bana sorarsan, oldukça zeki birisiyim. Çok çalışkanım ve ofis için harika bir, iki numarayım.
But I'm not wrong About this guy.
Ama bu adam konusunda yanılmıyorum.
We put the wrong guy away.
Beraber tıktık.
The guy was all wrong. I'm telling you, man. So are you.
- Adamda bir şeyler vardı diyorum.
Not one doctor this guy's seen in the past three years has been able to find a single thing wrong with him.
Son üç yıldır göründüğü tek bir doktor bile onda bir sorun bulamadı.
What's wrong? What's wrong? He's a great little guy.
- Hayırdır?
The guy at the store said it didn't matter, but I knew he was wrong.
Dükkandaki adam sorun olmadığını söyledi, ama hatalı olduğunu biliyordum.
What's wrong with that guy?
Bu adamın nesi var böyle?
guys 27890
guys like you 17
guys like me 21
guys like us 29
guy stuff 23
wrong 1364
wrong place 64
wrong number 137
wrong answer 165
wrong way 70
guys like you 17
guys like me 21
guys like us 29
guy stuff 23
wrong 1364
wrong place 64
wrong number 137
wrong answer 165
wrong way 70