English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wrong question

Wrong question translate Turkish

259 parallel translation
- That's the wrong question, mister.
- Soru yanlış bayım.
- Wrong question.
Yanlış soru.
The reason why they can never answer the question "How could it happen?" is that it's the wrong question.
"Bu nasıI oldu?" sorusuna asla cevap bulamamalarının tek sebebi yanlış soruyu sormaları.
She asked the wrong question.
Hayır. Yanlış soruyu sordu.
– No, no. That is the wrong question.
- Hayır yanlış soruyu sordun.
- Wrong question.
- Yanlış soru.
She asked the wrong question...
Yanlış soruyu sordu. - Neydi o?
All week I've been asking the wrong question.
Tüm hafta boyunca yanlış soruyu soruyordum.
That's the wrong question.
İşte, yanlış soru.
You've answered the wrong question.
Yanlış soruya cevap verdin.
Sorry, is that the wrong question?
Yoksa bu soru uygunsuz mu?
- You mean it's the wrong question.
Sorunun yanlış olduğunu ima ediyorsun.
It is my experience that lawyers ask the wrong question..... when they don't want the right answer.
Deneyimlerime danayanaraak diyebilirim ki, avukatlar yanlış soruyu sadece doğru cevabı almak istemediklerinde sorarlar.
Maybe that's the wrong question.
Belki de bu yanlış soru.
I wonder if that's the wrong question.
Acaba soruyu yanlış mı soruyoruz?
Wrong question.
Yanlış soru.
That's the wrong question, isn't it?
Yanlış soru, değil mi?
Maybe it's the wrong question, Ersina.
- Belki bu yanlış soru, Ersina.
That's the wrong question to be asking.
Bu yanlış bir soru.
You're asking the wrong question, mate.
Yanlış soruyu soruyorsun dostum.
Well, that's the wrong way to put the question.
Bu, yanlış bir soru şekli.
Except that there's something terribly wrong with that question.
Yalnız bu soruda çok büyük bir hata var.
Now, you know the admiral as well as I do and we've never known him to be wrong on a question of policy.
Amirali bilirsin. Onun bir politika sorununda yanıldığını hiç görmedik.
I don't wish to enter into the question of right or wrong.
Doğru yada yanlış diye cevabı olan bir yargının içine girmek istemem.
I have another question, captain. Is not the Bridge the wrong place for the Dohlman, at a time like this?
Bir başka soru da - köprü bir Dohlman için yanlış bir yer değil mi?
There's no question of it going wrong.
Ortada ters giden bir şey yok.
Can't one ask a simple question? - What's wrong with all ofyou?
- Sizin neyiniz var böyle?
And our first question tonight is from a mrs. elizabeth scrint Who says she is going on a mediterranean cruise next week And can't find anything wrong with the syrians.
İlk sorumuz Akdeniz turuna çıkacak olan ama Suriyelilerin bir kusurunu bulamadığını söyleyen Bayan Elizabeth Scrint'ten.
Don't take this wrong... my next question.
Bunu yanlış anlamayın, benim bir sonraki sorumu.
The question used to be "Might it be possible we were on the wrong side... in the Vietnamese War?"
Bu savaşın klasik sorusu hep şuydu : "Vietnam Savaşı'nda yanlış tarafta olma ihtimalimiz var mı?"
What if you get a question wrong?
Ya soruları bilemezsen?
He doesn't question himself whether it is right or wrong, he just haunches it.
Doğru mu, yanlış mı diye sorgulamaz, sadece bombayı bırakır.
'Arthur's next question is very complex and difficult'and Zaphod's answer is wrong in every important respect.'
Arthur'un bir sonraki sorusu oldukça karmaşık ve zor, Zaphod'un cevabı ise her açıdan yanlıştı.
Every time I ask a question I get an answer, but it's the wrong answer.
Ne zaman bir soru sorsam bir cevap alıyorum, ama yanlış cevap oluyor.
What's wrong with me? Would you just answer me that one question, Irene, please?
Rica etsem bu soruya cevap verir misin Irene?
- Wrong. Trick question.
- Bilemedin hileli soruydu.
There was a question about the first line of a poem by Emily Dickinson. Barry apparently expected he was going to say Ralph Waldo Emerson and get it wrong. Really?
- Bir şiirin ilk mısrası... hakkındaki soruda, Barry Ralf Valdo Emerson diyerek yanlış... yanıt vereceğini bekliyordu.
You purposely answered the question wrong. That's...
Bilerek yanlış cevap verdin.
- It's never a question of right or wrong.
Haklı haksız olmak meselesi değil bu.
See, we ask you a question, and if you get it wrong "boo-kah," you die!
Bir soru soracağız bilemezsen öleceksin!
Millions of dead motherfuckers all because they gave the wrong answer to the God question.
Milyonlarca ölü orospu çocuğu ve tüm yaptıkları tanrı sorusuna yanlış cevap vermekti.
Wrong question, Jake.
Yanlış soru Jake.
If anything goes wrong, I'll question you.
Yanlış giden bir şey olursa, seni bulurum.
Which brings us to the bonus question, and a wrong answer will cost you all your points.
Bu da bizi asıI soruya getiriyor. İnan bana, vereceğin yanlış bir cevap bütün puanlarını silecek.
You got the question wrong.
Eğer soruyu yanlış cevaplamasaydın hâlâ burada yaşıyor olurduk.
I always get that question wrong.
Hep bu soruda takılıyorum!
- You question me? - What you're doing is wrong.
- Beni sorguluyor musun?
Am I wrong, or did Professor Reeves specifically say... there wouldn't be a question on Grignard reagents?
Ben mi yanılıyorum ama Profesör Reeves Grignard reaksiyonlarıyla ilgili soru olmayacak dememiş miydi?
I guess my question is, is it wrong to love somebody too much?
Sorum şu ki, birisini çok sevmek yanlış mı?
Lord, I never question you... but I've been wondering if your decision to take Maude was, well, wrong.
Tanrım, seni asla sorgulamam. Ama acaba Maude'u alma kararın yanlış mıydı?
It is a question. I'm asking if fuzzy is or isn't fuzzy. What is so wrong about that?
Bu bir soru, vizildayip vizildamadigini soruyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]