I came in translate Turkish
7,821 parallel translation
But I came in third last year in all-city.
Ama bütün şehirde üçüncü geldim geçen sene.
Uh, Whalen and Cutler were leaving when I came in.
Geldiğimde, Whalen ve Cutler çıkıyordu.
I came in early this morning and read what I could find on procedures that have showed promise.
Bu sabah erken gelip bana umut olabilecek.. .. ne kadar prosedür varsa okudum.
No, I came in here to speak to someone.
Hayır, buraya biriyle konuşmak için geldim.
It's just corn, and I-I knew I shouldn't have had corn in the car,'fore I came in.
Mısır kaldı da. Buraya gelirken arabada mısır yememem gerektiğini biliyordum.
I came in about a month ago.
Bir ay kadar önce gelmiştim.
That's the first guy I thought of too, But when I came in my club last night, He was drunk as skunk sitting there.
Benim de aklıma ilk o geldi ama gece kulübüme döndüğümde, kokarca kadar sarhoş olmuş oturuyordu.
I came in this with my eyes open, same as you.
Bu işe girerken her şeyi göze aldım, senin gibi.
First time I came in here, I wasn't supposed to be here.
Buraya ilk geldiğimde, burada olmam gerekmiyordu.
I don't mean to cast aspersions on your relationship with your husband but I'd like to point out that when I came in this morning you told me what was happening.
Kocanla olan ilişkin hakkında kötü konuşmak istemem ama bu sabah geldiğinde bana neler olduğunu anlattığını söylemek istiyorum.
I came by to see how you were doing after the operation. The environmental upgrades you and my dad made... to my systems will make me more useful in the field. Fine.
Ameliyattan sonra nasıl olduğuna bakmaya geldim.
What I do know is I came to work this morning to find a very large bucket of blood in my lab.
Bildiğim şey, bu sabah işe geldiğimde laboratuarımda bulduğum bu büyük kan kovası.
She came up to me out in the field one day, while I was mending a fence.
Bir gün tarlada çitlerden birini onarırken çıkıp yanıma geldi.
I came down here in good faith to make things right, but if you're gonna sling accusations, I would...
Durumu düzeltmek için buraya kadar gelmişim o kadar ama gelip suçlamalarda bulunacaksanız -
Well, I just came in to, uh, drink in the old office one last time, and to drop a hot one in the middle of Will's desk.
Eski ofisimde son kez içki içip Will'in masasına büyük bir yük bırakmaya geldim.
The intel just came in from the calls I put out.
Aradığım kişilerden şimdi istihbarat geldi.
I just wanted to apologize if I came across as disrespectful in any way.
İstemeden saygısızlık ettiysem özür dilemek istiyorum. Benim hatamdı.
You know what I think everybody should do, as a humble outsider that came in and nailed it? Gay.
- Gey.
She came back in for her keys and I panicked.
Anahtarlarını almak için döndüğünde panik yaptım.
I know you came to destroy me, Aramis, there's no shame in defeat.
Beni öldürmeye geldiğini biliyorum Aramis. Yenilmek utanılacak bir şey değil.
Look, I'm sorry this stuff came out in court about your mom.
Bak, Annen hakkındaki durum mahkemeye geldiği için üzgünüm.
The man came in here, asking me for help because he wants to go away with you, and I said yes because I'm not gonna be the reason he can't.
Adam buraya gelip benden yardım istedi çünkü seninle tatile çıkmak istiyor, ben de evet dedim çünkü bunu yapamamasının sebebi olmak istemedim.
Then I guess it's a good thing that just came in the mail for me.
O zaman sanırım bana bunun mail gelmesi iyi bir şey.
In Los Angeles, if I came with you, where would I stay?
Los Angeles'ta, eğer seninle gelirsem nerede kalacağım?
I heard it came in real handy in the Freemont shooting last night.
Dün geceki Freemont olayında çok kullanışlı olduğunu duydum.
I just came in here to get some chicken nuggets with my daughter.
Ben buraya kızımla nugget almaya gelmiştim sadece.
When the other Chimera, Lucas, when he came after us, I heard Kira say something in Japanese. - That doesn't sound too bad.
Diğer Chimera olan Lucas peşimizde olduğu zaman Kira'ın Japonca gevelediğini duydum.
I don't know exactly what happened to you in that... rich kid orphanage of yours, but you came out the other side clean.
Senin zengin çocuk yetimhanende,... tam olarak ne oldu bilmiyorum. Ama dışarı tertemiz çıkmışsın.
I came to the Quad on a stolen ship with nothing in my pockets.
Dörtlü'ye çalıntı bir gemiyle beş parasız geldim.
No sign of concussion, but I'm glad you came in.
Sarsıntı belirtisi yok, ama gelmene sevindim.
Well, then of course, most of my troubles with Freya stemmed from the fact that I came for her so late in life.
Freya'nın yaşadığı zorlukların temel sebebi hayatına çok geç girmemden kaynaklanıyor.
Now I need to find her before the witches do so I can save my friend who is trapped inside of her, and I came to you because you are the only person in this city who knows her inside out.
Sana geldim çünkü Eva'nın şehirde senden başka içini dışını bilen yok.
- I just came in my pants.
- Az önce pantolonomu boşaldım.
I'm the reason Jack came to live up here.
Jack'in burada yaşamasının sebebi benim.
- Look... I just came back from seeing my ex up in Trenton.
Trenton'a eski kocamı görmeye gittim.
But I think the best thing for all concerned right now is... simply forget that Alice ever came back.
Sanırım herkes için en iyisi Alice'in buraya geldiğini unutmak olacak.
I was, but these bozos came in for their third, fifth and seventh medical emergencies, respectively, - and they kept talking about mud-dogging! - Mud-dogging!
Öyleydi ama bu ahmaklar sırayla 3., 5. ve 7. acil durum için gelip hep çamurda bunları kullanmaktan bahsettiler ve bana da eğlenceli gibi geldi.
Well, I ran the plates, nothing came up, so I got no proof, but I do got a lot of experience in this sort of thing, and I would bet my bottom dollar that those two are Feds.
Plakaları sorgulattım, bir sonuç çıkmadı. Yani elimde bir kanıt yok ama bu işte o kadar tecrübe kazandım ki bu ikisinin Federaller'den olduğuna kalıbımı basarım.
But in the end, she will crawl back to the syphilis-ridden gutter from whence she came and I will reclaim my bedroom and my life.
Ama sonunda o çýktýðý frengi yuvasý bataða geri dönecek. Ben de odamý ve hayatýmý geri alacaðým.
I came to tell you this in person.
Sana bunu yüzyüze söylemeye geldim.
She came to me for money. And when I refused... She threatened to turn us in and take Jory away.
Benden para istemeye geldi ve ben reddedince de bizi ihbar edip Jory'yi götürmekle tehdit etti.
So I came down the stairs, thought I heard them in that room, so I went in and I said, "Who's there?" Maybe?
Aşağı indim, sanırım bu odada olduklarını... duydum, ve içeri girip "Kim o?" dedim, galiba.
After completing this last round of chemo, the test results came in, and I'm afraid the cancer's progress hasn't slowed.
Kemoterapinin son seansından sonra, test sonuçları geldi ve korkarım ki kanserin ilerlemesi yavaşlamamış.
I want you to verify her story's the same as when she came in.
Hikayesinin ilk geldiğindekiyle aynı mı diye doğrulamanı istiyorum.
When I came home that afternoon, Arthur was in his room packing.
O akşam eve döndüğümde Arthur odasında eşyalarını topluyordu.
I came to in the middle of the Irrawaddy River on a bamboo raft, and I had to improvise these oars,'cause I could only row with one hand.
Irrawadi Nehri'nin ortasına bambudan bir salla gelmiştim ve kürekleri bir şekilde uydurmak zorundaydım çünkü tek elimle kürek çekebiliyordum.
I came here because you and I actually have a lot in common.
Buraya geldim çünkü sen ve benim aslında ortak birçok şeyimiz var.
You survived Julian's cheating and Buckley breastfeeding long after his teeth came in.
Julian'ın aldatmasını da, Buckley'i dişleri çıktıktan sonra bile emzirmeyi de atlattınız siz.
She came in here tachy and hypotensive, and I am guessing, by her attire, that, uh, maybe she took some diet pills.
Buraya taşikardili ve düşük tansiyonla geldi ve giysisine bakarak da diyet hapı kullanmış olabileceğini sanıyorum.
I was just telling him about the wedding and what happened when that girl came in, that Grimm girl.
Düğünü anlatıyordum ben ona sadece. O Grimm kız gelince olanları. - Bunun olduğuna inanamıyorum.
When you came back, you probably know that I told Zlatko to tell Dragan to fuck off and to put a bullet in your head.
Muhtemelen biliyorsun ama söyleyeyim. Geri döndüğünde Zlatko'ya, Dragan'a söyle, siktir edip kafasına bir kurşun sıksın dedim.
i came here to see you 21
i came here 75
i came 136
i came home 83
i came here for you 23
i came as soon as i could 56
i came here to help you 16
i came here to apologize 29
i came alone 37
i came as soon as i heard 65
i came here 75
i came 136
i came home 83
i came here for you 23
i came as soon as i could 56
i came here to help you 16
i came here to apologize 29
i came alone 37
i came as soon as i heard 65