I came to help translate Turkish
717 parallel translation
Yeah. I Came To Help You Pack Up Your Things.
Eşyalarını toplamana yardım etmeye geldim.
I know, I came to help him kill the lion.
- Biliyorum. Aslanı öldürmesine yardım etmeye geldim.
I came to help you gather willow.
- Sadece sana yardım etmeye gelmiştim.
- I came to help Alec.
- Alec'e yardım etmeye geldim.
I came to help you clean up.
Temizlikte sana yardım etmek için geldim.
I came to help.
Şimdi sana yardım edeceğim.
- I came to help you.
- Size yardıma geldim.
I came to help you with the suitcases.
Valizleri almak için yardım etmeye geldim.
I came to help.
Yardıma geldim.
"And I, State Attorney von Wenk, came to ask your help in preventing just such a tragedy!"
"Ve ben, Başsavcı von Wenk, " böylesine bir trajedinin önünü almada... "... yardımınızı istirham etmeye gelmiştim! "
That's what I came to China for, to help people.
Çin'e geliş sebebim de bu ; insanlara yardım etmek.
I thought you might forget something, so I came down to help you.
Düşündüm ki bir şeyleri unutabilirsin, o yüzden sana yardıma geldim.
Anytime I could help you, ran across a good story I came running to you with it.
Sana yardım etmek için iyi bir haber bulduğumda... hep koşa koşa sana getirdim.
I came to see my cousin to ask him for help
Kuzenimden bana yardım etmesini isteyecektim.
That's why I came to you for help.
Bu yüzden size geldim.
Yes, I heard that you were in trouble and came over to see if I could help you out.
Evet, başınızın dertte olduğunu duydum, yardımım dokunabilir mi diye geldim.
- I came to help you.
- Sana yardıma geldim.
- I came to offer my help.
- Size yardım önermeye geldim.
You may wonder why I never came to you for help.
Neden, yardım istemek için sana gelmediğimi merak ediyorsundur.
I came back because I wanted to help you.
Sana yardım etmek istediğim için geri döndüm.
I just came to help Miss Dempsey.
Sırf Bayan Dempsey'e yardım etmeye geldim.
I came here to help you, not to kill.
- Yardım etmeye geldim, öldürmeye değil.
So when I came tearing over here to help, he was getting pretty bad so she shot him, as any decent woman would do.
Yardım çağırısı duyup geldiğimde, karının üzerine çok geliyordu o yüzden de her namuslu kadının yapacağı gibi, onu vurdu.
I came here to help you out.
Buraya yardım etmeye geldim.
I came here to help you.
Size yardım etmek için geldim.
I came down here to help him. I'm his brother.
Ona yardım etmeye geldim, ben onun ağabeyiyim.
So I came to ask for your help.
Böylece senin yardımını istemeye geldim.
Don't call me an idiot. I came over here to help you.
Bana budala diyemezsin, sana yardım etmeye geldim buraya.
I came early to ask if you'd help Black George's daughter.
Black George'un kızına yardım eder misin diye sormak için erkenden geldim.
Hikozo, I came in person partly to help you, but I really came after Ichi.
Hikozo, şahsım olarak buraya sana yardım etmeye geldim, ama gerçekte Ichi'nin peşinden geldim.
I just came here to tell you about Kisuke, not to help you.
Buraya size Kisuke'yi söylemeye geldim, yardım etmeye değil.
Oh, please believe me I only came here to see if I can help you.
Sadece size yardımcı olabileceğim bir şey var mı diye düşünerek geldim, lütfen bana inanın.
I made him as comfortable as possible and came to get help.
Onu rahat ettirebildiğim kadar ettirdim ve yardım çağırmaya geldim.
No, I came here to help you and to get help.
Hayır, buraya size yardım etmeye ve yardım almaya geldim.
- How dare you speak to me so! I only came here to help you.
Ben size yardım etmek için geldim.
I came here trying to find some evidence that might help Webster.
Buraya gelmemin sebebi, Webster'a yardım edecek bir şeyler bulmaktı.
I wondered why nobody came to help those poor people.
Bizi kurtarmaya henüz neden gelmediler diye de meraklanıyordum.
I hope you forgive us for coming at this hour but we heard you were in trouble and so we came over to see if we could help.
Bu saatte geldiğimiz için bağışla ama başının belada olduğunu işittik ve yardımımız dokunur mu acaba diye geldik.
Back where I came from I hired you to help
Geldiğim yere geri dönüyorum yardımınız için sizi tutmuştuk
I came to ask for your help.
Buraya yardımını istemeye geldim.
Your Majesty, I came here to save you, not to help you die.
Majeste ben sizi korumak için buradayım ölmenize yardım etmek için değil.
I mean, what if a person came to you, you know, that was a murderer or a criminal of some kind and they wanted some kind of help? Would you have to turn them in?
Peki, ya biri... size gelip de, yani bir katil ya da bir suçlu... gelip de sizden yardım isterse... onu ele verir misiniz?
I think it helped our army and made them realise, because the British came down from the north and did help, that this was going to be a cooperative effort, that we couldn't win it alone.
Bence bu, ordumuza yardımcı oldu ve bir şeyi farketmelerini sağladı - çünkü İngilizler kuzeyden geldiler ve bu işe yaradı - bu, ortaklaşa gerçekleştirilen bir efordu ve yalnız başımıza kazanamazdık.
It came to me at Bagby's that I must help pursue these men.
Bagby'deyken adamları takipte yardımcı olmam gerektiğini anladım.
I came back to help you.
Birazdan geri döneceğim.
I was trying to help her before you came along.
Siz gelmeden önce ona yardım etmeye çalışıyordum.
I came to see if anybody was alive, if I could help.
Canlı var mı, yardımım dokunur mu diye bakmaya geldim.
But I've watched him now for 27 years, ever since his father came to our monastery to seek help in destroying him.
Babası onu yok etmek için yardım istemeye bizim manastıra geldiğinden beri... 27 yıl onu izledim.
And about four of my fellow actors actually came up to me... and they said these things which I just couldn't help thinking... were attempts to destroy me.
Yani hiç deneme fırsatım bile olmamıştı. Dört aktör arkadaşım yanıma geldiler ve aklımdan çıkartamadığım bu düşüncelerin beni mahvedeceğini söylediler.
I came here to live on a kibbutz... and help to build a homeland in a plain and simple way.
Buraya bir kibutsta yaşayıp sade ve basit yollarla bir vatan kurmak için gelmiştim.
Neither did I. I came here a couple months ago to help my aunt, and I was shocked.
Ben de öyle. Buraya bir kaç ay önce teyzeme yardım etmek için geldim ve şok oldum.
i came to help you 17
i came here to see you 21
i came here 75
i came 136
i came home 83
i came here for you 23
i came as soon as i could 56
i came in 36
i came here to help you 16
i came here to apologize 29
i came here to see you 21
i came here 75
i came 136
i came home 83
i came here for you 23
i came as soon as i could 56
i came in 36
i came here to help you 16
i came here to apologize 29