English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / If you don't mind

If you don't mind translate Turkish

5,829 parallel translation
If you don't know then never mind.Anyway, it means it's not you, right?
Haberin yoksa tamam. Her neyse sen değildin yani?
You know, if you don't mind the smell of love.
İşte, aşk kokusunu önemsemezseniz eğer.
You, er, don't mind if I roach a little bit of your postcard, do you?
Kartpostalına hamam böceği koysam sorun olmaz değil mi?
But can I ask you, I mean, if you don't mind... what did you do with the wallet?
Sormamın bir sakıncası yoksa... cüzdanı ne yaptın?
If you don't mind, I'd like to go tell my wife.
Sakıncası yoksa, gidip karıma haber vermek istiyorum.
Ah, why don't you.. .. go ahead and hop up here for me. If you don't mind?
Mahsuru yoksa şöyle uzanır mısınız?
When we ask you a question, we want you to look in the camera, if you don't mind.
Sakıncası yoksa sana soru sorduğumuzda kameraya bakmanı istiyoruz.
If you don't mind me asking, how long were you in prison for?
Sormamı sorun etmezsen, hapiste ne kadar kaldın?
If you don't mind my asking.
Sormamın sakıncası yoksa tabii.
Excuse me, um, Patricia... if you don't mind,
Afedersin, Patricia... senin için de uygunsa,
You know, if you don't mind me saying so, you look like shit.
Kusuruma bakma ama, bok gibi görünüyorsun.
I'd like to speak to your wife, if you don't mind.
Sakıncası yoksa eşinizle konuşmak isterim.
I don't mind being called paranoid, if that's what you want to call it or me.
Paranoyak değilim ama böyle olduğumu varsayabilirsiniz.
There's household chores too, if you don't mind, and... mountains of ironing.
Ev işleri de var. Ayrıca yapılması gereken dağ kadar ütü de.
So you don't mind if we check?
Sakıncası yoksa biz bi kontrol edeceğiz?
If you don't mind me saying so, he seems to have some... interesting views on women.
Eğer söylememde sakınca yoksa, bana kadınlar hakkında biraz... garip düşünceleri var gibi geldi.
If you don't mind.
Sakıncası yoksa.
Diana, if you take away a man's right to speak his mind in a country founded on that very principle, you don't really have a country, now, do you?
Birinin fikrini özgürce söyleme hakkını bu ilke üzerine kurulmuş bir ülkede elinden alırsanız aslında öyle bir ülke yoktur, değil mi?
If you don't mind my asking, Mr. Khalil, how'd you hear about me?
Sorduğum için kusura bakmayın ama Bay Khalil, beni nereden duydunuz?
If you don't mind an obvious question... you... know where this Glen Charlock works. Why not... just go over there and look him up directly?
Umarım bu soruma alınmazsın ama madem Glenn Charlock'un nerede çalıştığını biliyorsun, neden gidip kendin bakmıyorsun?
Bearing in mind that either I don't know... or it's my ass if I tell you... what is it?
Bilmediğimi ya da söylersem götü kaptıracağımı göz önünde bulundurursan tabii. - Neymiş?
Listen, if you don't mind, I'd like to talk to your doctor.
Dinle, senin için sorun olmazsa, doktorunla konuşmak istiyorum.
What's wrong with you, if you don't mind me asking?
Sakıncası yoksa senin neyin var diye sorabilir miyim?
Jump? - Yes. If you don't mind.
- Mahzuru yoksa evet.
I just wanted to sing a song... if you don't mind.
Sadece bir şarkı söylemek istedim bir mahsuru yoksa.
I'd like to say one thing about lithium, if you don't mind.
Eğer sakıncası yoksa, lityum hakkında bir şey söylemek istiyorum.
Back to work, if you don't mind. Good morning.
Sakıncası yoksa işe geri dönüyorum. ıyi sabahlar.
If you don't mind...
- Sakıncası yoksa- -
It's about to happen again, so if you don't mind... I'm going to go see if our toilet can take a punch.
Tekrar olmak üzere, eğer sakıncası yoksa gidip biraz klozeti ağlatacağım.
You know what? Let me tell you something. Maybe there's gonna be more fucking blood in this car if you don't shut your hole and mind your own fucking business.
Bak ne diyeceğim ; eğer o çeneni kapatıp işlerime burnunu sokmaya devam edersen bu arabanın içi çok daha fazla kan ile dolabilir.
Sonny, if you don't mind, I've got something for you in my office.
Sonny, eğer meşgul değilsen, odamda seni ilgilendiren bir şey var.
If you don't mind me asking.
Sormamın sakıncası yoksa yani.
If you don't mind,
Eğer izin verirseniz, huzur içinde akşam yemeğimi bitirmek istiyorum. Teşekkürler.
I mean, if you don't mind, I'd rather not report it.
Sakıncası yoksa ihbar edilmesini istemem.
If you don't mind, I'd like a moment alone with my client.
Sakıncası yoksa müvekkilimle özel konuşmak istiyorum.
I mean, not that you're not good for it, just, if you don't mind.
Demek istediğim, bunun için iyi değilsin. sadece, sakıncası yoksa.
You don't mind if I borrow her for a minute, do you?
İki dakikalığına eşini ödünç alıyorum, tamam mı?
Now, if you don't mind me asking you, where the hell is my goddamn bed?
Şimdi sormamın sakıncası yoksa, benim lanet olası yatağım hangi cehennemde.
If you don't mind, I just think it's a little early to pop open a bottle.
Kusura bakmazsan içmek için bence biraz erken.
If you don't mind, I want Josh on the gold. I do mind.
- Sakıncası yoksa Josh'un içeride altınlarla olmasını istiyorum.
I did wanna ask you something, if you don't mind.
Sakıncası yoksa sana bir soru soracağım.
- Just, yeah, just around the corner. - Okay. - If you don't mind.
- Evet, şuradan gidin lütfen.
So if you don't mind...
Kusura bakmazsanız.
Well, if you don't mind, I'm gonna do a line.
Pekala, eğer senin için sakıncası yoksa ben bir fırt çekeceğim.
If you don't mind, my girlfriend and I are enjoying each other's company.
Sakıncası yoksa kız arkadaşımla yalnız kalmak istiyoruz.
But I don't mind if you burn it far away from here.
Ama tabii buradan çok uzakta yakarsanız, umurumda olmaz.
I'm just gonna hang out for a while, if you don't mind.
Eğer mahsuru yoksa biraz daha duracağım.
My mom is in the car, so if you don't mind, I'm going to get out of your way!
Annem arabada, eğer sakıncası yoksa ben artık sizi yalnız bırakayım.
What is it Dan has, if you don't mind my asking?
Kusura bakmazsanız Danny'e ne olduğunu sorabilir miyim?
I hope you don't mind if I speak frankly.
Açıkca konuşmamın sakıncası yoktur umarım.
If you don't mind me saying, that bitch is your fucking kryptonite.
Sakıncası yoksa şunu söylemek istiyorum, o sürtük resmen senin kriptonitin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]