English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Interests

Interests translate Turkish

3,970 parallel translation
Yes. My interests in China have kept me away more than I'd like.
Çin'deki yatırımlarım beni istediğimden fazla oyaladı.
Mmhmm. People in your office say that you have other interests.
Ofisindeki insanlar, senin bazı ilgi alanlarının olduğunu söyledi.
Other interests?
İlgi alanları mı?
Politics is the field of tension between reality, idealism... and the desires of groups whose interests relate to your proposed policy.
Parti politikaları gerçekler, idealizm ve senin izlemek istediğin politikalar doğrultusunda talepleri olan gruplar arasında belirlenir.
The good politician is the sieve through which the interests of the business sector passes.
Usta bir politikacı, iş dünyasının menfaatlerini süzen bir filtredir.
We have a wide range of investigative interests.
Geniş bir araştırma yelpazemiz var.
And for once, our interests are aligned.
Ve bir kerelik de olsa çıkarlarımız ortak.
I guess it's not really in your interests to kill someone if they owe you money.
Sanırım size borcu olan birini öldürmek hiç işinize gelmez.
- I'm sure he had my best interests in mind.
Ona sor, eminim benim iyiliği için olduğunu söyleyecektir.
Political rivals, special interests.
Politik düşmanları, özel menfaatleri...
You're worried my interests are no longer aligned with yours.
Artık ortak ilgi alanımızın olmamasından korkuyorsun.
For them, too. Your interests have aligned.
Senin de soruların var.
Nice sperm. Flip through this binder, make a note of anyone who interests you, and I'll be back shortly.
Bu dosyaya bir göz atın ilginizi çeken kişileri not alın ben birazdan döneceğim.
♪ Sweet sour That... ♪ Sweet sour - interests me.
İşte bu, ilgimi çekti.
But if it were brought to the market, what effect would it have on our petroleum interests?
Ama ya piyasaya sunulursa petrol ürünlerimize nasıl bir etkisi olur?
That's because you stand against the same vested interests that would prefer I return to America.
Çünkü Amerika'ya dönmemi isteyen çıkar gruplarına karşı çıkıyorsunuz.
The plan was to leverage Sir Clive's gambling debts against his interests, not his widow's.
Plan Sör Clive'ın kumar borçlarını hisselerine karşı kullanmaktı, karılarına değil.
It's time that you started treating my interests
Benim hisselerimi, bir hobiden daha fazlasıymış gibi...
Maybe he has other interests.
Belki başka ilgi alanları vardır!
One of his interests is techno-organic armor.
İlgilendiği şeylerden biri de tekno-organik zırhlar.
Yes, look, I know you have my best interests at heart, Cec, but I am perfectly comfortable right here.
Evet, bak, biliyorum yürekten iyiliğimi istiyorsun, Cec, ama burada gerçekten rahatım yerinde.
They just mess around with figures, and it interests nobody, because it's about whores.
Rakamları değiştiriyorlar ama kimsenin umurunda değil, çünkü olan alt tarafı fahişelere oluyor.
It's in their interests to make the problem seem as big as possible.
Siyasi sebepleri de vardır mutlaka. Sorunu olduğundan büyük göstermek işlerine geliyor, değil mi? Hepsi yasak istiyor.
Please call now if you have questions about tonight's gala or one of my other interests- - Woodworking, uh, novels about tall ships, meat, that sort of thing.
Lütfen eğer şenlik hakkında sorularınız varsa veya diğer ilgi alanlarım olan marangozluk, gemiler ile ilgili romanlar, etler ve benzeri şeyler hakkında sorularınız varsa arayın.
Ah. Perhaps in the interests of unbiased reporting, I could describe him in return.
Belki tarafsız haber adına, karşılık olarak ben de onu tanıtabilirim.
She stormed over unannounced and showed Conrad something on her laptop that caused him to pull a complete 180 against his own interests.
Habersiz gelip bilgisayarından Conrad'ın fikrini tamamen değiştiren bir şey gösterdi.
I know you have my best interests at heart, but the gala tomorrow night... That's my shot.
Benim iyiliğimi düşündüğünü biliyorum ama yarın akşam gala var ve tek şansım bu.
I went on Amy's Facebook page and read up on her interests.
Amy'nin Facebook sayfasına girip, ilgilendiklerine baktım.
Devin and I will represent Ms. Pittman's interests in this deal.
Devin ve ben, bu anlaşmada Bayan Pittman'ı temsil ediyoruz.
"His range of vision " is limited to the interests of his rank and file, "to the detriment of his department's stature in the community it's supposed to serve."
Onun görüş açısı, emir komuta zincirinin çıkarlarını koruyup polisin, hizmet edeceği topluluğun içindeki konumunu zayıflatıyor.
Where I wrote that the range of your vision is limited to the interests of your rank and file.
Görüşünün emir komuta zinciri ile sınırlı olduğunu yazdığım kısımdan bahsediyorum.
'Cause I don't know whose interests are being served here, but it sure ain't this department's.
Çünkü burada kimin çıkarına hizmet ediliyor bilmiyorum. Ama kesinlikle emniyetin çıkarlarına hizmet edilmiyor.
And as you know from your own history, there might be a day when our interests will coincide.
Kendi tarihinizden de bildiğiniz gibi çıkarlarımızın uyuştuğu bir gün olabilir.
I took an oath to serve the best interests of the people of this city.
Bu şehirde yaşayan insanlarının çıkarlarına en iyi hizmeti vermek için yemin ettim.
We don't know, but clearly the kidnappers were working for outside interests.
Bilmiyoruz ama belli ki kaçıranlar ülke dışındaki birileri için çalışıyor.
They have different occupations, interests, hobbies.
Farklı meslekler, ilgiler, hobiler.
Well, you know, but isn't it great that we've raised her to have opinions and interests of her own?
Onu, kendi fikirleri ve zevkleri oluşacak şekilde yetiştirmemiz çok güzel değil mi?
This is in all of our interests.
Bu hepimizin yararına.
I'm sure he's just got your best interests at heart.
Eminim senin iyiliğini düşünüyor.
Yes, my interests do extend beyond the realm of Horse and Hound.
Evet, ilgilendiğim alanlar magazin dergilerinin epeyi ötesinde.
- Along with my interests in real estate, I also am a child molester.
- Emlakçılığa olan ilgimin yanında ben aynı zamanda bir çocuk tacizcisiyim.
I was protecting your best interests.
Ben senin çıkarlarını koruyordum.
Yeah, well, unlike you, what I'm doing is looking out for Juliette's best interests.
Evet, senden farklı olarak ben Juliette için en iyisini düşünüyorum.
British and Commonwealth troops will remain in Borneo to safeguard the interests of the Malaysian government and business interests in the area.
İngiliz Birliklerinin ve Ulusal güçlerin Borneo'da kalarak Malezya hükümetinin çıkarlarını ve bölgedeki ticari çıkarları koruyacaklarını tekrarlamıştır.
- Oh. I really enjoy hanging out with you, Sheila, but now that there's an empty nest, maybe it's a good time for you to start making some new friends closer to your own age who share your interests.
Seninle takilmayi çok seviyorum Sheila ama madem artik bir bosluk açildi artik kendine yeni arkadaslar edinmenin vakti gelmistir seninle ayni seyleri isteyen, yasitin olan insanlar.
I think you'll find that the Christian firm of Turro, Payne and Whorton will serve your interests much better.
Bence Hristiyan sirketi Turro, Payne ve Whorton sana çok daha iyi hizmet edecektir.
I acted in the best interests of my bank and its investors.
Bankam ve yatırımcılarıyla en iyi şekilde ilgilendim.
What, you have interests there?
Orasıyla ilgileniyor muydun?
I know not a fellow by that name..... and the only thing you can prove is I acted in the best interests of my bank and its investors.
O isimde birini tanımıyorum. İspatlayabileceğin tek şey bankam ve yatırımcılarıyla en iyi şekilde ilgilendiğim.
We have interests that conjoin.
Böyle ortak çalışmalarla ilgileniriz.
Where interests that segment occur?
Onlar neye ilgi duyuyorlar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]