English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Internally

Internally translate Turkish

414 parallel translation
She may be injured internally.
İç organları zedelenmiş olabilir.
For best results, they must be taken internally.
En iyi şekilde sonuç almak için, bunlar dahili olarak alınmalıdır.
"Not to be taken internally." Oh.
"İçmek amacıyla değil", Oh.
- Is he bleeding internally?
- İç kanaması var mı?
I played the role internally, of course, indicating all the basic elements of this curious calling.
Rolü içinden benimsedim tabii ve bu mesleğin tüm öğelerini sergiledim.
Ah, yes, my apprehensions about the effects the mask might have on you internally.
Ah evet, endişelerim. Maskenin içten içe üzerinde bırakabileceği etkileriyle ilgili endişelerim var.
It could damage you internally.
İç organlarını mahvedebilir.
Once they're caught, we'll deal with the case internally.
Yakalandıklarında, aileleriyle görüşmeleri sağlanacaktır.
I am internally injured.
İçim acıyor.
I thought you'd have settled this internally, at least.
Kurum içindeki gerekli işlemleri hallettiğinizi sanıyorum.
This society that suppresses geographical distance... gathers distance internally, as spectacular separation.
Bu toplum cografi uzakligi ortadan kaldirirken, gösterinin bölünmesi tarzinda yeni bir içsel uzaklik ortaya koymaktadir.
Eyeliner taken internally... heightens one's beauty awareness.
İçten alınan göz kalemi kişiyi... güzelliğinin doruklarına çıkarır.
Neutral field grafts have never been used internally.
Nötral deri yamama hiç dahili olarak denenmedi.
Let me add that there is always a possibility that carcinomas will form when neutral field grafts are used internally.
Her zaman için bir olasılık olduğunu eklememe izin verin bu teknik ileride genel uygulama sahası bulacaktır.
That's probably because they were able to generate heat internally, and their teeth provide evidence which supports that idea.
Bunun sebebi muhtemelen kendi içlerinde ısı üretebilmeleriydi ve dişlerinde bu fikri destekleyen kanıtlar bulunmaktadır.
And since these creatures generated their heat internally, they would also have needed a coat of hair in order to conserve it.
Bu canlılar ısıyı vücutlarının içinde ürettiğinden ısıyı muhafaza etmek için kıldan bir örtüye ihtiyaç duyacaklardı.
They operated on her, but it didn't help internally.
Onu ameliyat ettiler ama ona bir faydası olmadı.
They operated on her, but... it didn't help internally.
Onu ameliyat ettiler ama ona bir faydası olmadı.
I'm internally contaminated.
İç zehirlenme yaşıyorum.
I'm internally contaminated now.
Artık içime de bulaştı.
But I felt it would be more effective if you took some action internally.
Ama bence onun ifadesinden çok, sizin içeride biraz bu konuyla ilgilenmeniz çok daha etkili olur.
The power of the sun gives him internally generated heat.
Güneş enerjisi içinde ısı üretmesini sağlıyor.
Speaking of red, I'm bleeding internally here.
Kırmızıdan bahsetmişken içten içe kanıyorum burada.
He's got a history of advanced cirrhosis perforated ulcers, insult to the heart and I'm fairly sure he's bleeding internally.
İlerlemiş sirozu delinmiş ülserleri, kalp yetmezliği var. İç kanaması olduğundan da eminim.
Are you saying the military is internally divided into two camps?
Geri çekilin! geri çekilin!
He was, like, "Oh, God, I'm bleedin'internally."
"Tanrım, iç kanama geçiriyorum" dedi.
He's probably bleeding internally.
İç kanaması vardır.
That's internally controlled by the animal, by its own nervous system.
Bu ; hayvanın kendisi, kendi sinir sistemi tarafından kontrol ediliyor.
He's bleeding internally.
İç kanaması var.
It is internally diseased.
İçeriden hastalıklı.
She wants to handle the intervention internally, which is best.
Meseleyi şirket içinde halletmek istiyor. Böylesi en iyisi.
He's bleeding to death internally.
İç kanaması yüzünden ölebilir.
- Well, if so, I'll grant you 24 hours to investigate this matter internally and refute the charges.
- Eğer öyleyse, size 24 saat veriyorum bu konuyu içinizde araştırmanız ve suçlamaları çürütmek için.
[Announcer] Warning : Tickets should not be taken internally.
Uyarı : biletler karaborsadan alınmamalıdır.
- but if she's bleeding internally... - Laurel, he's right.
- Laurel, o haklı.
Beer is normally taken internally, John.
Bira normalde içilir, değil mi John?
He was hemorrhaging internally.
İç kanama geçirmiş.
Internally rotated and shortened, Carter.
İçeriden dönmüş ve kısalmış Carter.
Since matters are being handled internally, I'll assume your business here is finished.
Problemlerimizi kendi içimizde hallettiğimize göre, sanıyorum burada işiniz bitmiştir.
There is a matter of concern with the FBI. We'll handle that internally, as usual.
Sadece FBI ile ilgili ufak bir sorunumuz var,... fakat bunu da her zamanki gibi kendimiz çözeceğiz.
- Your wife is bleeding internally.
Eşinizin iç kanaması var, Bay Başkan.
One thing internally, sir.
Bir şey var efendim.
She swallowed straight pins and is bleeding internally.
Dikkat et. İğneleri yutmuş ve bu içkanamaya neden olmuş.
Bleeding internally.
İç kanama var.
But the warden and I felt it best if we handled this internally.
Ama Müdür ve ben bu işi içeriden halletmeye karar verdik.
So raising his body temperature may have... catalyzed an opposite reaction, heating him internally?
Vücut ısısını arttırmak bir şekilde karşı bir reaksiyona sebep olup içten içe vücut ısısını aşırı arttırmış olabilir mi?
What if you're... What if you're bleeding internally?
Ya iç kanaman varsa?
We believed you'd quickly apprehend him and we'd sort the issue out internally.
Siz onu yakaIayacaktınız, biz de sorunu aramızda çözecektik.
Bleeding internally, but I'll live.
İç kanama geçiriyorum. Ama yaşayacağım.
But internally and mentally, her child would be pure demon.
Fakat ruhen ve aklen safkan bir iblis olacak.
- She's bleeding internally.
İç kanama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]