English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Invitation only

Invitation only translate Turkish

134 parallel translation
Auditions are by invitation only and are performed before the committee and select members of the Repertory Company.
Seçmeler sadece davet yoluyla, performans ise komite ve Dans Atölyesinin seçkin üyeleri huzurunda gerçekleşir.
This is by invitation only.
Sadece davetliler girebilir.
Invitation only.
Davetlilere özel.
- Invitation only.
- Yalnız davetiyeyle.
This is by invitation only.
Sadece davetliler için.
Invitation only.
Sadece davetlilere özel.
This party is by invitation only.
Bu partiye sadece davetiyeyle girilir.
"By invitation only."
"Yalnızca davetliler."
You're being rude, Max. I'm just trying to figure out why you brought this gentleman to my play... and my dinner, which was invitation only. - No, I'm not.
- Kaba davranıyorsun, Max.
- Why not? - It's by invitation only.
- Davetlilere özel bir parti.
It's invitation only and your being here is going to get us all in trouble so please just leave.
Davetsizler giremiyor. Burada olmanız hepimizin başını belaya sokmadan lütfen gidin.
It's invitation only and your being here is going to get us all in trouble so please just leave.
Davetsizler giremiyor. Burada olmanız hepimizin başını derde sokacaktır. Lütfen gidin.
- Game's invitation only, pal.
- Sadece davetliler oynar, dostum.
- ls this bugging by invitation only?
Sadece davetli olanlar mı dövebiliyor?
OCCASIONALLY, BUT IT'S BY INVITATION ONLY.
Zaman zaman, sadece davet olduğu zaman.
Invitation only.
Davetiyesiz olmaz.
This is a private game, by invitation only.
Bu özel bir oyun, sadece davet edilenler için.
This party's by invitation only.
Bu özel bir parti.
It's invitation only.
Sadece davetle oluyor.
It's strictly invitation only. See?
Sadece kurallara göre davet etmişler.
I thought PED was invitation only.
- Sadece PED'ye davetinin olduğunu düşünmüştüm.
But by invitation only.
- Ama sadece davetiyeyle.
And tonight's... tonight's is strictly invitation only.
Ve bu gece... bu geceki gizli bir davet.
Invitation only.
Sadece davetliler katılabiliyor.
Yeah, he is, and he agreed to do a private, invitation only show inside our last Montecito residential suite.
Evet öyle ve Montecito'nun kalan son dairesinde davetiyeyle girilebilen özel bir şov yapmayı kabul etti.
The invitation is for dinner only.
Davet sadece akşam yemeği için.
- Who is she? If I'd only know about this lady before... she would've been included in the invitation tonight.
Keşke akşam onu da tiyatroya çağırsaydık.
The only possible reason why you rejected my invitation.
Davetimi reddetmenizin yegane makul sebebi bu olabilir.
Well, I'm only waiting for an invitation.
Sadece davet bekliyorum.
- It's by invitation only.
- Yalnız davetliler için.
Ernest Lee, the invitation's for you only.
Ernest Lee, davetiye sadece sizin için.
Well, rest easy, the only paper I'm servin is an invitation to dine.
Neyse, gerisi kolay. Sadece bir akşam yemeğine davet etmek istiyorum.
For, you see, the cave painting is not only an invitation, it is also a map.
Gördüğün gibi, mağara resimleri sadece bir davetiye değil, Aynı zaman bir harita.
But only the elected officials have an invitation.
Ama sadece seçilmişler davetiye alabilir!
Though surprised by the invitation, I asked only one question of Jessie.
Davet beni şaşırtmış olsa da, Jessie'ye sadece bir soru sordum.
Only you two won't accept my invitation
Sadece siz ikiniz daveti kabul etmediniz
... helping Cuban exiles who oppose Castro would not only be a violation of international law, it would be an open invitation for Mr. Khrushchev...
castroya karşı olan bu Küba sürgünlerine edilen yardım.... sadece uluslar arası yasaların çiğnenmesi değil... Bay Khrushchev için açık bir davetiye olabilir.
But I have only three invitation cards.
Fıstıklar da olacak mı?
Only the top four contestants will get an invitation.
Sadece en iyi ilk dört yarışmacı davet alacak.
The only reason I accepted Marcy's invitation was an excuse to see my dog.
Marcy'nin davetini de köpeğimi görmek için kabul ettim zaten.
only trainers who present this invitation will be admitted.
Sadece davet edilen antrenörler içeriye alınacaktır.
Everett : It's an invitation-only affair.
Bu sadece bir davet.
It's an invitation-only acoustic set.
Sadece davetiyeyle gidiliyor.
Only what the invitation suggested.
Sadece davetiyede yazanlar.
It's an invitation-only event.
- Sadece davetliler.
This invitation is for one person only and that person is indisputably Zetterstrom, the pianist.
Ve bu kişi kesinlikle piyanist Zetterstrøm'dur.
- Excuse me? This is an invitation-only function.
- Afedersin, sadece davetliler gelebilir.
The invitation was for Dr. Daughtery only.
Davet sadece Dr. Daughtery içindi.
We thought it was understood, the invitation was for Dr. Daughtery only.
Anlaşıldı sanmıştık, davet sadece Dr. Daughtery için.
Sorry, brothers only past the entryway without invitation.
Kusura bakma ama koridordan sadece bizimkiler izinsiz geçebilir.
Well, the invitation says "VIPs only."
Parti, VIP'lere özel yazıyor burada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]