Is he sick translate Turkish

Is he sick?

Hasta mı?

Is he sick?

Hasta mıydı?

Is he sick? He looked awful.

Korkunç görünüyordu.

- Is he sick, Mrs. Loomis?

- Hasta mı, Bayan Loomis?

Is he sick?

Hasta falan mı olduğunu duydun?

Is he sick? "

Kilo alıyor mu?

- Is he sick?

- Hasta mı?

- Is he sick or something? - Just wants to puke his guts out.

- Midesi mi bulandı?

Now he is sick.

Ama şimdi hasta.

- He is a sick man.

- O hasta bir adam.

The boy is very sick, and he has to stay there.

Çocuk çok hastaymış, orada kalması gerekiyormuş.

- My brother's not actually sick, is he?

Abim tam olarak hasta değil, değil mi?

He cured the sick, threw out the Devil... but the Devil is everywhere, and everyone is sick.

Hastalara şifa oldu, Şeytan'ı alt etti ama Şeytan her yerde ve herkes muzdarip.

I DON'T CARE HOW SICK HE IS OR WHAT A GREAT PAL HE WAS!

O'nun senin iyi bir arkadaşın olması artık önemli değil.

How sick is he?

Nasıl hasta oldu?

I'm afraid that he is sick and his business is failing.

Maalesef hasta ve işi kötüye gidiyor.

What, is Brutus sick? And will he steal out of his wholesome bed to dare the vile contagion of the night, and add unto his sickness?

Nasıl hasta olur da Brutus, sıcacık yatağından gizlice kaçıp gecenin zehirli soluğuna açar ciğerini iyice artırmak için hastalığını?

- Say he is sick.

- Hasta deyin, hasta.

Alone and worried sick. Where is he?

Yalnız ve meraktan ölmüş durumdayım.

He says he is sick, he wants to see you.

Seni görmek istiyormuş.

- My brother Simone is sick. - He won't be coming in.

Dinleyin kardeşim hasta yarın ve ertesi gün buraya gelemeyecek.

Why is this man on duty if he's sick?

Bu adam hasta olduğu halde neden hala görevde?

I write to you instead of your father because I understand he is a sick man and my existence may come as a shock to him as it must be to you all,

Babanız yerine size yazıyorum çünkü hasta olduğunu biliyorum ve benim varlığım hepinizde olduğu gibi onda da şok etkisi yapabilir.

He says his friend is sick.

Arkadaşım hasta diyor.

He is a little sick.

Biraz başı dönüyor.

What I mean is if he could stay in the sick bay he'd be out of their hands, you see.

Demek istediğim revirde kalabilirse bir süre ellerinden kurtulur.

And the advocate is sick as he is too

Zaten avukat hasta.

Is no good he should work when he is so sick.

O kadar hastaysa çalışmasın.

His plan is so cruel, he must be sick.

Planı çok şeytani, psikolojik yönden hasta olmalı.

An adult who claims that he's Buffalo Bill is mentally sick.

Kendisine Buffalo Bill diyen bir yetişkinin aklından zoru vardır.

he is a sick man now.

Şimdi hasta bir adam.

- Is he sick in bed?

Yatıyor muymuş?

How sick is he?

Ne kadar hasta?

- He is sick.

Evet..

- He is sick. - He's sick?

Öyle mi?

He is the elder brother. I should listen to him Besides, teacher is sick

Ama o büyük kardeş, onun sözü geçer üstelik, üstad çok hasta onu dertlerimle üzmek istemem!

Teacher doesn't want me to quit half way Besides, he is sick so how can I leave?

Üstad eğitimimi yarıda bırakmamı istemiyor ayrıca, o hasta onu böyle bırakamam!

I'd top'im! But if he is a psychopath, he's a very sick man.

Ama eğer o bir Psikopat'sa çok hasta biridir.

- Yet, he is really sick... he's diseased.

- Yine de gerçekten hasta... Hastalığı var.

He is sick.

Hasta.

What the hell good is He if He can't make one lousy sick dog shut up and stop waking up her goddamn boarders?

Hasta, uyuz bir köpeğin sesini kesmekle bile uğraşmıyor.

But as soon as he falls sick, as soon as the normal order is broken in the organism one starts to realize the possibility of another world.

Ancak hastalanır hastalanmaz bünyesindeki normal işleyiş aksadığında öteki dünyanın mümkün olabilirliğini düşünmeye başlar.

- Señor, he is sick. Enfermo.

- Senyor, o hasta, Enfermo.

He'll be getting a telegram tomorrow from a sick man in New York whose medicine is in his luggage in Ohio.

Yarın, kendisi bir telgraf alacak, ilaçlarının olduğu bavulu Ohio'da kalmış, New York'taki hasta bir adamdan.

He is sick?

Hasta mı?

I don't care how sick he is. Bring him to my father's house right now.

Ne kadar hasta olursa olsun, onu derhal babamın evine götür.

My master is sick. He can't walk

Efendim çok hasta, yürüyemiyor.

I believe he is sick ; not you, right?

Sanırım o hasta, sen değil, değil mi?

He is sick and weak.

Hasta ve zayıf.

Rid isn't sick, is he?

Rid hasta değil, değil mi?

He is sick with love, my dear, for me.

Aşkından hasta, hayatım, bana olan aşkından.