Is okay translate Turkish
34,417 parallel translation
Whatever is going on, there's nothing you can do, okay?
Ne oluyorsa oluyor. Senin yapabileceğin bir şey yok tamam mı?
Yes. But this is not some creepy kid pulling a Columbine, okay?
Evet ama bu cinnet geçirip katliam yapacak bir çocuk değil tamam mı?
Is he okay?
İyi mi o?
Is that okay with you, Dougie? My friend?
Senin için de uygun mu Dougie arkadaşım?
Captain Dale, is everything okay?
Kaptan Dale, her şey yolunda mı?
Okay, look, I'm fine with you fighting other people if you wanna do that, but what we have is special.
Tamam, dinle, yapmak istediğin buysa başkalarıyla da savaşman benim için sorun değil ama ikimizin arasındaki özel bir şey.
Is everything okay, sir?
Her şey yolunda mı efendim?
Okay, Babs, this is it.
Tamam Babs, zamanı geldi.
It is crazy, okay, seeing you and Jeff together all the time.
Bu deli, tamam Seni ve Jeff'i hep beraber gördük.
Okay, so this is Josh, and he is signing away his life.
Pekâlâ, bu Josh, hayatını imzalatıyor.
This is not fucking funny, okay.
Bu hiç komik değil, tamam mı?
- Is she okay?
- O iyi mi?
Jeff, just please calm down, okay, now is not the time- -
Jeff, lütfen sakin ol, tamam, şimdi zaman değil...
Okay, this is not something a rich kid from the Upper West Side can just "handle," okay?
Yukarı Batı Yakası'ndan zengin bir çocuğun halledebileceği bir şey değil bu, tamam mı?
Is it really that hard to believe that I'm okay with this?
Şirketten ayrılmaya itirazım olmadığına inanmak bu kadar zor mu?
Is he okay?
İyi mi?
- Is everything okay?
- Her şey yolunda mı?
No, everything is not okay.
Her şey yolunda falan değil.
Everything is gonna be okay.
Her şey düzelecek.
Is she okay?
O iyi mi?
Is your friend okay?
Arkadaş iyi mi bari?
That's because whoever this is, isn't... He isn't our dad, okay?
Bu her kimse o bizim babamız değil, tamam mı?
- Okay, here is your food.
- Tamam, işte yemeğin.
Is that okay?
Uygun mu?
- Okay, uh this is Dylan.
- Tamam, uh, bu Dylan.
- Is he okay?
- iyi mi?
Is everything okay?
Her şey yolunda mı?
- "Is everything okay?"
- "Her şey yolunda mı?"
Hey, kid, you did okay.
Baksana evlat, iyi iş çıkardın.
But if this friend shoots you in the back and you survive, is it okay to shoot him back?
Peki ya arkadaşın seni vurduktan sonra hayatta kalırsan senin de dönüp ateş etmen normal değil mi?
Okay, whatever you think is going on... whatever you think is happening here...
Her ne döndüğünü düşünüyorsan... Burada neler olduğunu düşünüyorsan...
Okay is long gone.
İyi olacak hâlimiz kalmadı.
This is not okay.
Bu, hiç iyi değil.
This shit is not okay.
Hem de hiç değil.
Hey, okay this is a stupid question again but, was there really a woman that killed her husband in this house?
Biliyorum yine aptalca bir soru olacak ama gerçekten bir kadın bu evde eşini öldürdü mü?
Harold, it is not safe here, okay, please?
Harold, burası güvenli değil, tamam mı, lütfen?
Good, but it's not all about work, okay?
Güzel, ama hep iş değil, tamam mı?
Okay, what the fuck is that?
Tamam, bu kahrolası şey de ne?
Okay, so... the point is this, life with Charlie and a baby looking pretty good.
- Tamam mı? İşin özü, Charlie ve bebekli bir hayat bayağı iyi görünüyor valla.
- Is he okay?
- O iyi mi?
You know what, that's enough with the ma'am stuff, my name is Stella, okay?
Biliyor musun, bu "Hanımım" şeyi yeter. Benim adım Stella, tamam mı?
Okay, your sister is already here.
Tamam, kardeşin geldi bile.
Okay, Mom, we got to go where the action is. Come on.
Anne aksiyonun olduğu yere gitmeliyiz.
- No, guys, guys, guys. Don't worry. Okay, look, this is all a part of our two-step process, all right?
İki kademeli bir süreç bu.
- Okay. Valentine's Day is an entire day dedicated to feelings,
Sevgililer Günü tamamen duygulara atfedilmiş bir gün.
And by the way, my name is not Cricket, okay?
Bu arada, adım Cricket değil, tamam mı?
- Relax, it's okay, the house is like right... there.
- Sakin ol, tamam, evin aynısı var... orda.
- Is Matt okay?
- Matt iyi mi?
Mrs. Davis is our principal. Mm-kay... Okay.
Bayan Davis bizim müdürümüz, tamam.
Okay, well, then my plan is no longer my plan.
Tamam o zaman, benim planı unutuyoruz.
Okay. A half percent of fuck all is still fuck all.
Hiçbir şeyin yarısı yine hiçbir şeydir.