English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's over already

It's over already translate Turkish

211 parallel translation
It's over already?
Hemen bitti mi?
I didn't know it, but I was already in over my head and I couldn't have cared less.
O sırada anlamamıştım, ama zaten kafam çok meşguldü ve hiç umursamadım.
Now... it's already over.
Şimdi.... tamamen bitti.
Looks like it's already over.
Çoktan bitirmişler gibi.
You still believe that it's possible to unite mankind when already you see how the few idealists who did join together in the name of harmony are now out of tune and would like to kill each other over trifles?
Hâlâ insanlığı birleştirmenin mümkün olduğuna inanıyor musun uyum aşkıyla birleşen bir avuç idealistin artık ne kadar uyumsuz olduğunu ve ne sudan sebeplerle birbirlerini öldürmek istediklerini görmene rağmen?
It's been over three weeks already.
Neredeyse üç hafta oldu.
They recognised copper because it's sometimes found in raw lumps on the surface, and in that form, it had been hammered and worked for over 2,000 years already.
Bakırı tanıdılar, çünkü daha önce yüzeyde rastladıkları bir metaldi. Ve bu haliyle şekillendirilerek 2000 yıl boyunca işlenildi.
It's not over already?
Bitti mi?
It's already over, anyway!
Nasıl olsa bitecek!
It's over, already?
Bitmedi mi daha?
The damn case starts tomorrow, and already it's over for you.
Kahrolası dava yarın başlıyor, senin için şimdiden bitmiş.
I wonder if it's all over already.
Her şey sona erdi mi acaba merak ediyorum.
It's already over anyway.
Yinede hala üzerinde.
You talk like it's already over.
Her şey bitmiş gibi konuşuyorsun.
It's as if it were already over.
Çoktan bitmiş gibi görünüyor.
- Ah, it's over an hour already.
- Aa, biteli yarım saat oluyor.
Now, Sergeant Raynor's already testified in this case, so we just want to go over it with you.
Çavuş Raynor, bu dosya hakkında ifade verdi. O yüzden bir de sizinle üstünden geçmek istiyoruz.
I've already put over ten thousand francs'worth of paint into it.
Sırf 10,000 Frank'lık boya harcadım.
But something passed me over the head what it made to me remember a thing what I already saw, I heard or noticed her.
Ama aklımdan bir düşünce geçti, daha önce gördüğüm, işittiğim, ya da dikkatimi çekmiş, farketmiş olduğum bir şeyi hatırlarmış gibi.
Come on. It's halfway over already.
Hadi, neredeyse oldu zaten.
Aw, it's over already?
Yoksa bitti mi?
I mean, go to bed already. It's over.
Erkenden yatağa girmiş gibisin.
My lawyer has already told me it's all over but the execution.
avukatım bana çoktan bunun, sadece infaz için olduğunu söyledi.
It looks to me like she's already all over you.
Bineceği kadar binmiş zaten.
Now, I have prepared this a little bit already, but you take this wool... and you put it over this crack, then you start rubbing.
Bundan biraz hazırlamış bulundum artık. Şimdi bu yünü alıp oyuğun üzerine koyuyorsunuz ve sonra sürtmeye başlıyorsunuz.
It's been over an hour already.
Zaten bir saati geçmiş durumda.
It's already over.
Şimdiden bitmiş demek.
If you think it's nothing to do with us, it's over already.
Bizle ilgisi yok diyorsan zaten bitmiştir.
Of course it's over, we're already the talk o f the town.
- Kapanacak tabii, ne olacaktı? Yeterince dile düştük zaten. Sağol.
With everyone already wired up over the attacks on their shipping lines it was the proverbial straw that broke the camel's back.
Ortalık zaten yapılan saldırılar yüzünden çok gergin bu da bardağı taşıran son damla oldu.
If you tell her now that you already lied it's all over.
Daha önce de yalan söylediğini anlatacak olursan her şey biter.
Come on, it's been over an hour already.
Haydi, bir saat geçti zaten.
It's already all over the place, Leo.
Zaten her tür bahis dönüyor Leo.
- Why not? - You've already gone over it. It's done, ancient history.
Time veya Newsweek'ten... bir çağrı bekliyoruz.
I was just starting to understand it here... and it's over already.
Burayı daha yeni anlamaya başlamıştım ve şimdi sona erdi.
But it's over already.
Ama zaten bitti bile.
- She had an affair, but it's already over.
- Hayır, bir ilişkisi oldu ama bitti.
So when do we begin? It's already over.
- Ne zaman başlıyoruz?
Boring. - You've sung it twice already I'll sing it over and over again!
Sıkıcı - sen bunu zaten iki kere söylemiştin.
Gee, Prue, it's only 9 : 00 and your date's already over?
Prue, saat sadece 9 : 00 ve senin randevun çoktan bitti mi?
- As far as I know, it's already over.
Bildiğim kadarıyla bitti bile.
It's already over.
Bitti bile.
I already told you it's over.
Sana bittiğini söyledim zaten.
"This is Priya, my special friend. - l've already met her..." but it's nice to meet you all over again
bu Priya, en iyi dostum daha önce tanışmıştık ama seni gördüğüme çok sevindim resim çekilelim tabi, hadi
You already know it's over.
Bunun çoktan bittiğini biliyorsun.
It's over already?
Şimdiden bitti mi?
I told you already, it's over.
Söyledim ya. Artık hepsi bitti.
And I feel enough blood's been spilled over it already.
Zaten üzerine yeteri kadar kan akıtıldı.
It's already over
Çoktan geçti.
I make it a point to never enter a shrink's office unless I'm planning on over-paying somebody for telling me something I already know.
Bildiğim bir şeyi bana söylemesi için, birilerine fazladan para ödemeyi düşünmüyorsam, bir psikiyatristin odasına girmem.
We've already cracked your attack cell, we know exactly what you're planning to do, so it's over.
Dürüst olmak gerekirse, saldırı hücrenizin güvenliğini kırdık. Ne yapmayı planladığınızı tam olarak biliyoruz, yani bu iş bitti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]