English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It isn't possible

It isn't possible translate Turkish

462 parallel translation
Isn't it possible that she just left town like she said?
Belki de sadece şehri terk etmiştir?
Isn't it possible for a lady to go anywhere nowadays without bumping into all sorts of people?
Bir bayanın her türden insana rastlamadan bir yerlere gitmesinin imkanı var mı artık?
She survived this attack... but it isn't humanly possible for her to survive another.
Bu nöbeti atlattı ama bir tanesini daha sağ atlatabilmesi normal şartlarda imkansız.
Now, if nature can play pranks like that, why isn't it possible to play pranks with nature?
Bilemiyorum...
- It isn't possible.
- Mümkün değil.
It isn't possible.
Bu mümkün olamaz.
Linda, isn't it just possible that the things we like in Johnny may be the very things she can't stand?
Linda, Johnny'nin karakterinde bizim sevdiğimiz şeylere... kız kardeşin katlanamıyor olamaz mı?
Oh, it isn't possible.
Bu imkansız!
Isn't it possible they're being held somewhere?
Bir yerde tutuluyor olamazlar mı?
- But isn't it possible?
- Ama mümkün, değil mi?
- After all these years, it just isn't possible.
- Bunca yıl sonra mümkün değil.
It isn't possible.
Bu mümkün değil.
- Isn't it possible that Mr. Fabrini didn't marry because he found marriage inconvenient in his relations with Mrs. Carlsen?
- Evlilik, Bayan Carlsen'la olan ilişkisinden dolayı Bay Fabrini'nin işine gelmemiş olamaz mı?
- It isn't possible.
- Bu mümkün değil.
It isn't possible. I saw his name inside the coat :
Ceketinin içinde ismini gördüm :
Isn't it possible that Christopher and Hammersohn are one and the same?
- Christopher ile... ... Hammersohn aynï kişi mi?
Mm-hmm. And isn't it possible... that these friends in passing the restaurant might wave to you... - through the window?
Ya restorandan geçen bu arkadaşların size el sallaması mümkün değil mi?
And isn't it also possible, Miss Nelson... that it was not John Waldron, but another of your friends...
Ya o gece, Bayan Nelson pencereden el sallayanın John Waldron değil de arkadaşlarınızdan...
Isn't it possible that this child is their granddaughter
Torunları olmasın?
- isn't it possible he's broken out?
- Parçalayıp çıkması mümkün mü?
Isn't it possible your hatred of the French blinds you?
Fransızlara olan nefretinizin sizi köreltmiş olması mümkün değil mi?
Even in other countries where ships are being built, most say it isn't possible.
Diğer gemilerin yapıldığı ülkelerde de aynı durum sözkonusu.
It isn't possible!
Bu mümkün değil. Mümkün Jerome.
I know, I � It isn't possible for me to answer them.
Yanıtlamam mümkün değil.
Then isn't it possible that you met with him between the night at the summerhouse and the night Villette was killed?
Öyleyse, çardaktaki gece ile Villette'in öldürüldüğü gece..... arasında onunla hiç buluşmadınız mı?
It just isn't possible with genuine people.
Gerçek insanlar için imkansız.
Isn't it possible that you came here to aid an old friend... at the expense of the exact truth?
Sonuçlarını bilerek, bütün gerçeği eski bir arkadaşınıza... yardım etmek için mi bu açıklamaları yaptınız?
Isn't it possible, Congressman- - having flown a plane yourself- - that your judgment is clouded by the natural sympathy you feel... for another man who also flies a plane?
Şu mümkün değil midir sayın senatör- - eğer bir uçak kullandıysanız- - Diğer uçan birine karşı duyduğunuz sempati yargılarınızda... tarafsız olmanızı engellemez mi?
But isn't it possible, sir, that many of your statements have been generalities?
Ya yaptığınız açıklamalar genel ilkeler üzerine değilse efendim?
Isn't it possible, sir, that the sense of grief that you felt over their loss... inspired you to make your statement?
Şu mümkün müdür efendim, arkadaşlarınızı kaybetmenin verdiği acı sizi... bu açıklamaları yapmaya teşvik etmiş olabilir mi?
It just isn't clinically possible that his heart should just pump like this.
Kalbinin bu şekilde atması tıbbi olarak mümkün değil.
Isn't it possible that Paul might have gone there?
Paul oraya gitmiş olabilir mi? Mümkün mü bu?
Oh, Seymour, it isn't possible.
Oh, Seymour, mümkün değil.
It's also possible for a lawyer to be just plain stupid, isn't it?
Bir avukatın süzme salak olması da mümkün, değil mi?
Nobody can predict the future, it just isn't possible.
Kimse geleceği kestiremez, mümkün değil.
It just isn't possible.
Bu mümkün değil.
It isn't possible.
Mümkün değil.
Maybe Pell did ask permission. That's possible, isn't it?
Belki Pell izin istemiştir.
Isn't it possible that it could have been 25 hours?
25 saat olması mümkün değil mi?
It is possible that life exists elsewhere, isn't it?
Başka bir yerde de yaşam olması mümkün, değil mi?
Brother, it's not that i doubt you you understand, only isn't it possible you might have made a mistake?
şüphelerim var... beni anlayın, bunlara inanmak mümkün değil. bir hata yapıyor olamazmısınız?
But it isn`t possible
Ama maalesef mümkün değil.
It isn`t possible
Bu mümkün değildir.
Isn't it possible that he was letting his imagination run wild?
Hayal gücünün coşmasına izin vermiş olması mümkün değil mi?
It isn't possible Susan, it's ridiculous!
Böyle birşey olacağını neden söylemedi.
- Well, it's possible, isn't it?
- Bu mümkün, değil mi?
Why isn't it possible tonight?
Bu gece neden mümkün olmayacak?
Unfortunately, it isn't so. On the Enterprise, we try to duplicate Earth conditions of night and day as closely as possible.
Hayır ama, dünyanın gece ve gündüz saatini burada da yakından uyguluyoruz.
But isn't it possible that I'm worried about you and wanted to find out how you felt?
Ama senin için endişeleniyor olamaz mıyım? Nasıl olduğunu öğrenmek isteyemez miyim?
Isn't it possible there could be things here so important...
Burada son derece önemli şeylerin olması mümkün değil mi?
Isn't it possible there may have been some mistake?
Bir hata olmuş olamaz mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]