English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Just for a minute

Just for a minute translate Turkish

1,664 parallel translation
Hey Angus, could you watch Angelica just for a minute?
Angus, Angelica'ya biraz bakar mısın?
Excuse me... just for a minute.
İzninle, bir dakika.
Oh- - okay. Just for a minute.
Tamam, birkaç dakikalığına.
Well, it worked only once, and then just for a minute.
Sadece bir kere, bir dakikalığına çalıştı.
Just for a minute.
Sadece bir dakikalığına.
Just for a minute, I've gone stiff.
Bir dakika, çıkamadım.
Claire, may I borrow your ears just for a minute?
Claire, seninle bir dakika konuşabilir miyim?
Guys, Peter's here, and I need to help him with something outside just for a minute, then I'll be right back.
Çocuklar, Peter geldi. Bir konuda ona yardım etmem gerekiyor. Hemen geleceğim, tamam mı?
But right now, right now, I need you to try, just for a minute, I need you to try to be a human being.
Ama şimdi, şu anda sadece bir dakikalığına denemeni, bir insan olmayı denemeni istiyorum.
God damn it, Ralphy, would you please let me be just for a minute?
Lanet olsun Raphie. Tanrı aşkına bir dakikalığına beni rahat bırakır mısın lütfen?
It's like we're on a train that's going 200 miles an hour, and it would just be so nice to get off and just... Stand on the platform just for a minute.
Saatte 200 mil hızla giden bir trende gibiyiz, ve trenden ayrılmak hoş olabilirdi... ve bu sadece... sadece, platformda bir dakika durmak gibi.
- Could you excuse me for just a minute?
Bana bir dakika müsaade eder misin lütfen? Elbette.
Look, no offence, but can you two just stop petting for a minute?
Kusura bakmayın ama siz ikiniz şu sıvazlama işine biraz ara verebilir misiniz?
Look, why don't we just take a breath here for a minute, okay?
Anlamıyorsunuz. Neden bir dakika nefes almıyoruz?
If I could just talk to you for a minute, please.
Sizinle birkaç dakika konuşabilir miyiz lütfen.
No, I just gotta wait for Darryl to do his shot. Just a minute.
Olmaz şimdi sıra Darryl'de onu beklemem gerek, bir dakika sürmez.
I just wanted to talk to you for a minute about the nickname that you gave to Ritchie.
Sizlerle Ritchie'ye taktığınız lakap hakkında konuşmak istedim.
Let's just put a pin in Terry for a minute, okay?
Şimdilik Terry'yi bir kenara bırakalım.
I just need to see Jake for a minute.
I just need to see Jake for a minute.
Look, I was wondering if you could just chill on that for a minute.
Bir dakika bekler misin?
Would it be okay if I just sat in your chair for a minute?
Senin koltuğunda bir dakika oturmam sorun olur mu?
I just wanna look at you for a minute.
Bir dakika sana bakmak istiyorum sadece.
Keisha, I wanna talk to you for just a minute.
Keisha, seninle konuşmak istiyorum.
I just need to talk to you for a minute.
Biraz konuşmak istiyorum.
Just... just look at him for a minute.
Sadece... bir dakika için ona bakın.
Just got to think for a minute.
Biraz düşünmeliyim.
JUST THINK ABOUT IT FOR A MINUTE, OK?
Şunu bir dakika düşünür müsün?
All right, just hang in for a minute?
Pekala, bir dakika müsaade eder misiniz?
just thinking for a minute.
Bir anligina düsünüyordum.
I just wanted to talk to you for a minute. Jeez.
Sadece konuşmak istedim.
Could you excuse me for just a minute?
Bana bir dakika izin verir misin?
She just stepped out for a minute.
Birkaç dakika önce gitti.
Celia, just relax for a minute.
- Celia, bir dakika sakin olsana.
- Let me smell it. - Okay, let's just assume for a minute that spirits exist and they can move objects.
Tamam, Bir an için farzedelim ki hayaletler varlar ve nesneleri hareket ettirebiliyorlar.
I'm sure she just stepped outside for a minute.
Eminim ki, bir dakikalığına dışarı çıkmıştır.
I'd sure appreciate it if you got out of the car just for a quick minute.
Bir dakikalığına arabadan inersen çok memnun olurum.
- I just need to talk to you for a minute.
- Bir şey konuşmam lazım. - Söyle bakalım.
I just need a minute to myself. - She's been attached to my boob for two weeks, and T.J.'s decided to finally get a "work ethic." - Liz...
Biraz kendime vakit ayırmalıyım.
Just shut up for a minute!
Sadece biraz sessiz ol...
Robin just went down to the lobby for a minute.
Robin bir dakikalığına salona indi.
- Yes. - Could you just wait here for a minute?
Bir dakika bekler miydiniz?
Now we realize that the Upper East Side is not the most convenient address for an employee of the New York Times, but it's just a 20-minute cab ride to work.
Gösterişli bir şey değil. Sadece küçük, iki odalı. Kuzey doğu yakasında.
just take a minute, think about what you need, and i'll try and get it for you, okay?
.. bir mini fırından güç alan... bir dakika dur, ve neye ihtiyacın olduğunu düşün, ve ben onu bulup sana getirmeyi deneyim. tamam mı?
I was just in there for a minute.
Sadece bir dakikalığına oraya gittim.
It's me, naomi, we have a pediatrician, a shrink, an alternative medicine practitioner- could--could you excuse us for just a minute?
Ben, Naomi, bir pediatristimiz var, bir psikiyatristimiz, bir alternatif tıp uzmanı... - Bize biraz müsaade eder misin? - Elbette.
do you want to just go sit for a minute?
Gidip biraz içerde oturmak ister misin?
Let's just sit for a minute, all right?
Bir dakika ara verelim, tamam mı?
Let's just think for a minute, okay?
Hadi bir dakikacık düşünelim, olur mu?
Just for a minute.
Sadece bir dakika.
Hold a minute. I'm just going for a little peak...
Biraz daha yakından bakayım.
Can we just stop and think about this for a minute?
Bu konuyu bir dakika düşünemez miyiz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]