Knocking at door translate Turkish
262 parallel translation
[KNOCKING AT DOOR] Come in.
Girin.
[knocking at door ] [ trevor] hey, tanner, rise and shine.
"Hey Tanner, yüksel ve parla."
- [Knocking At Door ] - [ Screaming, Babbling Hysterically]
Hayır! Tanrım hayır! Hayır!
( knocking at door ) - [Laura] Who is it?
Fırını kullanamaması çok kötü oldu.
( knocking at door )
Ben de alayım demiştim.
[KNOCKING AT DOOR]
[KAPI ÇALAR]
KNOCKING AT DOOR 'I heard them.'
- Onları duydum.
It appears to me that the devil be a-knocking at the door of the house of worship.
Sanırım kilisenin kapısını çalan bir şeytan var.
Someone knocking at your front door, rabbit.
Biri kapını çalıyor tavşan.
This very instant, he's knocking at the corporal's door... whimpering with happiness.
Bu geçici bir şey. Şu anda belki sızlanarak... ama mutlulukla onbaşının kapısını çalıyordur.
Captain Boomer knocking at your door.
Kapınızı çalan Kaptan Boomer.
It's just- - [knocking at door]
Sadece...
[train bell rings ] [ train whistle blowing ] [ knocking at door] Come in.
Buyurun.
[knocking at door] Who is it?
- Kim o?
( knocking at door )
Teşekkür ederim.
Isn't that like knocking at the wrong door?
Yanlış kapıyı çalmak gibi bir şey değil mi?
- Please, sir. - ♪ Knocking at the door?
- Lütfen beyefendi.
♪ Who dat knocking at the door?
Kapı çalıyor.
KNOCKING AT THE DOOR CONTINUES
Aç kapıyı, Chapman!
Quite on the contrary, they set the scene for in Monsieur de Sade's play, he has tried to show how Jean-Paul Marat died and how he waited in his bath before Charlotte Corday came knocking at his door.
Ama yine de, onlar sahneyi kurmuşlar çünkü Mösyö de Sade, oyununda, Jean Paul Marat'nın nasıl öldüğünü ve küvetinde geçirdiği, Charlotte Corday kapısını çalmadan önceki, zamanı anlatmaya çalışıyor.
And it was daytime, and I got nervous, so I scolded him... for not knocking at the door before he walked in.
Daha saat sabahtı, o yüzden tedirgin oldum. Girmeden önce kapıyı çalmadığı için onu azarladım.
I was knocking at the door.
Kapıyı az önce çaldım.
what? Someone's knocking at the door.
Birisi kapıyı çalıyor.
Knocking at the door.
Sanırım birisi kapıyı çalıyor.
Who's knocking at the door?
Kapıyı çalan kim?
There's somebody knocking at the door, Edie.
Birisi kapıyı çalıyor Edie.
" 24 robbers came knocking at my door
" 24 hırsız gelip kapımı çaldılar...
" Twenty-four robbers came knocking at my door
" 24 hırsız gelip kapımı çaldılar...
[knocking at door ] [ trevor] hey, tanner, guess what?
"Hey Tanner, tahmin et ne oldu?"
Then it really is Old Scratch knocking at the door.
O zaman gerçektende kapıyı tırmalayan Şeytan demek ki...
Heard somebody knocking at the door.
Birinin kapıyı çaldığını duydum.
Four weeks before the union comes knocking at your door.
Sendika kapını çalmak için gelmeden önce dört hafta var.
Fate is knocking at the door.
Kader kapıyı çalıyor.
He's knocking at your door.
- Adam kapını çaldı.
Like someone knocking at the door of Hell.
Sanki birisi Cehennem'im kapısına vuruyordu.
It is knocking at the door.
Kapıyı çalıyor.
I entered in the surgery without knocking at the door.
Kapıya vurmadan içeri girdim.
When men are desperate and women sell themselves for bread. When children suffer. "The Miserables" come knocking at the door.
Erkekler umutsuz ve kadınlar ekmek için kendini satıyorsa çocuklar açlıktan kıvranıyorsa Sefiller kapıya dayanmış demektir.
To be honest, if you weren't around, I'd be knocking at her door.
Dürüst olmak gerekirse, etrafta sen olmasaydın, kapısını çalardım.
I thought I heard some knocking at the door.
Kapının vurulduğunu duydum.
When God comes knocking at your door, you won't need me or anyone else to tell you what that sound is.
Kapın çaldığında gelenin Tanrı olduğunu anlamak için ne bana ne de bir başkasına ihtiyacın olacak.
Now we've shown them we can hurt them, how long till they're knocking at our door?
Onlara zarar vereceğimizi gösterdiğimize göre bizim kapımızı ne zaman çalarlar?
And this morning I heard this soft little knocking at my door, and it was Frederick, asking if he could climb into bed with me.
Bu sabah odamın kapısı çalındı. Frederick'ti. Yatağına girebilir miyim, diye sordu.
We sent the last of them through the Gate just before the Goa'uld started knocking at the door.
Sonuncularını geçitten gönderdik, Goa'uld kapıyı çalmadan hemen önce.
If I come a-knocking a-knocking at your door ... on this October day Would you say, " It'd be a joy
Eğer gelip kapını kapını çalarsam bu ekim gününde der misin "benim için zevktir seninle olmak, benim iyi erkeğim" diye?
You know, maybe I am... but you ask the average person, when death comes knocking at their door... whether they want a prick on their side or some kindergarten teacher... who's gonna kiss their ass!
ÖIümle yüz yüze olanlara bir sor. Yanlarında bir adiyi mi isterler yoksa yalakalık yapan bir anaokulu öğretmenini mi isterler? Çünkü o gün geldiğinde ben adiyi isterim.
She shows up knocking at my door like a fucking stalker.
Kapıma gelip usul usul bana yamanmaya çalışmıştı.
In 15 minutes, we start knocking this town over one door at a time.
15 dakikada, bu kasabayı yakıp yıkmaya başlayacağız
( knocking at door )
Burada ne arıyorsun?
The last thing he remembers is a boy knocking at his door, selling candy bars.
Hatırladığı son şey, şeker satan çocuğun kapısını çaldığıydı.
I half expect Mulder to come knocking at that door.
Her an Mulder'ın kapıya gelip bağırmasını bekliyorum.
doors 63
door 437
doorbell 96
doorman 19
door opens 1163
door closes 936
door slams 187
door was open 50
door open 23
doorbell rings 420
door 437
doorbell 96
doorman 19
door opens 1163
door closes 936
door slams 187
door was open 50
door open 23
doorbell rings 420
doors closing 23
doors open 18
door closed 19
doors opening 23
door's open 45
door closing 46
doorbell ringing 46
door opening 118
door shuts 99
door neighbour 16
doors open 18
door closed 19
doors opening 23
door's open 45
door closing 46
doorbell ringing 46
door opening 118
door shuts 99
door neighbour 16