English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Ladies' man

Ladies' man translate Turkish

668 parallel translation
Jack was a ladies'man.
Jack, kadınları seviyor.
- You're quite the ladies'man.
- Tam kadınların aradığı tip olmuşsun.
Now, ladies and gentlemen of the jury, you must know what justice can mean to a man who is defenseless because he is poor.
Değerli jüri üyeleri, sırf fakir olduğu için kendini savunamayan biri için adaletin ne olduğunu anlamanız gerekir.
Ladies and gentlemen, step right up and buy your tickets for Sandow, the strongest man in the world.
Bayanlar ve baylar, gelin dünyanın en kuvvetli adamı Sandow'a bilet alın.
Ladies and gentlemen, an imitation of Miss Bessie McCoy doing her famous number, "The Yama Yama Man." Thank you.
Baylar ve bayanlar, Bessie McCoy meşhur numarası, "Yama Yama Man." ın taklidini yapıyor. Teşekkür ederim.
Jeremiah Jones, a ladies'man was he
Jeremiah Jones, O bir bayandı
So, Your Honor, and ladies and gentlemen of the jury the prosecution will prove that Joe Fabrini by means of duress and threats, employed the wife of the murdered man as ruthlessly as ever a man employed a dagger or gun, to commit for profit a cold-blooded, brutal, preconceived murder.
Sayın Yargıç ve jüri üyeleri. Savcılık makamı Joe Fabrini'nin şantaj ve tehditle maktulun eşini kullandığını kanıtlayacak. Para için soğukkanlı, hunharca kasıtlı ve acımasızca bir cinayet işledi.
Oh, my. He's quite a man with the ladies, that Ted.
Ha, o adam gibi bir adam hanımlarla, şu Ted.
Ladies'man. And married.
Kadınlar ondan hoşlanıyor.
Glib talker, ladies'man, playboy.
Geveze, hanımların hoşuna giden bir pleyboy.
Ladies, did you see an old man?
Bayanlar, yaşlı bir adam gördünüz mü?
We'd like to meet this ladies'man. - Right away.
Şu Bay Çekiciyi görelim bakalım.
Moreover, we, the ladies of Cayenne, regard it an outrage that this man Ringo, a notorious murderer, should be received practically with honour and allowed to sit in state in our finest saloon.
Öyleyse, biz, Cayenne'nin bayanları. Ringo denen bu tanınmış katil Büyük bir gururla kabul ediliyor ve en iyi salonumuzda oturmasına izin veriliyor.
It will be for you, ladies and gentlemen, to decide what shall be done with this man,
Bayanlar ve baylar, ahlak kurallarını küçümseyen,
He's a very fancy man with the ladies, Mr Prebble.
Bay Prebble kadınlar tarafından beğenilen bir erkektir.
- He was quite a man with the ladies.
- Kadınlarla haşır neşir biriydi.
And remember, first watch, first man with the ladies.
Ve unutmayın, ilk nöbet, bayanları ilk kapan adam demektir.
A ladies'man?
Kadın düşkünü demek.
Ladies and gentlemen, we have at ringside the man who the winner tonight will meet in New York later this year the heavyweight champion of the world, Buddy Brannen.
Bayanlar baylar, aramızda bu gecenin galibinin bu yıl New York'ta karşılaşacağı dünya ağır sıklet şampiyonu Buddy Brannen var.
I was the happiest man in ladies underwear.
Kadın iç çamaşırı işindeyken dünyanın en mutlu adamıydım.
Ladies and gentlemen - Mike Ribble, the only man alive today to attempt a triple.
Bayanlar ve baylar... karşınızda Mike Ribble, bugünkü gösterisinde ilk kez üçlü salto deneyecek.
Ladies'man.
Baksana saçları Tarzan gibi.
Ladies'man.
- İyi akşamlar.
She will positively identify him for you, ladies and gentlemen, as being the same man who was in that insurance office on the date that the robberies occurred.
Kendisi, soygun günü sigorta ofisinde bulunan kişi olarak davalıyı teşhis edecek.
Ladies and gentlemen, there's no need for me to tell you, the emergency arose... and the man appeared.
Bayanlar ve Baylar, size söylememe gerek yok, tehlikeli bir durumda, bir adam geldi.
- Good God, man, will you let these ladies pass to the boats?
Bırak da bayanlar geçsin!
A ladies'man, I guess.
Çapkın denir herhalde.
Around here I'm known as quite a ladies'man.
Buralarda oldukça çapkın biri olarak tanınırım.
You don't play the ladies'man or the tough guy. You're shy.
Baştan çıkarmaya çalışmıyor, sert erkeği oynamıyorsun.
Old man, please serve these ladies some sake.
Yaşlı adam, lütfen bu hanımlara biraz saki getir.
Ladies and gentlemen, this man you see here - was an elite in the army. - Shut up.
Bayanlar ve baylar, işte bu adam bir zamanlar ordunun seçkin tabakasındaydı.
"I'm not jealous but I would like to know how you have the nerve. ... to play the ladies'man with other women in front of me... who knows from bitter experience that you're not a man at all".
"Kıskanç değilim ama benim önümde başka kadınlarla zampara rolü oynamaya nasıl cüret ettiğini bilmek isterim artık erkek olmadığın için ne acı tecrübeler yaşadın kim bilir".
Well, Pompey, looks like we got ourselves a ladies'man.
Evet, Pompey, görünüşe göre karşımızda bir kadın dostu var.
Ladies and gentlemen here before us stands the man of tomorrow.
Bayanlar ve baylar..... karşımızda..... yarının adamı.
It includes all the animal ancestors from whom man derived his instincts. Ladies'instincts, too?
Bayanların içgüdüsünü de mi?
There's gotta be a man to make the place attractive to the ladies.
Mekânı hanımlar için cazip hale getirecek bir erkek olmalıdır.
Now, ladies and gentlemen, while our mariachis are recuperating from their activities, the Tea House presents that young man whose songs have electrified colleges and enraged campuses all over the nation.
Ve şimdi bayanlar, baylar, mariachi'lerimiz yaptıklarından sonra dinlenirken, Tea House sizlere, şarkıları ülkenin dört bir yanında üniversiteleri ateşleyen ve kampüsleri kasıp kavuran genci sunuyor.
And there, ladies and gentlemen, before you, is the tallest living man on this Earth!
Ve işte, bayanlar ve baylar karşınızda, dünyanın yaşayan en uzun adamı!
Looking at the photograph, I say he's about 40, difficult personality, cold rages, a ladies'man.
Resime bakarsak ; 38-45 yaş arası, zor karakterli, görünürde uysal, kızgınken soğukkanlı, kadınlarla sükseli.
Ladies and gentlemen, you are about to witness a feat so dangerous that only one man would dare attempt it.
Bayanlar baylar, sadece tek bir kişinin göze alabileceği tehlikeli bir gösteriye tanıklık etmek üzeresiniz.
Ladies, you have heard it said that man is all mouth and muscle, that he is dirty boots on one end and a dirty mind on the other.
İlginiz kalbimi ısıtıyor. Hanımlar, botları herzaman kirli ve diğer taraftan niyeti de kötü olan bir adamın boş boğaz ve kaba olduğunun söylendiğini duymuşsunuzdur.
I'll bet you're quite a ladies'man?
- Tam kadınların hayal ettiği tipsin.
And so ladies and gentlemen of the jury, you are now acquainted with the series of events, that led this man to commit murder with malice aforethought, in dastardly awareness of his crime, to reiterate, there is no evidence of extenuating circumstances,
Jürinin sayın bay ve bayanları, suçunun farkında olan kötü niyetli bu adamım önceden planlayarak cinayet işlemesine yol açan ve bunu korkakça tekrar tekrar yapan olaylar dizisinden hepinizin artık haberi var. Hafifletici sebeplere dair bir kanıt yok.
So, Ladies and Gentlemen, the profile of this man, who never saw the people, plans to overthrow Fernandez and uses any possible weapon to take him to power.
İşte bayanlar baylar halkını hiç görmeyen bu adamın özgeçmişi. Fernandez'i devirmeyi planlıyor ve kendisini iktidara taşıyacak her türlü silahı kullanıyor.
Poor man. Ladies may like you, but not Lady Luck.
Kadınlar onu seviyor, ama şans meleği değil.
You said Brobin had a reputation as something of a ladies'man.
Brobin'in az çok çapkınlığıyla tanındığından bahsetmiştin.
You're the nicest ladies a man ever went to jail for.
Uğruna hapis yatılacak en hoş hanımlarsınız.
When I met him, he was quite the ladies'man.
Onunla tanıştığım dönemde tam bir kız uzmanıydı.
Only man ever found fulfilment in a Boston Maine Railway in the ladies'can.
Boston Maine treninin kadınlar tuvaletinde iş bitiren tek adam!
Are all you foreign ladies so interested in a man's hair?
bütün yabancı kadınlar erkek saçına ilgi duyar mı?
So, ladies'man, money and power has done it.
Ee, bay yakışıklı, demek para ve güç kazandı ha!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]