English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let them in

Let them in translate Turkish

2,134 parallel translation
I said you shouldn't have let them in.
- Sana onları içeri sokma demiştim.
Well, can't we let them in on it now?
- Onlara şu an açıklayamayız, değil mi? - Hayır!
- Good. Let them in.
- Güzel, içeri gelsinler.
Well, let them in.
İçeri girsinler.
Let them in.
İçeri al.
- Please let them in.
- Lütfen onları içeri al.
The IDs looked legit so the security guard let them in through the loading dock.
Üzerindeki kimlik yasal gözüküyormuş ki kapıdaki güvenlikçiler girmelerine izin vermiş. Cesedi alıp kaçtılar.
You know, you think you know somebody and you let them in, and then they cut your heart out.
Birisine kalbini teslim ediyorsun. ama o, o kalbi parçalayıp atıyor.
I was not going to let them in.
- Başka şansım yoktu. - İçeri girmelerine izin vermeyecektim.
All we have to do is to let them see that account, and that's what draws them in.
Yapmamız gereken onların bu hesabı görmelerini sağlamak. ve onlar oltaya düşecek.
And let those that play your clowns speak no more than is set down for them, for there be of them that will themselves laugh, to set on some quantity of barren spectators to laugh too, though, in the mean time, some necessary question of the play be then to be considered.
Sakın söyleyeceklerinden fazlasını söyletmeyin soytarılarınıza. Öylelerini gördüm ki, kendi başlarına gülmeye ve seyircilerin en anlayışsızlarını güldürmeye çalışıyorlar. Hem de oyunun anlayış isteyen en can alıcı yerinde.
Don't ever let them put you in a home, Michael. Here.
Sakın çocuklarının seni böyle bir yere bırakmalarına izin verme Michael.
LET FREE PEOPLE WORKING IN FREE MARKETS ADDRESS THEM.
Bırakın da, serbest piyasa da çalışan özgür insanlar halletsin bunları.
It used to be just for misdemeanors, but the army is so stretched for recruits that they're using them to let felons in.
Bu sadece küçük suçlar işleyenlere geçerliydi ama ordu asker alımında çok esnek ve bunu suçluları orduya almak için kullanıyor.
How did you manage to let every one of them know That you were in contact with her?
Her birinin senin Cynthia ile bağlantıda olduğunu anlamalarını nasıl sağladın?
We can just buy the place and let them retire in Florida.
Bir yer alıp, Florida'da emekli olmalarına izin verebiliriz.
She's in a pretty bad way, d I-I just thought I should call someone and let them know, and you know, this was the last number she called.
Baya kötü bir halde, Birini arayıp haber vermem gerektiğini düşündüm, Ve aradığı son numara da buydu.
I realize I have let down every female public official in America, and I would like to apologize to them, right now, individually, and in alphabetical order.
Amerika'daki tüm kadın memurları hayal kırıklığına uğrattığımın farkındayım ve onlardan hemen şimdi tek tek ve alfabetik sırada özür dilemek istiyorum.
Okay, so we just have to call mom and dad in an hour and 45 minutes and let them know that we made it to palm springs.
Tamam, sadece annemi ve babamı her 1 saat 45 dakikada bir arayıp onlara Palm Springs'e gelip gelmediğimizi bildireceğiz.
Cos I won't let them fuck up their lives in peace.
Çünkü onları huzur dolu yaşamlarına bırakmayacağım.
Let them take him. In a few years everyone will forget.
Birkaç yıl sonra herkes unutur gider.
Let them start in. That's what I wanted to hear.
Duymak istediğim de buydu.
Just let me bury them in peace!
Onları huzur içinde gömmeme izin verin lütfen.
I put them in here and I can let them out again.
Onları ben hapsettim ve tekrar salabilirim.
If there's anything I've learned in my 16 years on the stage it's that stars are rare... and when they're found you have to let them shine.
Eğer sahnedeki 16 yılımda bir şeyler öğrenmişsen o da, yıldızlar nadirdir, ve bulunmuşlarsa, parlamalarına izin verilmelidir.
If someone wants to volunteer to sit in it, why won't he let them?
Birisi o koltuğa oturmak istiyorsa, neden izin vermiyor?
Because the boy threatened to put the photos of them together all over the Internet if I didn't let him stay in school.
Çünkü, okulda kalmasına izin vermezsem resimlerini internette yayınlamakla tehdit etmişti.
Let's unpack our new shipment of weapons and render them in.
Yeni silahlarımızı açalım ve kullanalım artık.
Let's put 4 of them in interview room 1 and four of them in interview 2.
Onların dördünü 1 nolu odaya diğer dördünü de 2 nolu odaya koyalım.
Instead of boxing all this up and putting them in the storeroom let me put it all in our new place.
Yani, bunları paketleyip depoya falan kaldıracağımıza ver bize, dükkâna koyalım.
When they catch the shrimps, they let them die in full sun... in a plastic bag.
Karides yakalarlarsa, güneşin altında bir kovanın dibinde ölmeye bırakırlar.
Let them hear you in the back row, and remember, say it with feeling!
Arka sıradakiler bile sesinizi duysun. Ve unutmayın, hissederek söyleyin!
All right, well, let's just go in and blast them.
Peki, o halde gidip onu haklayalım.
Let them go... and you an learn what they do and where they go. Kim, what's going on in there?
Salıverdiğinizde, ne yaptıklarını ve nereye gittiklerini öğrenirsiniz.
Let me go out, I can lead them in. Negative.
Çıkmama izin ver, onları geri getirebilirim.
Let's assume we can't talk them out of the name And let's assume we can get a girl Who can match ann margret's ability to be 25 and act 14.
Onlarla isim için konuşamadığımızı farz edelim ve 25 yaşında olup 14 yaşında gibi rol yapan... Ann Margret'in yeteneğinde olan bir kızı bulduğumuzu farz edelim.
If they're so interested in what we're up to, I say let them see.
Eğer neler yaptığımız öğrenmeyi bu kadar çok istiyorlarsa, derim ki görsünler.
Okay,... let's reel them in.
Tamam, haydi onları şaşırtalım.
So, yeah, they get in the ring and... try not to let it all suffocate them.
Yani, evet, ringe çıkıyorlar ve acı çektiklerini göstermemeye çalışıyorlar.
Let's show them how we deal with con men in Nebraska.
Onlara Nebraska'da dolandırıcılara ne yaptığımızı gösterelim.
Call the E.R., Let them knowwhat we're bringing in, and have them arrangefor an isolation room.
Acil servisi ara, ne getirdiğimizi haber ver izolasyon odasını hazırlasınlar.
Well, i know what happened in lawndale. And i'd want to stick it to them, too, If they let one of my men die,
Şey, Lawndale de ne olduğunu biliyorum ben de onları şaşırtmak istiyorum fakat eğer tek adamım dahi ölecekse uygulayacağım oyunda herhangi bir riske girmem.
Just let them rest in peace.
Bırak olduğu gibi kalsın.
Well, if they want in, we'll let them come.
İçeri girmek istiyorlarsa, izin veririz.
We're trying something in here and so we're calling all the handlers in the field to let them know that I'm going to be taking the biolink grid off-line for a few seconds.
Burada bir şeyler deniyoruz. O yüzden de tüm amirlere biyolink şebekesini bir süreliğine çevrimdışı yapacağımı haber veriyoruz.
Okay, let them in.
peki, bu adam alenen bizi bu kurula aday olmamızı engelliyor.
let the new mission settle in, get them excited about it, than, we bring you guys back in.
bu şirketin başarılı olmasını herkesten çok istiyoruz.
until 2 : 19 a.m. Tony and McGee risked their lives trying to get this information and you're just going to let them rot in a jail cell?
Bu bilgiye ulaşmak için hayatlarını riske ettiler, onları hapiste çürümeye mi terk edeceksin?
She's in surgery all day, but she asked me to let you know That we have your m.R.I. Results, And she wants to discuss them with you first thing on monday.
Kendisi tüm gün ameliyattaydı, ve benden emar sonuçlarınızı aldığına dair sizi bilgilendirmemi, istedi, sizinle Pazartesi günü bu konuda görüşmek istiyor.
The cyclops is sitting in front of the door and Odysseus doesn't let them try to creep out.
Kiklop kapının önünde oturduğundan... Odesa adamlarının kaçmaya çalışmalarına mani olur.
Let's dump them in the river.
Bence nehre atalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]