English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Like right now

Like right now translate Turkish

4,065 parallel translation
Like-Like right now?
Şuan mı? Ya da...
Okay, yeah. Like right now?
Evet, şimdi mi?
And when I'm hungry, like right now, I love it even more.
Hele şu an olduğum gibi açsam, daha da fazla severim.
You know, like right now, it's cold out.
Yani, şu anda burası epey soğuk.
What if I'm just, uh, not in a place to like anyone right now?
Ya ben, şu sıralar kimseden hoşlanacak durumda değilsem?
Okay. I need to speak to my boyfriend in private, like, right now.
Yeter, sevgilimle özel olarak konuşmak istiyorum.
- I think you like everything right now.
- Bence şu an her şeyden hoşlanıyorsun.
Like... I think you know that right now you're better off without Vincent in your life.
Sanırım şu anda Vincent hayatında olmadan daha iyi durumda olduğunun farkındasın.
You sound like Kathleen Turner right now.
Sesin Kathleen Turner gibi çıkıyor.
Well, right now it looks like you want to be my girlfriend.
Şu anda kız arkadaşım olmak ister gibi bir halin var.
I care! I feel like dancing right now.
- Canım dans etmek istiyor.
Actually, this is a good conversation that we're having right now because you need to stop acting like a father and start acting more like a neighbor, because your relationship with my son is very unhealthy.
Aslında, bu konuşmayı şimdi yapmamız iyi oldu. Çünkü bir baba gibi davranmayı bırakman ve daha çok komşu gibi davranmaya başlaman lazım. Çünkü oğlumla olan ilişkin çok sağlıksız.
And it kills me to see you and Dad like this, but I also understand that right now is not the time to go to war with the Lords.
Ve seni ve babami bu sekilde gormek beni olduruyor, Ama suan Lordlarla savasa girmek hicde dogru bir zaman deil.
Look, I know it doesn't feel like that right now, but it's all gonna work out.
Öyle gelmese de her şey güzel olacak.
Now, what I always like to preach back home in Cleveland- - y'all know I'm from Cleveland, right?
Şimdi her zaman Cleveland'a dönünce verdiğim vaazlar gibi... Cleveland'dan geldiğimi biliyorsunuz, değil mi?
Okay, maybe I'm being selfish, but I'd like to talk about me right now.
Bencillik ediyor olabilirim ama şu an benim durumum hakkında konuşalım.
Right, right, like now.
Doğru, doğru, şimdiki gibi.
No, that's- - the therapist said that was, like, the- - the--the--exactly the wrong thing to do right now.
Olmaz bu... Terapist dedi ki şu an böyle bir şey yapmak kesinlikle yanlış olur.
That was, like, the most important thing right now.
En önemli şey bu şu an.
Painless and I chatted for hours about how now, more than ever, the world needs people like us... people who are willing to take a stand for what's right.
Acısız ve ben saatlerce yazışıyorduk. Dünyanın, her zamankinden daha çok bizim gibi insanlara ihtiyacı olduğundan bahsediyorduk. Doğruluk için savaşmaya gönüllü olan insanlardan.
I know some of you here in the front are looking at me right now like,
Ön sıradaki bazıları bana şöyle bakıyor.
And my girl's like, "You okay?" I go, "I'm freaking out right now."
Eşim, "iyi misin?" dedi.
- Although, it would be just like sally To do something epic right now And rip her way out of your chest.
Gerçi şimdi çıkıp senin göğsünü yarsa tam da Sally'nin yapacağı gibi, efsanevi olurdu.
- Ok, so why do I feel like we're living in An eastern european silent film right now?
Pekala, o halde neden şu an sessiz bir Avrupa filminde yaşıyormuşuz gibi hissediyorum?
I feel like he could still be out there right now, in our heads.
Sanki hâlâ dışarıdaymış gibi hissediyorum, zihnimizi okuyormuş gibi.
I know it seems like there's no way out for you right now.
Senin için şu an çıkış yolu yokmuş gibi hissettiğinin farkındayım.
Right now I feel like I might never get angry again.
Şu anda bir daha hiç öfkelenmeyecek gibi hissediyorum.
There's like 85 jokes I could make right now.
Şu anda yapabileceğim 85 farklı espri var.
Can you please, I'm sorry Anne, but like Kara and Anne, please fuck off right now!
Lütfen, üzgünüm Anne ama, Kara ve Anne lütfen çekip gider misiniz?
Carlos, that drug looks like a miracle cure right now, but the cost of addiction and destroyed lives?
Carlos, o ilaç şu an mucizevi bir tedaviye benziyor ama bağımlılığın ve mahvolmuş hayatların bedeli ne olacak?
Hey, uh, you guys want to hang out, like, right now?
Selam. Hemen bir yerlere gidip takılsak mı beraber?
Our conversation was vague at best so right now I'd like to know a little bit more about what you saw.
Telefonda tam konuşamamıştık. Şimdi ne gördüğünüzü daha detaylı konuşabiliriz.
Now, I know Governor Affleck ain't been right since her husband died, but... it don't make sense for her to pull a move like that.
Vali Affleck'in kocası öldüğünden beri iyi olmadığını biliyorum ama böyle bir şey yapması pek de mantıklı gelmiyordu.
I know. Being an astrophysicist right now is like being a rock star.
Aynen, su an astro fizikçi olmak rock yildizi olmakla ayni.
- Yeah. The way that you just said it right now made it sound like a whole bunch of legal talk about the kid.
Şimdi tüm bu söyledikleriniz bu haliyle çocuk hakkında yapılan bir takım resmi konuşma gibi geliyor..
All right, Allison, you are in charge of choosing the prom theme, and now it has to be perfect and magical and look like a million bucks but cost zero bucks.
Allison, sen de balonun temasının belirlenmesinden sorumlusun kusursuz ve büyülü olması gerekiyor ve çok büyük bütçeli gözüküp bedavaya hallolması gerekiyor.
Just ignore it, like I'm doing with that table That's flagging me down right now.
Görmezden gel, tıpkı benim arka masadaki el sallayana yaptığım gibi.
Well, looks like we've beaten and hog-tied you in your own home, so... our estimated time of departure is... right now.
Görünüşe göre, seni kendi evinde dövüp kemerle bağladık yani... tahmini kalkış zamanımız... tam da şu an.
I know I look like the world's worst father right now, okay?
Biliyorum ki dünyanın en kötü babası gibi görünüyorum, değil mi?
Right now we're kind of focused on, like, bigger cities, like Shreveport, Akron.
Şu anda Shreveport, Akron gibi daha büyük şehirlere odaklanmış durumdayız.
I know that's what you think right now, but it's not always gonna feel like this.
Şu an böyle düşünmen normal. Ama eminim alışacaksın.
But right now, I just--I felt like I needed to see my son be happy.
Ama şu an oğlumun mutlu olması gerektiğini hissediyorum.
But right now, I'm just trying to understand where we are in this, and I feel like I have not been able to talk to you- - like it's not allowed or something- - and I don't wanna live in limbo.
Şimdi de nerede olduğumuzu anlamaya çalışıyorum ve seninle konuşamıyormuşuz gibi hissediyorum hiçbir şey iznim yokmuş gibi... Belirsizlik içinde yaşamak istemiyorum.
Right now, we're just like,
Şu an şöyleyiz :
What, are you crazy, touching me? Your mother comes in here right now, and she's like,
Annen içeri gelecek ve "İşte burada, varoştan gelmiş bir orospu." diyecek.
Calvin, I like where I am at with my job right now.
Calvin, şu anda işimde geldiğim yeri seviyorum.
Right now she is hopefully in heaven, because her sister like just signed the paperwork to have her taken off life support.
Umarım cennettedir çünkü kardeşi fişinin çekilmesine onay vermiş. Kardeşi mi?
- Now least of all, right? - It's not like that.
En azından şimdilik istemiyorsun, değil mi?
You know, I am so hurt right now that you are standing in the corner with a failure like Carmen Tibideaux and not your best friend.
Biliyor musun, en yakın arkadaşın yerine devasa bir başarısızlık örneği... Carmen Tibideaux'yu tutman beni derinden yaralıyor.
And that's why it feels like there's poison inside you right now.
Bu yüzden şu an içinde zehir varmış gibi hissettiriyor.
Like, "now" right now?
- Nasıl, hemen şimdi mi? - Şimdi...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]