English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Like some

Like some translate Turkish

23,858 parallel translation
I'd like some advice.
Birkaç öneri istiyorum.
Like some prince?
- Bir prens gibi falan mı?
It's like some kind of
Sanki bir çeşit
At least he didn't stick around complaining about how bad his baby life was, like some people.
En azından bazı insanlar gibi bebekliğin ne kadar kötü olduğundan yakınıp durmadı.
- Would you like some more drinks?
Biraz daha içki ister misin?
You waltzed in here thinking this was gonna be like some prison movie.
Buraya gelip, bir hapishane filmi gibi olacağını düşündün.
I did three tours in Iraq, serving my country with Nick, and you think I just dressed up like some Muslim and killed him?
Ben Irak'ta üç dönem askerlik yaptım, Nick'le birlikte ülkeme hizmet ettim. Siz kalkmış Müslüman kılığına girip onu öldürdüğümü düşünüyorsunuz.
I'd like your cellphone, and I'd like some privacy.
Cep telefonunuzu istiyorum, ve biraz mahremiyet.
At first I thought it was because you wanted to keep it, like some kind of sick souvenir of my wedding night.
İlk başta düğün gecemin kötü geçmesini istemediğin için sakladığını düşündüm.
Seems like some kind of a synthetic polymer.
Bir tür sentetik polimer gibi görünüyor.
Jane, would you like some soup?
Jane, biraz çorba ister misin?
You waltzed in here thinking this was gonna be like some prison movie, but it's not.
Buraya gelip, bir hapishane filmi gibi olacağını düşündün. Ama öyle değil.
Some partnerships, just like some marriages, just... just aren't meant to be.
Bazı iş ortaklıkları evliliğe benzer... Birbirlerine göre değillerdir.
How would you like it if some creeper started staring at your intimate moments?
Manyağın biri en özel anlarında sana dik dik baksa sen nasıl hissedersin? Bu...
- [male # 1] I'd like an ice americano. Some things just have a magnetic pull on characters.
Bazı şeylerin karakterler üzerinde manyetik bir çekimi var.
I'm gonna get the door. I mean, like, I love how you're not just some young dude, you know?
Yani diğer gençler gibi olmayışına bayılıyorum.
But I won't pretend to welcome you home like you're some sort of hero.
Ama sanki bir kahramanmışsın gibi geri dönmenden memnunmuşum gibi davranmayacağım.
It's not natural, nor does it look like the combat scarring we've seen on some of the males.
Doğal bir şey değil. Bazı erkeklerde gördüğümüz dövüş yaralarına da benzemiyor.
I just know that some of the members of the board would like to...
Yönetim kurulumuzun bazı üyeleri sizinle tanışmak...
Stop trying to make me feel and mourn like there's some condition that needs to be treated.
Beni iyi hissettirmeyi ve düzeltilmesi gereken bazı sorunlar varmış gibi yas tutmayı kes artık.
- Stop it..... and yet, you're talking about it like it's some happy memory.
- Kes şunu! Ve hâlâ mutlu olduğumuz anlar vardı diyorsun.
Now, would you like to hear some good news on the subject of that hideous problem of opening acts for this tour?
Şimdi, tur boyunca yaşadığımız iğrenç alt grup sorunu hakkında güzel bir şeyler duymak ister misin?
Some people can appear in the form of satyr-like demons or rodent-like creatures.
Bazı insanlar keçi boynuzlu şeytanlar ya da kemirgen yaratıklar gibi gözükebilir.
Well, I'm feeling pretty guilty about Phil's death and for some reason I can't explain, that is just making me feel really horny and then I feel like, "I'm so wrong, I'm so bad," and that just amps up my horniness and I just feel like the dog is just chasing its tail on this one, it's just a vicious, vicious cycle, so... get those pants off.
- Phil'in ölümünden dolayı kendimi suçlu hissediyorum ve açıklayamadığım bir sebepten ötürü bu beni çok azdırıyor ve sonra "Çok kötüyüm, çok hatalıyım." diyorum ve bu azgınlığımı kuyruğunu yakalamaya çalışan köpekler gibi daha da artırıyor.
Maybe a little bit more open - minded, but it's not like I have some mystical gift - or something.
Biraz daha açık fikirli olunmalı ama mistik bir yeteneğim falan yok.
Look, whatever's going on in this county nearly got our only deputies killed, and I don't know about you, but if I lose mine, I gotta go deputize some fool like Champ Hardy.
Bu kasabada ne oluyorsa neredeyse memurlarımızı öldürüyordu. Ve seni tanımıyorum ama ölürsem ve yetkilerim Champ Hardy salağına geçerse...
They seem like they're in some really sketchy stuff.
Onlar gerçekten kabataslak şeyler bazıları gibi görünüyorlar.
I'd like to show you some photos of the work I do on people with surgical scars and amputations.
Sana bazı fotoğraflar göstermek istiyorum. Ampütasyon geçiren ve cerrahi yara izi olan insanların fotoğrafları.
Now we all die eventually, but some of us, like her, get a chance to do something meaningful with it.
Nasıl olsa hepimiz öleceğiz ama bazılarımız, onun gibi anlamlı şeyler yapma şansına sahip.
T.J. said he'd like to spend some time with him, and my dad didn't seem to mind, so I guess it's like you always said.
T.J. onunla biraz zaman geçirmek istediğini söyledi. Babam da karşı çıkmadı. Sanırım her zaman söylediğin gibi.
Guess there's some other "yeth Beth" you moved on to like a succubus.
Sanırım başka bir "eğlencelik Beth" e geçmiştin, sanki fahişe değiştirir gibi.
At least I look like I was born, not shit out by some tormented cow creature in an underground lab.
- Aynen öyle, sifonla gönderilmişsin çöplüğe! En azından ben doğmuş gibi gözüküyorum bir yeraltı laboratuvarında işkence görmüş inek tarafından sıçılmış gibi değil.
It's like there's some dichotomy between romantic and nonromantic relationships and someone categorically puts you in one...
Sanki romantik ve romantik olmayan ilişkilerde bir ayrılma var gibi ve birisi seni koşulsuzca oraya koyuyor...
So maybe you'd like to make a call and offer them all some words of comfort.
Belki bir telefon edip taziyede bulunmak istersiniz.
[Voice breaking] they treated like I was some kind of drama queen.
Polis buraya ilk geldiğinde, bana sanki bir drama kraliçesiymişim gibi davrandılar da.
A junkie who wants to keep his arms clean for some reason, like starring on a new TV show, maybe.
- Bir sebepten kollarını temiz tutmak isteyen bir keş. Yeni bir TV dizisinde oynamak gibi bir sebep mesela.
Looks like they'd been living there quite some time.
Anlaşılan orada bayağı yaşamışlar.
Except the last time I partnered with the housing authority on properties like this, some of my workers were shot at during demolition.
En son bu gibi konutlar için Tapu Müdürlüğüyle anlaştığımda yıkım sırasında işçilerimi kurşunladılar.
Some say that I look like their mother.
Bazıları da annelerine benzediğimi.
And now I have to go all the way across the country to save lives which sounds really noble, like in some movie but actually it just really sucks.
Hayat kurtarmak için ülkenin öbür ucuna gitmek zorundayım. Aynı filmlerdeki gibi ama aslında berbat bir şey.
But not in, like, that creepy infantile way that some guys like game night.
Ama yani bazi adamlarin ürpertici çocuksu sekilde sevdigi gibi sevmez.
We found some nurses who remembered you being brought in with someone who looked like... him.
Seni hatırlayan bazı hemşireler bulduk, senin ona benzeyen biri tarafından getirildiğini hatırladılar.
But I checked the theft report like you asked, and there have been some wallets reported stolen.
Ama istediğiniz gibi hırsızlık raporlarını kontrol ettim ve bir kaç çalınmış cüzdan rapor edilmiş.
You know, I've been looking for a place like this for quite some time...
Uzun zamandır böyle bir yer arıyordum...
I just can't believe you are pawning me off on some stranger like I'm a kid with an overbite and a helmet nobody wants to be buddies with.
Beni yabancının birine yamamaya çalışmana inanamıyorum sanki kimsenin istemediği tavşan dişli biriyim ve kafamda miğfer var.
Looks like you lost some weight.
Biraz kilo vermişsin.
Like she's just some beautiful piece of furniture that he owns.
Sanki kendisine ait güzel bir mobilya gibi.
I've been doing this too long to take shit from some weak punk like you.
Bu işi senin gibi zayıf bir asiden bir şeyler öğrenecek kadar kısa süredir yapmıyorum ben.
Maybe I can cover some ground if I know what he looks like.
Neye benzediğini bilirsem daha çok şey öğrenebilirim belki.
And my feet were, like, way up in the air, and it took some finessing at first, but I was determined.
Ayaklarım gökyüzüne değecek gibiydi. Başlarda biraz zor oldu ama çok kararlı biriyimdir ve kesinlikle buna değerdi.
- Looks like one of us had some fun last night.
Birimiz dün gece iyi vakit geçirmiş gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]