English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Liv

Liv translate Turkish

2,074 parallel translation
- The bottom line is... Liv is still the same cute, dorky, awesome girl you fell in love with.
- Şairin burada demek istediği Liv hala senin aşık olduğun tatlı, şapşal ve muhteşem kadın.
Like all couples who've been dating for a while, Jim and Liv eventually fell into a comfortable rut.
Bir süre çıkan tüm çiftler gibi, Jim ve Liv'de sonunda sıradanlaştılar.
So Liv decided to spruce it up.
Liv'de biraz açılmaya karar verdi.
- Hey, Liv, look... I'm juggling!
- Selam, Liv, bak üç top çeviriyorum!
And with every passing year, Liv only got more restless.
Ve yıllar geçtikçe Liv daha çok huzursuz olmaya başladı.
I am President for a living, Liv.
Başkan olmak için yaşıyorum, Liv.
Oh, Liv.
Liv.
Liv.
Liv.
Liv!
Liv!
Liv, I received an order from my commander in chief.
Liv, başkumandanımdan bir emir aldım.
I can do better, Liv.
Daha iyisini yapabilirim, Liv.
Liv, I can find your mother.
Liv, anneni bulabilirim.
Liv, what's wrong?
Liv, sorun ne?
Liv, you did this thing!
Liv, bunu sen yaptın!
- Liv.
- Liv.
We vetted him ourselves, Liv.
Kendisini bayağı kontrol ettik, Liv.
I've got hard evidence, Liv.
Sağlam kanıtım var, Liv.
His fingerprints are all over this, Liv.
Her yerde onun parmak izleri var, Liv.
If Liv can't shut it down, no one can.
Eğer Liv bu konuyu kapatamazsa, hiç kimse kapatamaz.
The recipient of his little package wasn't a him, Liv.
O küçük paketin alıcısı adam değilmiş, Liv.
You took in a wild monster, and you groomed me and petted me and trained me to sit at your feet, but that doesn't make me a puppy, Liv.
Vahşi bir canavar aldın yanına ve beni tımarladın ve beni şımarttın ve beni dizinin dibinde durmam için eğittin, ama bu beni köpek yavrusu yapmaz, Liv.
Monsters eat people, Liv.
Canavarlar insan yer, Liv.
We get a few more big names on board, and the money will start flowing.
İlanlarda bir kaç büyük isme daha sahibiz, ve para akmaya başlayacak. - Liv.
Liv, he's killing it.
- Liv, O'nu ezip geçiyor. Geri döndü.
This isn't the only tape, Liv.
Bu sadece bir teyp kaydı değil Liv.
This is your chance to be on the right side again, Liv.
Bu doğru tarafta olman için bir şans Liv.
Fitz is back at his fighting weight.
Fitz geri döndü ve kendi sınıfında savaşıyor. - O çok keskin Liv.
He's sharp, Liv. Sally doesn't stand a...
Sally onun karşısında...
I know everything. Liv, I have this under control.
Liv, bu benim kontrolümde.
[Sighs] Liv.
Liv.
Liv, he's ready to win this thing!
Liv, artık bu şeyi kazanmaya hazır!
Liv, I'm begging you.
Liv, sana yalvarıyorum.
We just need to get through.
Bunu atlatabiliriz. Liv!
Liv! What are you gonna do?
Ne yapacaksın yani?
- Liv. - Let it go.
- Boşver gitsin.
Liv's not working against you.
Liv asla sana karşı çalışmaz.
I bet she's got you thinking you're part of her family, a good, little gladiator earning Liv's love, maybe not normal, but close enough.
Bahse girerim seni ailesinin bir parçası olarak görüyordur. Liv'in takdirine mahzar olan küçük tatlı gladyatör. Normal olmasa da yeterince yakın.
- Liv. - Cyrus, what are you doing here?
- Cyrus burada ne arıyorsun?
Liv, this business between Sally Langston and her husband...
Liv, konu Sally Langston ve kocası...
Liv, this is bad.
Liv, bu çok kötü.
You cracked Liv's safe.
Liv'in kasasını açtın.
Liv, I need to talk to you.
Liv, seninle konuşmam lazım.
Liv?
Liv?
- Three people died, Liv, right in front of me.
- 3 kişi öldü Liv, hem de gözlerimin önünde.
Did he make you a promise, Liv?
Sana söz verdi mi, Liv?
[Sighs] Liv, you can do this.
Liv, bunu yapabilirsin.
Okay, Liv...
Tamam, Liv...
You're on your own.
- Liv.
- Liv, talk to me.
- Liv, konuş benimle.
[Sighs] Run away with me, Liv.
Kaç benimle Liv.
[Door opens]
- Liv.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]