English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Live your life

Live your life translate Turkish

1,357 parallel translation
You live your life, I'll live mine.
Sen kendi hayatını yaşa, ben de kendiminkini.
Why not live your life with fucking Hans Jørgen and leave me alone?
Neden hayatını lanet Hans Jorgen ile yaşayıp beni yalnız bırakmıyorsun?
You got to live your life, right?
Hayatını yaşamalısın, değil mi?
You live your life in spite of me, boy?
Bana rağmen kendi bildiğini mi okuyorsun, evlat?
No one is going to live your life for you.
Kimse senin hayatını senin yerine yaşamaz.
I left you alone. I let you live your life.
Hayatını yaşamana izin verdim.
The reason you don't sit down is you don't want to sit down... because it's more comfortable to accept a law... than question it and live your life.
Bir kuralı kabul etmek onu kuşkuyla karşılamaktan daha kolaydır bu hayatta.
# # You live your life # #
# You live your life ( Yaşıyorsun hayatını ) #
This is not about how you choose to live your life, son.
Bu senin hayatını nasıl yaşacağın seçiminle alakalı değil.
I want you to live your life.
Hayatını yaşamanı istiyorum.
It must be tough to live your life in the shadow of a legend.
Çocuklar gösteriyi beğeniyor musunuz?
And the way you live your life?
Peki ya sen nasıl yaşıyorsun?
Live your life?
Hayatını mı yaşıyorsun?
And you will, just... wake up every morning and live your life.
Ve yapacaksın, sadece... her sabah uyandığında kendi hayatını yaşa.
Now, we can't dwell on that. I think the trick is to just live your life to its fullest. Make sure you spend as much time as you possibly can... with the people you love.
Bence işin sırrı hayatını dolu dolu yaşamak, sevdiğin insanlarla elinden geldiğince çok zaman... geçirmek.
There are only two ways to live your life. Tolerate things the way they are. Or take responsibility to change them.
Gidişata olduğu gibi göz yummak ya da onu değiştirme sorumluluğu üstlenmek.
Come on, you got to live your life, man!
Hadi, hayatını yaşaman gerek dostum.
This narrator might very well kill you so I humbly suggest that you just forget all this and go live your life.
Bu anlatıcı, seni rahatlıkla öldürebilir. Bu yüzden nâçizane önerim, tüm bunları boşverip, hayatını yaşamana bakman.
Jesus, if you had any sense whatsoever you'd fuckin'stop trying to bray it up with the rest of the sheep and live your life the way it makes sense for you you fuckin'ass!
Tanrım, eğer sende his falan olsaydı, koyunların geri kalanına bağırmayı bir kenara bırakıp sana mantıklı gelecek şekilde yaşardın, seni sikkafa!
Go live your life.
Gidin hayatınızı yaşayın.
You always live your life
Kendi hayatını yaşa
And what they did, what they created, was greater than art. Because you live your life in it.
Ve yaptıkları, yarattıkları şeyler sanattan daha büyük çünkü onların içinde yaşıyorsun.
You were born to live a life to help your people.
Halkına yardım için yaşayacağın bir hayata doğdun.
To kill somebody I don't even know so that you could live out the rest of your life with greeks!
Tanımadığım bir insanı öldürmek için yaşamının geri kalanını Yunanlılarla geçiresin diye.
- Why can't you live your own stupid life?
Git. Aptal hayatını kendin yaşa.
You wanna live your miserable fucking life? Then go right ahead.
Eğer sefil bir hayat sürmek istiyorsan, hiç durma.
You must be wondering why you must give away a minute of your life... just to make my father live But if you look at your children playing in your courtyards... you'll probably find the answer
yaşamınızdan bir dakikayı babama vermenizi istiyorum... inanın onun bir dakiya çok ihtiyacı var... inannıyorum torununu görebilecek
- "The Greatest Day of Your Live"
- "The Greatest Day of Your Life"
I know that, despite all the grief in your life, you have found something to live for.
Biliyorum ki, hayatındaki tüm kedere rağmen uğruna yaşamak için bir şey buldun.
Or do you think you'd, like, actually live your whole life thinking you were a good kisser?
Ne dersin, yoksa bütün ömrünü... iyi öpüştüğünü düşünerek mi geçirirsin?
If you let them... they will make your life miserable for as long as you live in this town.
Onlara izin verirsen bu kasabada yaşadığın sürece hayatını cehenneme çevirirler.
You don't want to live your whole life on the crap that Uncle Sam doles out to grunts like us, do you?
Adam başı 500.000 dolar. Ne diyorsun, Rodriguez?
- You can't live your whole life on the dole - Cut it short.
Bütün hayatını işsizlik sigortasıyla geçiremezsin.
You can't live your brother's life for him.
Onun yerine hayatı yaşayamazsınız.
I mean, you're pregnant, all right, and whatever you decide to do, that's a huge decision and that's a decision you're going to have to live with for the rest of your life,
Hamilesin, tamam mı? Ne karar verirsen ver bu büyük bir seçim. Hayatın boyunca birlikte olacağın bir seçim.
If he chooses to let you live, you'll spend every waking minute of your life reminded of what he's cost you.
Yaşamana izin vermeyi seçerse, hayatının her dakikasını sana nelere mal olduğunu hatırlayarak geçirirsin.
I'm here to save your life... - So you can live happily ever after.
Hayatınızın kurtarmak için buradayım böylece sonsuza dek mutlu yaşayabileceksiniz.
You just dreamed me up as a super-sexy way to face the fact that you're going to live the rest of your life alone.
Tüm hayatın boyunca yapayalnız olacağın gerçeğiyle başa çıkabilmek için beni böyle süper seksi hayal ediyorsun.
That's something you're gonna have to live with every day for the rest of your life.
Bu, hayatının sonuna kadar her gün birlikte yaşayacağın bir şey.
You can live in Paris your whole life and never go to the Eiffel Tower. Mm-hm.
Tüm hayatını Paris'te geçirip, Eiffel Kulesine çıkmayabilirsin.
You're going to live alone your entire life because you're a nerdy dorky geed!
Tüm hayatın boyunca yanlız yaşayacaksın çünkü sen eski moda aptalın tekisin!
It's bad to live in the expectation of one day inheriting some great fortune that may never come to pass, and letting your life slip by in the process.
Belki hiç kalmayacak büyük bir servete konma beklentisiyle yaşamak çok kötü. Bu arada yaşamının kayıp gitmesi.
You live with them all your life but you don't really know who they are.
Hayatın boyunca onlarla yaşıyorsun, ama kim olduklarını bilmiyorsun.
i hope that someday my wife will learn to live on her allowance, which is ample, but if she does not, that is her problem, not mine, just as the rug is your problem, just as every bum's lot in life
Umarım bir gün karım da hiç de az sayılmayacak harçlığıyla geçinmeyi öğrenir. Ama eğer öğrenmezse, bu onun sorunu, benim değil. Tıpkı halının senin sorunun olması gibi.
But you do this right now, you'll kill somebody you're gonna live with that for the rest of your life.
Ama eğer bunu yaparsan, hayatın boyunca bununla yaşamak zorunda kalacaksın.
Your life and watching you live it is like a gag reel of ineffective bodily functions.
Yaşamını ve yaşamını geçirme şeklini izlemek bütün olarak yararsız bir kamera hataları silsilesi adeta.
You willing to sacrifice your life so others may live, Goldfish?
Başkaları yaşasın diye hayatını feda etmeye kararlı mısın, süs balığı?
What if you live your whole life and no one is waiting?
Ya hayatının sonuna geldiğinde bekleyen kimse yoksa?
Go and live yöur life!
Git ve hayatını yaşa!
I'm gonna go on and on until everybody knows just what it's like to live in your life.
Senin hayatında yaşamanın ne demek olduğunu herkes öğrenene dek durmayacağım.
Piya.. if you want to live happily.. .. then choose the person who loves you as your life partner.
Piya... eğer mutlu olmak istiyorsan o zaman partnerini sevdiğin kişiyi seçmen gerekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]